Yaşamım boyunca, istisnasız hepsi de budalaca işler yapan dar omuzlu insanlar gördüm ve çoğu türdeşlerini şaşkına çevirip ruhları türlü şekilde baştan çıkarırlardı. Eylemlerine gerekçe olarak "ün"ü gösterirler. Onları görünce herkes gibi gülmek istedim ben de; ama böylesine tuhaf bir öykünme olanaksızdı benim için. Keskin ağızlı bir
Sık göremezsiniz onları, kalabalıktan uzak dururlar çünkü. Azdırlar sayıca bu tuhaf insanlar, ama onlardan çıkar ender iyi resimler, ender iyi senfoniler, ender iyi kitaplar ve ender iyi işler.
Siz insanlar için en değerli şeyin asil ve saf bir soyluluğa eşlik eden zenginlik olduğunu öğrendim. Bunlardan yalnızca birine sahip olan insan yine saygı görebiliyordu, ama ikisine de sahip olmayan, çok ender durumlar dışında, yeteneklerini seçilmiş birkaç kişinin çıkarı uğruna harcamaya mahkum bir serseri ya da köle gibi görülüyordu! Peki ya ben neydim?
Kültürlü bir insan, gereksindiği her şeyi elinin altında bulundurur. Kültürlü bir insanın ruhu, eksiksiz bir cephaneliktir. Ama anılan insanlar -kültürlü olmaları nedeniyle- bu cephaneliği kullanma gözüpekliğini ender gösterdiklerinden, bu durum pek anlaşılmaz.
"Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir." ( Francis Bacon )
İhtiyaç dünyayı yönetir. İnsanlar ihtiyaç duymadıkça ender olarak eylemde bulunurlar. Eğer kendiniz ihtiyaç duyulmasını sağlayamıyorsanız,ilk fırsatta yok edileceksiniz. Öte yandan gücün yasalarını anlarsanız ve başkalarını kendi iyilikleri için size bağımlı kılarsanız,zayıflıklarına, kendi ''demir ve kan'' gücünüzle karşılık verirseniz, Bismarck'ın ifadesiyle efendilerinize rağmen hayatta kalmayı başarırsınız. Efendi olmanın zorluklarıyla karşılakmaksızın gücün bütün yararına sahip olursunuz.
Köylüler, İşçiler ve İmalatçılar
...
Snelman, bütün köylülerin, işçilerin, imalatçıların ve bütün halk kesimlerinin
her yönden aydınlanmasını, öğrenim ve eğitimini hayatının en önemli görevi
saymış; bir zamanlar Pierre d’Amiyen’ in Haçlı Seferleri’ni kışkırttığı gibi, o da Finlandiya’da eğitim seferberliğinin öncüsü olmuştur.
Snelman
Kendini Halkın Sağlığına Adayan Doktor...
Bir Köy Doktorunun Hatıraları adlı eserin yazarı, göreve başladığı ilk
günden beri günlük tutuyor ve Tıp Fakültesini nasıl bitirdiğini, bölge
hizmetine hangi niyetle başladığını kaydediyor.
Talihi kendisine pek yardımcı olmamış, çocukluğunu ve
gençliğini muhtaçlık ve yokluk içinde geçirmiş.
"Dünya çok derin ve merkezine kadar canlı, Ender. Biz insanlar en tepede yaşıyoruz, tıpkı sahilin yanındaki durgun suyun kir tabakası üzerinde yaşayan mikroplar gibi."