Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İZEL

İZEL
@elizmor
Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında. instagram.com/elizimor
Öğretmen
İstanbul
185 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
·
Puan vermedi
Yıllar önce Mutluluk filmini izlemiştim. Başrollerde Özgü Namal, Murat Han ve Talat Bulut vardı. Çok beğenmiştim filmi tabii o zamanlar Zülfü Livaneli'nin eserinden uyarlandığını bilmiyordum. Bir sahafta görüp arka kapağını okuduğumda anladım ve bir de kitabını okumak istedim. Bilirsiniz ki çoğu zaman kitaptaki bazı duygular filme aktarılamaz. Bir günde bitirdim kitabı ve okurken gözümde canlandı karakterler. Yine başrolde yine Özgü Namal ve Murat Han vardı. 17 yaşındaki Meryem, Van Gölü kıyısında bir yerde tecavüze uğruyor. Ona bu kötülüğü yapan öz amcası. Aslında günümüzde maalesef bu tarz kötülükler sıkça duyar olduk. Her seferinde ciğerimiz dağlandı, kahrolduk. Bu konu hakkında söylemek istediğim o kadar şey var ki... Geçmişten günümüze sürekli bir "namus davası"dır sürüyor. Peki bunun sorumlusu kadınlarımız mı gerçekten? Yani bu pisliği yapan erkek ama öldürülen, hor görülen, toplum tarafından dışlanan kadın. Karabasan gibi kadınların üstüne üşüşen sözüm ona erkekler yüzünden nefes alamaz oldular, olduk! Arsızlığın, sapkınlığın arşa değdiği bir zamandayız ne yazık ki bu kötülüğün kimden geleceği tahmin edilemiyor. Meryem şeyh amcası tarafından tecavüze uğradıktan sonra öldürülmek üzere askerden yeni gelen amcaoğlu Cemal ile İstanbul'a gönderiliyor. Ardından her şeyini geride bırakıp amaçsız bir şekilde teknesiyle Ege yolculuğuna çıkan Prof. Dr. İrfan ile yolları kesişiyor. Daha sonra onları çok farklı bir yolculuk bekliyor. "Coğrafya kaderdir" sözünü dibine kadar doğrulayan bir kitap gerçekten, okumanızı tavsiye ediyorum.
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202036,2bin okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
Bir dostluğun kitabı aslında Abidin Dino'nun yazdıkları. Onun Nâzım Hikmet'e beslediği sevgi ve hayranlığa tanık oluyoruz bu satırlarda. Okurken öyle keyif aldım ki, dostluklarına imrendim. Bir yanda Türk Edebiyatı'nın en değerli isimlerinden biri olan Nâzım Hikmet, diğer tarafta ise çok önemli ressamlarımızdan Abidin Dino. Kitapta Abidin Dino'nun Nâzım Hikmet hakkındaki düşüncelerini okuyoruz. Onu ne kadar çok sevdiğini her sayfaya ilmek ilmek işlemiş adeta. Nâzım Hikmet'in Dino'lara gönderdiği mektuplar da yer alıyor. Kâh hapishanelerde kâh Vera'nın yanında... Aslında yine görüyoruz ki devlet eli silah tutandan çok eli kalem tutandan korkuyor. O yüzden koca vatana bir Nâzım sığdırılamadı. Susmadı Nâzım. Kendi bildiği yoldan yürümeye, fikirlerini paylaşmaya devam etti. Bu uğurda sevdiklerini kaybetti belki ama kendinden ödün vermedi. Bu muhteşem dostluğa tanıklık etmelisiniz. Ben çok beğenerek okudum. Nâzım Hikmet'e olan hayranlığım gün geçtikçe artıyor. Yaşar Kemal'in de dediği gibi: "O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık."
Nâzım üstüne
Nâzım üstüneAbidin Dino · Sel Yayınları · 2018108 okunma
81 syf.
