Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar, benzer uzlaşmalar sonunda, çağdaş dönemin öğretip uyguladığı o gevşek ahlak kurallarına ulaşırlar. İşte böyle dönemlerde, o ilkeli insanlara, kötülüğe asla eğilmeyen ve doğru yoldan en ufak bir sapmayı suç kabul eden o güçlü iradelere çok daha ender rastlanır.
“Çok yoksul insanlarda sıkıntılarını önemsememe gibi bir eğilim görülür, bu insanlar ender durumlarda hekime başvurmak gerektiğine inanırlar." Earl Koos
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Chuck Palahniuk
Parçaları kaybolmuş puzzle gibi artık insanlar. Kiminin kalbi, kiminin ruhu, kiminin beyni yok.
Sayfa 173 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
"İnsanlar güllerin peşinde koşarken Kır çiçeklerini ezdiklerini fark etmezler. Unutma!”
Sayfa 128 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Yazgının Eli
Bu dünyaya gelip de hiç kimseye zararı dokunmadan geçip giden ender insanlardan biridir o. Ama bu insanlar hemen hemen her zaman mutsuz ve ezilmişlerdir, çünkü ötekilerin düzenbazlıklarının ve kötü yürekliliklerinin zavallı kurbanları olurlar.
Eğer bir şeyi arzularsam, ona erişmem bana az ya da çok haz verecektir, erişememem ise bana az ya da çok acı verecektir. Buradan yola çıkılarak bir şeyin, kendisi için değil de, vereceği haz için arzulandığı çıkarımında bulunulur. Fakat bu arabayı atın önüne koşmaktır. Şeylerden aldığımız haz genellikle onların tatmin edebildiği bir arzumuzun olmasına bağlıdır; örneğin yemekten ve içmekten alınan haz açlığa ve susuzluğa bağlıdır. Ya da yine insanların bir müsabakada kendi takımlarının kazanmasından elde ettikleri hazzı ele alalım. Başka insanlar da rakip takımın zaferinden aynı hazzı alacaktır; her iki durumda da hazzın var olabilmesi arzuya bağlıdır ve arzu var olmasa, haz da var olmaz. Bu sebeple insanların yalnızca hazzı arzuladıklarını söyleyemeyiz. Onlar her türlü şeyi arzular ve hayali hazlardan arzuların doğması hazların arzulardan doğmasından daha ender rastlanan bir durumdur. Dolayısıyla bir insanın hedefine erişmekten bir miktar haz elde edeceği yönündeki salt gerçek onun arzusunun ben merkezli olduğunu söylemeye sebep teşkil etmez.
Reklam
İnsanların çoğuna baktığımda gördüm ki onlar zamanlarını garip şeylere harcıyor. Geceler uzadığında fayda vermeyen konuşmalar yapıyor, savaşları anlatan veya eğlencelerden bahseden kitapları okuyorlar. Gündüzleri uzadığında ise yatıp uyuyorlar. Ya da onlar Dicle Nehrinin kenarlarındaki çarşılarda gezip duruyorlar. Ben onları geminin içinde sohbet edip de denizin onları sürükleyip götürdüğünden haberdar olmayan kişilere benzettim. Varlığın sebebini kavramış olan ender insanları da gördüm. Onlar yolculuğa hazırlanıyorlardı. Ancak onların da seviyeleri birbirlerinden farklıydı. Bunun da sebebi; ilmî seviyelerinin ve ahiret için infak ettikleri şeylerin farklı olmasıydı. Bir kısım insanlar da buldukları şeyleri yüklenerek koruma olmadan yola çıktılar. Bunlar arasında nicelerinin önü kesildi ve müflis durumuna düştüler. Ömür nimetini iyi değerlendirmek, kaçırılan şeyleri elde etmek için hızlı koşmak gerekir. İlmi şahit, hikmeti delil getirin!Zamanla yarışın, nefisle mücadele edin, azığınızı hazırlayın! Bazen vaziyet, birinin insanları teşvik edip de pişmanlık gözyaşlarından dolayı sesinin duyuramaması gibi bir hal alıyor.
Sayfa 105Kitabı okudu
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Her Bölümü Bir Film Konusu
Bu kitabı beğenen herkesin etkilendiği bir söz ,bir cümle, bir şahıs bir yer vardır elbet. Benim etkilendiğim yer ise “Waterloo’da Yazgıyı Değiştiren An” bölümündeki şu cümlesi oldu: “Her zaman komuta altında yaşayan insanlar buyruklara karşı çıkıp yazgının sesini duymayı başaramazlar.” Napolyon’un ,Blücher komutasındaki Prusya ordusu ile
İnsanlığın Yıldızının Yükseldiği Anlar
İnsanlığın Yıldızının Yükseldiği AnlarStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,5bin okunma
"Mutluluğun verdiği keyfe alışan insanlar için mutsuz olmak daha da zordur..."
