"Selim gibi günlük tutmaya başlayalım bakalım."
Kitap değil
Günlük ama nasıl güzel dile getirmiş değerli üstad yaşadıklarını, yada yaşayamadıklarını. Hastalık teşhisi konulduktan sonra kalemi eline almış üstad, bu defa roman için değil hayatını romanını yazmak için. Eserde hayatını en özel anlarını dile gelirmiş, nasıl yanlız kalmış, nasıl hayatı ellerinin arasından kayıp giderken umudunu hiç kaybetmemiş. O kadar ağrı sızı arasında bile aklı hala yazmak isteyip yazamadığı eserlerde, o satırları okurken içimde "Yapacak ne çok, yazacağı ne kadar fazla romanı varmış" dedim.
Beni en çok etkiliyen bölüm, babası ile olan alınları, babasına tatlı sistemleri, sevgisini, hayal kırıklığını, çok güçlü hissettiriyor okuyucuya yazarımız,
Eserin içinde her bir romanından parçalar var
Oyunlarla Yaşayanlar hakkında güzel bilgiler veriyor okuyucusuna yazarımız. Yazamadığı zamanlar nasıl içlendiğini hissettiriyor.
Eserin son sayfalarında Londra' da ameliyattandan sonra, hastane ve ameliyatı hakkında bilgiler vermiş sevgili Atay
Ben severek okudum kitap dostlarım
Tavsiye ederim