·
Puan vermedi
Bilinmezlikler ülkesi: İntihar
Ansızın intihar ediyor 25 yaşındaki bir adam ve işin ilginç tarafı ise karısıyla evden çıkarken bir şey unuttum diyerek mahzene iniyor ve tabancayla vuruyor kendini. Anlatıcı ise onun arkadaşı "sen" dilini kullanarak, onu anlatıyor. Yıllarca görüşmemelerine rağmen sanki tüm anılarına tanıklık etmişçesine bir anlatım bu. Yazar çocukluk arkadaşına yazdığını söylüyor fakat kendisi de bu kitabı tamamlayıp yayımcısına verdikten on gün sonra intihar ediyor. Görünen o ki arkadaşı aracılığıyla kendini anlatmış Leve. “Yaşamın bir varsayımdı. Yaşlanıp ölenler bir geçmiş yığınıdır. İnsan onları düşününce oldukları şey gelir gözünün önüne. Seni düşününce olabileceğin şey geliyor. Sen bir olasılık yığını oldun, hep öyle kalacaksın.” diyen ve intiharını kurgulayarak bu dünyadan ayrılıp kavuşmak istediği hiçliğe nihayetinde ulaşır. Kitapta arkadaşına sesleniyor ve onun üzerinden aslında kendine sorular soruyor. Kendi yaşamını arkadaşının yaşamıymış gibi yorumluyor ve kendi fikirlerini bizlerle paylaşıyor. Kitabı okurken Albert Camus 'nün şu sözü geldi aklıma: “İntihar bir kaçış değil, reddediştir.” Leve'nin de düşündüğü tam olarak buydu. O, kendi varlığının farkına varmış ve hiçliğe doğru bir yol almıştır. Son olarak Leve'nin alıntısı ile bitirmek istiyorum: "Doğmak başıma gelir Yaşamak beni uğraştırır Ölmek beni tamamlar"
İntihar
İntiharEdouard Leve · Sel Yayıncılık · 20212,773 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
168 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Dün gece yalnızca bir hikâye okumak için elime aldığım bu kitabı yarıladım. Saate baktığımda sabahın 4'ü olduğunu fark ederek kitabı bırakmak zorunda kaldım. Murathan Mungan ile tanışmamı sağlayan Eldivenler, Hikâyeler baştan sona birbirinden etkileyici 10 hikayeden oluşuyor. Özellikle ilk hikâye olan Eldivenler 'i çok beğendiğimi söylemeliyim. Bu
Eldivenler, Hikâyeler
Eldivenler, HikâyelerMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 2018632 okunma
383 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Kitapla ilgili düşüncelerimi yazmaya başlamadan önce derin bir nefes alıp kitabın bana kattıklarını düşündüm. Altını çizdiğim, kendime öğüt olarak aldığım o kadar çok yer vardı ki... Özellikle son kısımları okurken silkelenip kendime gelmem gerektiğini anladım. Hayat o kadar tuhaf ki. Hepimiz eşsiz bir ruha sahibiz. Çoğumuz geçmişte aldığımız
Madalyonun İçi
Madalyonun İçiGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 202018,1bin okunma
Reklam
286 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kırmızı Oda ve Masumlar Apartmanı dizilerini büyük bir beğeniyle izledikten sonra Dr. Gülseren Budayıcıoğlu'nun tüm kitaplarını alıp okumak istedim. İlk olarak Günahın Üç Rengi ile başladım. Kırmızı Oda'yı izleyenler bilir ki Meliha'nın hayat hikâyesi hepimizi derinden etkiledi ve gözyaşlarına boğdu. Bu kitapta da üç farklı hikâye ele alınıyor. Bizi "Fahişeliğin Rengi Kırmızı" başlığı ile Meliha'nın hikâyesi ile karşılıyor. Ah Meliha, izlerken de okurken de keşke gerçek olmasaydı dedim defalarca. Ama ne yazık ki bu gibi hikayelere sahip birçok kadın var aramızda. Üç kuşak boyunca sürüp gelen bir acı bu Meliha'nın yaşadıkları. Daha sonra bir mazoşist bir gencin nasıl bu hale geldiği anlatılıyor. Bu hikâyeyi okurken hem rahatsız oldum hem de epey şaşırdım. Her gün yolda yürürken denk geldiğimiz insanların iç dünyasını, neler yaşadıklarını bilmiyoruz. Bu beni çok düşündürüyor. Ben de dahil insanların içinde kim bilir ne fırtınalar kopuyordur...Son hikâyemiz yaşlı bir holding patronunun cinsel tercihi ve şaşırtıcı istekleri. Kitabı hiç sıkılmadan aksine çok merak ederek okudum. Özellikle Meliha Hanım'ın kızı Melek(Hayat)'in yıllar sonra tesadüf eseri Gülseren Hanım'ın yanına gelmesi çok etkileyiciydi. Onun için her şeyin farklı olmasını dilerdim. Daha fazla uzatmadan herkese tavsiye ediyorum.