510 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
FEDAİLERİN KALESİ ALAMUT,510 sayfa “Hiçbir şey gerçek değil,her şey mubah.” Sanki kitabın özeti gibi…Dünyada yaratılmış sahte cennet bahçeleri,din adı altında kandırılan insanlar,tarikatlar,körü körüne bağlılık,şehitlik vurgusu,uyuşturucu,dünyada yasak olan her şeyin öteki dünyada mükafat olarak sunulması,her türlü
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,6bin okunma
Reklam
Ender sinyalleri geliyor sanki...:))
"Sıra sende," dedi kollarını göğsünde kavuşturup bana bakarak. "Ne anlatabilirim ki? Bahse girerim tüm hayat hikâyemi araştımışsındır, dedim. "Evet," dedi dedi gerginlikle. "Askerî okul geçmişinden haberim var.Ben diğer şeyleri merak ediyorum. Neleri seversin mesela?" Sağ gözümü kısıp düşünmeye başladığım sırada bakışlarım tekrar dalgalara takıldı. "Mavi, güzel bir renk." "Lacivert gibi mi?" diye sorduğunda duraksayıp başımla onayladım. Maviyi değil laciverti severdim ve bunu yalnızca Ender bilirdi. "Nereden tahmin ettin?" "Başarının rengi olduğunu söylerler. Başarılı insanlar genellikle laciverti sever." "Bunu bilmiyordum," diye itiraf ettim. Ben laciverti, gökyüzünü en çok lacivertken güzel bulduğum için severdim.
Sayfa 285 - Parola YayınlarıKitabı okudu
Kişi, bağımsızlığa ve emretmeye belirlenmiş olmak için, kendi koyduğu sınavlardan geçmeli; bunu da doğru zamanda yapmalı. Belki de oynanabilecek en tehlikeli oyun oldukları halde, kendi koyduğu sınavlardan kaçmamalı ve son olarak, bunlar yalnızca kendi tanıklığımızda, başka bir yargıç bulunmadan yapılan sınavlar olmalı. Bir kişiye bağlanıp kalmamalı: - en sevilen kişi bile olsa, - her kişi bir hapishanedir, bir kuytudur da. Bir vatana bile bağlanıp kalmamalı: en çok acı çeken, yardıma en çok ihtiyacı olan olsa bile, - yüreğini muzaffer bir vatandan kopartmak daha kolaydır. Bir merhamete bağlanıp kalmamalı: bir tesadüfün bize çektikleri ender eziyetleri ve çaresizliklerini gösterdiği yüksek insanlar söz konusu olsa bile. Bir bilime bağlanıp kalmamalı: kişiyi en değerli, tam da b i z i bekliyor görünen buluşlarla cezbetse bile. Kendi kurtuluşuna bağlanıp kalmamalı, altında hep daha fazla şey görmek için hep daha yükseğe uçan kuşun o şehvetli uzaklığına ve yabancılığına: - uçanın tehlikesi. Kendi erdemlerimize bağlanıp kalmamalı ve bir bütün olarak, herhangi bir ayrıntımızın, örneğin "misafirperverliğimizin" kurbanı olmamalıyız: kendilerine karşı müsrifçe, adeta kayıtsızlık içinde davranan ve liberallik erdemini bir günah boyutuna vardıran yüksek türden zengin ruhlar için tehlikelerin en tehlikelisidir bu. K e n d i n i k o r u m a s ı n ı bilmeli: en zor bağımsızlık sınavı.
Sayfa 49 - *
510 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu kitap tarih kitabı değildir.
Bu yüzden kitapta tarihi olaylardan çok, hoşuma giden alıntıları paylaştım. Kitapta hurafeleri, iftiraları baz alarak kurgulanmış tarihi bi içerik olmayan romandır. O dönemde 100 bin haşhaşinin yaşadığı iddia ediliyor. Bu rakam oldukça uydurma bir rakamdır. Zira rakamların sayısı gerçek olsa Selçuklu'da bütün devlet kademelerini kontrol
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,6bin okunma
KULAK GEDİĞİ
Sonra kulak gediğini, oradan bu tuzağınızı bozacak bir şe- yin girmemesi için gözetleyin ve oradan ancak batılın girmesi için çabalayın. Zira batıl nefse kolay, hoş ve tatlı gelir. En tatlı kelimeleri ve zekiler için en büyüleyici sözleri seçin ve onları ne- fislerin hoşuna gidecek şeylerle katıştırıp sunun. Önce bu tür sözlerden muhatabınıza bir şeyler atın. Kulak verirse benzerlerini ekleyin. Onun hoşlandığını gördükçe bu dü- şünceleri teker teker söyleyip empoze edin. Sakın bu gedikten Allah kelamından, Rasûlullah'ın veya uyarıcıların sözlerinden bir şeyler girmesine izin vermeyin. Engel olamazsanız ve bu tür şeyler girerse onu anlamasına, tefekkür etmesine, nasihat alıp yanlışını düzeltmesine engel olun. Bunun için ya ona zıt düşün- celer empoze edin, ya da onları gözünde büyültün, bunları in- sanların anlayamayacaklarını idrak edemeyeceklerini, bunun ağır bir yük olup insanın tek başına taşıyamayacağını vs. söyle- yin. Ya da bunların değerini onun nezdinde küçültün, şöyle de- yin: "İnsanlar nezdinde daha yüce, daha değerli ve daha ender bulunan şeyle (akli, felsefi şeylerle) iştigal etmek daha iyidir. Boş şeylerin taliplisi çoktur. Hak ise gariptir, yalnızdır. Onu söyleyen kendisini tehlikeye atmış olur. O yüzden kişinin kendi- ni tehlikeye atmayıp insanlar arasında en revaç görecek şeyler- le iştigali daha iyidir." Böylece batılı onlara türlü türlü biçimler- de ve nefislerine kolay gelecek şekilde sunun. Hakkı da önüne, ondan nefret edeceği ve ağırına gidecek biçimde koyun.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.