Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
suphelenmeye basladim adrian ihanet etmicrn dimi
Ayrıldıklarında Nova sesindeki güçlü duygular, içinde akan şaşkınlığa ve ümide engel olamadı. "Gerçeği öğren- diğinde benden nefret edeceğinden emindim." Adrian yüzünü buruşturdu. "Başta bunu yapmaya çalıştım. Fakat dediğin gibi. Herkesin bir kâbusu var." Alnını Nova'nın alnına yasladı. "Belki de ben benim kâbusumun sen olmanı istiyorumdur."
Sayfa 534 - adrian, nova
"Seni sevmeye engel olacak ne varsa vazgeçtim... Ama ilk önce kendimden..."
Sayfa 36 - Karina YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Birçokları anlamayacak olsa da anlatmak zorunda olduğumuz, gecemizi gündüzümüze katarak insanlara hatırlatmakla yükümlü olduğumuz şeyler var. Her ne kadar menfi duyguların coştuğu bir hengâmda, akıl ve analiz gözden düşse de bir okuyan, bir lahza olsun üzerine düşünen birileri olur diye anlatmamız gereken şeyler var. Zira menfi galeyan, tarih
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
Soğuk bir kiş sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. Isınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir, ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır.
"Ruhunun uçuşuna engel olma, kendi içindeki en iyi olana keder verme, canını yarım arzularla ve yarım düşüncelerle doldurup bezdirme ve sormaya devam et, ta ki yanıtı bulana dek; zira insan bir şeyi birçok kere idrak etmiş olabilir, onaylayıp kabullenmiş olabilir, insan bir şeyi bir çok kere istemiş, bir şeye birçok kere teşebbüs etmiş olabilir ama yine de ancak o derin içsel devinim, ancak yüreğin o tarifsiz kıpırtısı, yalnızca bu seni kabul etmiş olduğun şeyin sana ait olduğuna, hiçbir kudretin onu senden alamayacağına ikna eder; zira senin için hakikat, ancak ahlaken yükselten hakikattir."
331 syf.
·
Puan vermedi
Puanım: 9/10 Adı bilinmeyen bir ülkenin bilinmeyen bir şehrinde bir adam trafikte kırmızı ışığı beklerken bir anda kör olur. Ama bu normal bir körlük olan siyah bir hiçlik yerine her şeyin bembeyaz olduğu bir körlüktür. Daha sonrasında "beyaz körlük" olarak adlandırılacak bir hastalıktır. İlk vakadan sonra hızla yayılmaya
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,5bin okunma
Reklam
ANNEYİ ÖLDÜRMEK SURETİYLE KARISINA DERS VERMEK
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları. Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu. Bir araya geldiklerinde şimşekler
Eğer yürüdüğümüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz! Dostoyevski
Bu gün yine kitaplara kaçtık hüzün ve dertleri kütüphane dışında bıraktık dostlar,kitapların engin denizlerinde hayallere dalıp ateşten olan denizleri mumdan yapılmış kayıklarla geçmeye çalışıyoruz.Hedefe ulaşmak mümkün mü tabiki kalben ve ruhen inandıktan sonra aşılmayacak engel yoktur.
... Şunu bilmelisin ki , hiç kimse bir başkasının düşünmesine, bir şeyi arzu etmesine ya da hayal kurmasına engel olamaz . İnsanları hayvanlardan ayıran da işte bu düşünme, hayal etme özellikleri , düşünme yetileridir.
Reklam
"Her yaşam formu doğduğunda sıfırdan başlıyordu. En temiz haliyle. Güçlü ve çok kıymetli aurası ile. Çocuklar bu yüzden her zaman güçlüdür. Eğilip bükülebilirler. Düşüp kalkabilirler. İçten kahkahalar atabilirler. Büyürken sahip olduğumuz o enerji bariyeri yaşanılanlarla birlikte darbeler alır. Karanlık yanlarımız, üzüntülerimiz, öfkelerimiz, hayal kırıklıklarımız, gerginliklerimiz üst üste binen darbelerle güçlü bariyerimizi aşmaya başlar. Mutsuz bir yaşam sürdürdüğümüz müddetçe bariyerimiz hasar görmeye devam eder. Kötü beslendikçe, düzensiz bir hayat sürdükçe. Yorgun uykularla. Yetersiz uykularla. Emanet değil de bir kum torbasıymış gibi davrandığımız bedenimizle. Yaşam boyu bütün bu yanlışlar sebep olduklarımız veya olmadıklarımız, barıyerimizi yormaya ve yıkmaya devam eder. Akıl, beden, ruh, kalp ve zihin birdir. Ve o darbeleri hepsi birlikte alır. Kalbimiz kırıldığında sadece hissettiğimizi biliriz ama bedenimizi nasıl etkilediğini düşünmeyiz. Kötü uyandığımız bir sabah yaşadığımız kas ağrılarının gün boyu zihnimize neler yaptığının farkında olmayız. Bilseydik yapmazdık. Fark etseydik engel olmaya çalışırdık. Zaman bir aldatmacaydı. Saatler de öyle. İhtiyacımız olan her şeyi doğa bize söylüyordu. Güneşle birlikte uyanmak, gece sağlıklı ve kaliteli uyku çekmek. Doğada yaşayan besinleri tüketmek. Bedeninle tıpkı görünen yüzünle ilgilendiğin gibi ilgilenmek. Kafanın içinde nelerin dolaştığına dikkat etmek...Bunlar iyileştiğinde su berraklaşır ve gerçek görüye sahip olursun."
Ya mutlu olmamın önündeki engel kendimsem?
Sayfa 207 - Can -ÇağdaşKitabı okuyor
Kimi ge­reksinimlerimiz geçici olarak karşılandığında, hemen daha fazlasını is­temeye başlarız. Mutluluğun önündeki ikinci engel de bu süreğen do­yumsuzluktur.
Sayfa 11 - E kitapKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.