Günahın Üç Rengi
Günahın Üç RengiGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201314bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
AZ ile tanıştığım Hakan Günday’ın bu sefer Zargana kitabı ile karşınızdayım. İlk olarak merak ettiğim şey Zargana’nın ne anlama geldiğiydi. Öğrendiğime göre Zargana, uzun ve ince vücutlu bir deniz balığı türü. Kahramanımızın da fiziksel özellikleri bu şekilde olduğundan adını Zargana koymuş yazar. Tecavüz, cinayet, sapkınlık,
Zargana
ZarganaHakan Günday · Doğan Kitap · 20137,3bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Yaşam yaşanmaya değer mi? Bence sorgulamamız gereken asıl konu bu. Zira Camus'nün de yaptığı bu. O intihar üzerinden bireyin yaşamış olduklarını bir sorun haline getirip bunu paylaşmaktadır. Ayrıca intiharın bir başkaldırı olduğu tezine karşı çıkmakta ve intiharın aslında bir boyun eğiş olduğunu söylemektedir. Bu konuda Camus'ye katılıyorum çünkü
Sisifos Söyleni
Sisifos SöyleniAlbert Camus · Can Yayınları · 20158,4bin okunma
95 syf.
·
Puan vermedi
Nobel ödüllü yazar Andre Gide'in okuduğum ilk kitabı Pastoral Senfoni oldu. Eser günlük tarzında ele alınmış bir nevi kendine has bir ezgiye sahip. İdealist bir papaz köye cenaze sebebiyle gider ve orada görme engelli 15 yaşlarında bir kız ile karşılaşır. Bu kıza işitme engelli teyzesi bakmaktadır. Bu sebeple kız hiçbir şekilde insanlarla iletişim kurmamakta ve bir başına yaşayıp gitmektedir. Papaz, Gertrude'yi evine getirir ve onunla bizzat ilgilenmeye başlar. Ne var ki papazın karısı, eşinin kıza olan düşkünlüğünden dolayı yakınmaktadır. Papaz söylenilenlere aldırış etmeden kıza bildiklerini anlatmaktadır. Aslında ona hayatın tüm renklerini bir senfoni aracılığıyla aktardığını söylemek mümkün. Ayrıca kitap Beethoven'ın eserlerinden olan Pastoral Senfonisi'ne de gönderme yapmaktadır. Evet çabaladığınız sürece her şeyi yapmak mümkün olabilir fakat kitabın sonlara doğru amacından saptığını düşünüyorum. Ama genel itibariyle beğenerek okuduğum bir eser oldu. Herkese tavsiyemdir.
Pastoral Senfoni
Pastoral SenfoniAndré Gide · Timaş Yayınları · 20214,586 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Öyle bir hayat düşünün ki içerisinde hırsızlık ve sahtekârlık olsun ve yine öyle bir gece düşünün ki 'kendinizi' bulmanıza yardımcı olsun. Kitapta tam da bu ele alınıyor. Kahramanımız 36 yaşında ve her şeye sahip fakat hayattan artık zevk almıyor. Kendi kendine oyunlar kurup onları yaşıyor ve farklı farklı suçlar işliyor. Ardından bir gece onun deyimiyle o "olağanüstü gece" de tabiri caizse gözleri açılır ve kendinin farkına varır. O geceden sonra varoluşsal amacıyla birlikte benliğine yolculuk yapar. Kitaptaki betimlemeleri, ruh tasvirlerini, kahramanımızın yaşamış olduğu buhranı öyle güzel dile getirmiş ki Zweig, bir kez daha kalemine hayran kaldım. Hatta kitabı okurken kahramanla birlikte siz de silkelenme ihtiyacı duyuyorsunuz. Özellikle son cümle beni çok etkiledi. Hemen paylaşayım sizlerle de: "Bir kez kendini bulan birinin bu dünyada artık kaybedecek bir şeyi yoktur. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlayan, bütün insanları anlar."
