Kitap, pek çok öykünün bir araya getirilmesiyle hacim bulmuş bir eserler toplamı olduğundan, ben de 3 ayrı öyküden, 3 ayrı karakterle ilgili şeyler söylemek istiyorum.
İlki, burun hikayesindeki kahramanımız; kovalev. Gogol'ün de en sonunda dediği gibi; "böyle absürt şeyler nadirattan da olsa olur. Her türlü abuk sabuk şeye rast geliyoruz." Ekmeğin arasından burun çıkması, palto giyip gezmesi hep bu cihettendir. Kovalev'in burunsuz bir halde ilan vermeye gittiği sahnede, görevli memurun "buyurun, enfiye çekin" demesiyle, Kovalev'in öfkelenmesi fevkalade eğlenceli bir sahneydi.
İkincisi, tabiki de; Akaki Akakiyeviç. Bu adam bana çok dokundu, çünkü; çevremizde, yakın arkadaşlarımız içinde bir yığın Akaki Akakiyeviç var. Saf, masum, kendi halinde bir karakter ve yakın buluyorsunuz. O yüzden; sağken yapamadıklarını öldükten sonra, hortlayarak da olsa yapması "işte bu kadar be!" dedirtmiştir.
Ve son kahraman olarak; İvanov. Köpeklerin mektuplarını okuduğu sahnelerden birinde kendisiyle ilgili söylenen yergi dolu cümleler okuyunca, köpeklere öyle bir serzenişte bulunmuştur ki, hatırladıkça güldürür.