Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Büyük insanlar gerçeği, ancak korkuyla titreyerek, aralıktan gördüler; gerçeği ifade etmek cesaretine çok ender olarak sahip oldular. Bunu yapmaya cesaret edenler, küstahlıklarından dolayı, genellikle cezaya çarpıldılar.
"Gecenin verdiği huzurdan hoşlanarak nehir bo­yunca yürüdüm. Artık acı hissetmiyordum. Çevremdeki her şey bana huzur veriyor gibiydi: yüzümü okşayan hafif esinti; boş so­kaklarla, kapalı kapılar ve pencereler, insanlar tarafından dışlan­ma, aynı zamanda onları dışlayabilme duygusu; her şeye, yeryü­züne, gökyüzüne hatta ağaçlara bile yabancılaşma. Ait olmadığı büyülü bir dünyada yürüyen bir kadın gibiydim. Bu kadının canı­nın istediğini yapma, istemediğini yapmama özgürlüğü vardı. En­der rastlanan o kimseye bağlı olmama, her şeyden vazgeçme, çev­redeki dünyayla bütün ilişkilerini kesme, tamamen bağımsız ol­ma ve bağımsızlığının hakkını vererek yaşama; bir erkeğe, evlili­ğe ya da aşka bağlanmadan özgür olma; tüm kural ve yasaların sınırlandırmasından kopma hazzını yaşıyordu bu kadın. Önüne ilk çıkan erkek onu istemezse, ikincisi, üçüncüsü gelecektir. Tek bir adamı bekleme gereksinimi duymayacaktır. O dönmediği za­man üzülmeyecek, bir şey beklemeyecek, umutları suya düştü­ğünde acı çekmeyecektir. Hiçbir şey umut etmeyecektir artık, hiç­ birşey arzulamayacaktır. Hiçbir şeyden korkmayacaktır, çünkü onu incitebilecek her şeyi zaten yaşamıştır."
Reklam
Mavi kelebekler çok ender bulunur. Efsaneye göre bu kelebekler şansın döndüğünü gösterirmiş. Hatta bazı insanlar mavi kelebeklerin dilekleri gerçekleştirdiğini bile düşünür.
Sayfa 167
İçi Boş İnsanlar
Endişe çağında yaşamanın ender nimetlerinden biri, bizi kendimizi farkında olmaya zorlamasıdır.
Artık acı hissetmiyordum. Çevremdeki her şey bana huzur veriyor gibiydi: yüzümü okşayan hafif esinti; boş sokaklarla, kapalı kapılar ve pencereler, insanlar tarafından dışlanma, aynı zamanda onları dışlayabilme duygusu; her şeye, yeryüzüne, gökyüzüne hatta ağaçlara bile yabancılaşma. Ait olmadığı büyülü bir dünyada yürüyen bir kadın gibiydim. Bu kadının canının istediğini yapma, istemediğini yapmama özgürlüğü vardı. Ender rastlanan o kimseye bağlı olmama, her şeyden vazgeçme, çevredeki dünyayla bütün ilişkilerini kesme, tamamen bağımsız olma ve bağımsızlığının hakkını vererek yaşama; bir erkeğe, evliliğe, ya da aşka bağlanmadan özgür olma; tüm kural ve yasaların sınırlandırmasından kopma hazzını yaşıyordu bu kadın.
Duygusal kompartımanın sığ kalması, bazı insanlarda ente- lektin aşırı gelişmesine neden olur. Kişiliğin bütününe mal edile- meden ve özümsenemeden, narsisistik düzeyde yaşanan ve dav- ranışa dönüşemeyen bir entelekt, bazen, kimlik sorununa kısmen ve yüzeysel bir çözüm getirir. Çoğu zaman politik boyutlar içe- rerek. Üstelik düşünce, eğitimli insanlar için kolay sığınılan, arma çoğunlukla şartlandırılmalarımızdan bağımsız olmadığı için ne kadarı kendimizden kaynaklandığı tartışmaya açık bir alan. Özgün düşünce aslında ender yaratılabilen bir haldir.
Sayfa 144 - MetisKitabı okudu
Reklam
Odaklanmanın bu kadar ender görülen bir olgu olmasını sebebi, insanların iradelerini tek bir şeye yöneltmemeleridir; odaklanmaya değer hiçbir şey yok, çünkü tutkuyla peşine düşülen hiçbir amaç yok. Bununla beraber işin içinde başka şeylerde var. İnsanlar odaklanmaktan korkuyorlar çünkü bir kişiye, bir fikre, bir olaya dikkatlerini fazlaca verirlerse kendilerini yitirmekten endişeleniyorlar. Benlikleri ne kadar zayıfsa, benliklerinin dışında bir şeye odaklanma edimi içinde kendilerini kaybetme korkuları da o kadar büyük oluyor.