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Can Yayınları · 2019144,3bin okunma
Reklam
56 syf.
·
Puan vermedi
Stefan Zweig' in eseri olduğunu apaçık belli eden Lyon'da Düğün, üç farklı hikâyeden oluşuyor. İlk hikâye kitaba adını veren Lyon'da Düğün. Bu hikâyede öldürülmeyi bekleyen devrimci adam ile onu çok seven kadın aynı hapishaneye düşer ve orada evlenip birlikte ölüme yürüdüler. Zweig burada aşkı yine çok güzel bir şekilde gözler önüne sermiştir. Akabinde İki Yalnız İnsan hikâyesi geliyor. Burada da çirkin olduğu için insanlar tarafından hor görülüp dışlanan bir kadın ve yine aynı şekilde aksayan bacağı sebebiyle toplumda yer edinemeyen bir adamın birbirlerinin kusurlarını kapatarak birbirlerine sığınması konu ediniyor. Zaten bu güzellik algısını oldum olası anlayamadım. Kime göre güzel, kime göre çirkin? Ya da insanların gözündeki çirkinliğin tanımı nedir çözemedim bir türlü. Şöyle ki üçüncü hikâyede de çirkinlik teması ele alınıyor. İnsanlar Ruzena çirkin olduğu için yüzüne dahi bakmaktan çekiniyorlar. Ona tecavüz eden erkekler de kendilerine bu hak verilmiş gibi görüyorlar. Sahiden öyle bir devirdeyiz ki insanlar birbirleriyle yarışıyor artık. Ama sizler de fark ettiyseniz özellikle kadınlar gün geçtikçe birbirlerinin aynısı olmaya başladı. Toparlayacak olursam kitapta genel olarak toplum dışına itilmiş insanların, bu durumun kişilikleri üzerindeki etkisi anlatılıyor. Çirkinlik yüzde değil, kalptedir diyorum son olarak.
Lyon'da Düğün
Lyon'da DüğünStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,9bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Çok güzel bir Zweig kitabı daha okumuş bulunmaktayım. Bir yazar düşünün ki 52 sayfaya birçok duyguyu sığdırsın... Kalemi o kadar kuvvetli ki kahramanın yaşadığı o derin duyguyu siz de içinizde hissediyorsunuz. Salomonsohn, karısı ve kızı tarafından nasıl dışlandığını ve yalnız kaldığını bizlere anlatıyor. Baba bu yalnızlık, ihanete uğramış duygusuyla ölüme sürüklenir ve kalbi gerçekten de çökmeye başlıyor. Anne ve kız gerçekten umursamaz ve havai takılan insanlar ki siz de şaşırıyorsunuz bu duruma. Oysaki baba, tüm hayatını çalışarak ve onları memnun etmeye uğraşarak geçirmiştir. Ama nafile, kıymet bilen yok. Ailesinin refah içinde bir yaşam sürdürmesini sağlayan adama cahil gibi yakıştırmalar yapılıyor ve üstelik küçük görülüp ondan utanılıyor. Gelin görün ki bu duruma adamın ne ruhu ne de bedeni dayanıyor bu duruma. Ve sonunda da kırık bir kalple sonsuzluğa yürüyor Salomonsohn. Kitabı okurken gerçekten babaya o kadar üzüldüm ki... İçinde fırtınalar koparken o sessiz kalmış ve göz göre göre kalbinin durmasını beklemiştir. Böyle insanlar gerçek hayatta da yok değil. Çevremizde de böyle karakterlere sahip insanları -maalesef ki- görmek mümkün. Dakikalar içerisinde bitirebileceğiniz güzel fakat bir o kadar iç burkan hikâyeye tanık olabilirsiniz. Keyifli okumalar diliyorum.
Bir Kalbin Çöküşü
Bir Kalbin ÇöküşüStefan Zweig · Can Yayınları · 201816,6bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Geçen sene izlediğim filmin kitaptan uyarlandığını bilmiyordum. Şans eseri görünce okumak istedim. Sağ olsun annemin bana erken doğum günü hediyesi olarak geldi dün ve ben de çok kısa bir sürede bitirip sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle kitabın beklentimi karşılamadığını söylemek istiyorum. Çünkü genelde okuduğum kitapların filmlerini izlediğimde kitabı detay vermesi açısından daha bir seviyorum fakat burada tersi bir durum söz konusu. Yıllar sonra filmi tekrar izleyeceğime eminim hatta arkadaşlarıma da tavsiye ederim ancak kitap için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Filmde Benjamin Button'ı Brad Pitt canlandırıyor ve ona da Cate Blanchett eşlik ediyor. Tek kelimeyle mükemmel bir film. Ki ben normalde film izlemekten sıkılan bir insanım ama yaklaşık 3 saat süren bu filmi büyük bir zevkle izledim. Neyse gelelim kitaba. Konu bakımından farklı olan kitapta Button, yaşlı bir adam olarak dünyaya gelir ve gün geçtikçe gençleşir. Farklı olduğu için ailesi ve çevresi tarafından zor kabul edilir. Burada verilmek istenen sosyal mesaj belli diye düşünüyorum. Yazar yaşın insanın kimliği üzerindeki etkisine dikkat çekiyor. Bu hiciv tarzındaki kitabı filmden ötürü sevdim. Ama tekrar söylüyorum mutlaka filmini izlemelisiniz. Son olarak kitabın arka kapağında da yer alan Mark Twain'in şu sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum: "Hayatın en iyi kısmını başta, en kötü kısmının da sonda olması ne yazık."
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,4bin okunma
229 syf.
·
Puan vermedi
·
43 günde okudu
Leylâ Erbil adını duyduğumda aklıma hep Ahmed Arif'in ona karşı olan aşkı gelir. o masum, saf aşkı... Leylim Leylim'i okuduktan sonra bu inanılmaz aşkın sahibi Erbil'i de okumak istedim. Mektup Aşkları'nı okurken aklıma sürekli Ahmed Arif geldi sanki Erbil kitabında ona da yer vermiş karşılıksız sevgi konusunda. Kitapta Jale'ye yazılan mektuplar
Mektup Aşkları
Mektup AşklarıLeyla Erbil · İş Bankası Kültür Yayınları · 20101,070 okunma
448 syf.
·
Puan vermedi
Mayıs ayının ikinci haftası gibi başladığım bu kitabı okurken yer yer sıkıldığımdan ötürü yarıda bırakıp başka kitaplar bitirdim. Ay bitmeden tamamlamak için bu gecemi ona ayırdım. Kitabı çok uygun fiyata A101'den aldım. Üstelik tanıtımda görüp araştırdığımda okuyanlar tarafından çok beğenildiği yönünde yorumlar okudum. Fakat ne yazık ki ben aman aman beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Bazı yerler epey sıkıcıydı. Atlayarak okuduğum birkaç yer oldu. Kitabın adı Tanrı'nın Unutulan Çocukları olduğu için ben daha farklı bir olay örgüsü bekliyordum bu konuda beklentimi karşılamadığını söyleyebilirim. Onun haricinde kitabın son kısmında az da olsa şaşırdım ama pek bir heyecan yoktu açıkçası. Birkaç yorumda okuduklarının arasında en beğendikleri kitap olduğunu yazdıklarını gördüm. Saygı duyarım fakat bu konuda o insanların okudukları kitapları merak etmiyor değilim. Herkes tarafından dışlanmış Jasper bir gece Charlie'nin penceresini tıklatır ve onu ormanın derinliklerinde asılmış halde bulduğu Laura'nın yanına götürüp yardım ister. Bunun akabinde dost olur ve birbirlerini yardım ederler. Laura'nın kimin öldürdüğünü bulmaya çalışırlar. Ek bilgi: Kitap Avustralya'da 6 ödül almış. Kitap hakkında benim düşüncelerim bu şekilde. Tabii her okuyucuda farklı hisler uyandırır kitaplar. Sevmek veya sevmemek zevk meselesi. Daha daha güzel kitaplar okuduğumu düşünüyorum. Bir ara aklımdan keşke kitaplığımda beni bekleyen Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü okusaydım diye geçti. Neyse artık başka bir sefere kaldı. Herkese iyi okumalar :)
Tanrı'nın Unutulan Çocukları
Tanrı'nın Unutulan ÇocuklarıCraig Silvey · Martı Kitabevi · 20216,2bin okunma
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.