Bazı insanlar, inanması ne kadar güç olursa olsun, zihinlerini boşaltabilirler. Bilgiler, deneyimler, duygular, kişilik özellikleri buharlaşır. Unutmak, var olanı yok etmektir. Geriye sadece hayatı sürdürmek için gerekli olanlar kalır. Kozan, zihinlerini kesip biçen ve bir terzi titizliğiyle bedenlerine uygun bir balıkadam kıyafeti dikebilen ender insanlardandı.
Üç tür insan var. En mutlular, herkesin ve her şeyin esasen iyi olduğunu sanan, dünyadan habersizler. Çocukların çoğu böyledir ve sen de, Hooker (benim çok karşı çıkmama rağmen) sana bunun tersini gösterinceye kadar böyleydin. İkinci ve en büyük tür, yarı pişmiş iyimserlerdir: Açlığa ya da sakatlığa rahatsız olmadan bakabilmelerini sağlayan mental bir büyü hilesi bulmuş insanlar yani. Bunlar ya kötülerin acı çekmeyi hak ettiğini, yahut uluslarının bu sefaletleri -yarattığını değil de- tedavi edeceğini, ya da Tanrının, Doğanın, Tarihin bir gün her şeyi düzelteceğini sanır. Doktor Hooker bunlardan biridir ve onun retoriğinin seni gerçeklere karşı körleştirmemiş olmasına seviniyorum. Üçüncü ve en ender türdekilerse, insan yaşamının ancak ölümün iyileştirebileceği, esa­sen acılı bir hastalık olduğunu bilir. Bizim, bu kör yaşayanların arasında bilinçli bir şekilde yaşayacak gücümüz var. Biz kinikleriz.
Sayfa 165 - Sel Yayınları
Bir merhamete bağlanıp kalmamalı: bir tesadüfün bize çektirdikleri ender eziyetleri ve çaresizliklerini gösterdiği yüksek insanlar söz konusu olsa bile.
Reklam
Herhangi ünlü bir romanı hatırlayınca tüm yapının sonsuz bir karmaşıklığa sahip olduğu aşikar çünkü pek çok yargıdan ve pek çok duygudan oluşuyor. Şaşırtıcı olan, bu şekilde oluşturulmuş herhangi bir kitabın bir ya da iki yıldan daha uzun bir süre bütünlüğünü koruması veya Rus ya da Çinli okur için ne anlama geliyorsa İngiliz okur için de aynı anlama gelmesidir. Fakat bunlar, nadiren dikkat çekecek derecede bütünlüklerini korumayı başarırlar. Ve onları hayatta kaldıkları bu ender durumlarda bir arada tutan, faturaları ödemek veya acil bir vakada onurlu davranmakla hiçbir alakası olmamasına karşın insanın dürüstlük diye adlandırdığı şeydir. Romancı söz konusuysa, dürüstlükten kasıt, insana gerçeği verdiğine duyulan inançtır. Evet, bunun böyle olacağını hiç düşünmezdim, diye aklından geçirebilir insan; hiç böyle davranan insanlar tanımadım. Fakat beni bunun böyle olduğuna, böyle gerçekleştiğine ikna ettiniz.
Sayfa 102
Aslında insanlar yalnızca kendi güçlerinin hüküm sürmesini ve artmasını arzu ederler. Gücünü bir başkasına teslim ettiği ender anların sonunda hep yıkılmış ve öfkelenmiştir.
"Yeryüzünde her insanın kendisini bekleyen bir hazinesi vardır," dedi yüreği delikanlıya. "Biz yürekler, insanlar artık bu hazineleri bulmak istemedikleri için bunlardan pek ender söz ederiz. Onları küçük çocuklara anlatırız. Sonra herkesi, kendi yazgısının yoluna göndermek işini hayata bırakırız. Ne yazık ki, kendisine çizilmiş olan yolu, pek az insan izliyor; oysa bu yol, Kişisel Menkıbe'nin ve mutluluğun yoludur. İnsanların çoğu dünyayı korkutucu bir şey olarak görüyorlar ve yalnızca bu nedenden dolayı da dünya gerçekten korkutucu bir şey oluyor. O zaman biz yürekler, giderek daha alçak sesle konuşmaya başlıyoruz ama asla susmuyoruz. Ve sözlerimizin duyulmaması için dilekte bulunuyoruz: Kendilerine çizmiş olduğumuz yolu izlemedikleri için insanların acı çekmelerini istemiyoruz."
"Yeryüzündeki her insanın kendisini bekleyen bir hazinesi vardır," dedi yüreği delikanlıya "Biz yürekler, insanlar artık bu hazineleri bulmak istemedikleri için bunlardan pek ender söz ederiz..."
Sayfa 154 - Can YayınlarıKitabı okudu
Parçaları kaybolmuş puzzle gibi artık insanlar.Kiminin kalbi,kiminin ruhu, kiminin beyni yok.
Sayfa 173
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.