Öncelikle... Aynı inceleme metni içinde, bir paragrafta "gerçeklikten uzak" derken, bir sonraki paragrafta "gerçeklik açısından bakarsak, başarılı bir eser" demekle, kendiniz ile çelişmişsiniz...
İnceleme yazmak için Vikipedi desteği aldığınız çok aşikar lakin bilmelisiniz ki, o kanal hep gerçek bilgiler sunmuyor bizlere. Kemal Tahir, net olarak ifade ettiğiniz gibi Marksist bir yazar değildir. Sosyalist de değildir ancak sempatizandır ki bu iki olgu arasında çok fark vardır. İddia ettiğiniz gibi Sosyalist görüşü, Nazım Hikmet vesilesi ile de benimsememiştir. Çok daha öncesinde Börklüce ve Kerim Sadi ile olan ilişkisi sayesinde kazanmıştır bu yatkınlığı...
Donanma Davası'nda aldığı 15 yıl mahkumiyet cezasının sebebi de, söylediğiniz gibi bir kitap değildir. Zira, dava dosyası içeriğinde mahkemeye sunulan yasaksız kitaplar listesinde, ilgili kitap mevcuttur. Her ne kadar gözaltı sürecinde, sebep bu olarak lanse edilse de, asıl gerekçe "askeri isyana tahrik ve teşvik etmek" tir.
Yine sizin belirttiğiniz gibi, eser 1967 yılında yazılmamıştır, bu tarih, eserin ilk yayımlanma tarihidir. Kemal Tahir, ilk planladığı adı "Osmanlı Çekirdeği" olan bu romanını, 1961-1967 yılları arasındaki süreçte kaleme almıştır.
Devlet Ana'da kullanılan dil için de, X ağzı, Y ağzı gibi yakıştırmaların yapılması kesinlikle yanlıştır. Zira bu eser, salt olarak, herhangi bir şiveye, ağıza dayatılamayacak düzeyde, halis muhlis öz Türkçe'dir. Türk dilinin en saf, en doğal ve en hakiki şekilde kullanımına örnek teşkil etmesi babında, yegane bir eserdir. Kemal Tahir bu dili oluştururken, Dede Korkut ve Evliya Çelebi metinlerini kendine model almıştır, bu bizzat kendi söylemidir.
Daha önce Kemal Tahir okumamış olduğunuz çok belli. "Devlet Ana'da en az konuşan 1 sayfa susmuyor" demişsiniz. Kemal Tahir bir diyalog adamıdır..Diyaloglar bu tarz edebi metinlerde, akıcılık için vazgeçilmez bir unsurdur.
Kemal Tahir'in toplumcu-gerçekçi edebiyatımızın en önemli temsilcilerinden biri olduğunu da belirtmeliyim. Zira, bunun farkında olan bir okur; "toplumun yapısını anlatacağım derken, kişileri anlatmamış" diyerek şikayette bulunmaz. Toplumsal edebiyat, bireyleri değil sosyolojik açıdan toplumun bütününü baz alır. Kaldı ki Şeyh Edebali, Osmanlı'nın kuruluş aşamasında sanıldığı gibi etkili bir isim değil. Dizi ve filmlerde belki lakin gerçeklikte asla...
Şeyh Edebali okumak istiyorsanız, ilgili biyografiler bunun için var.
Devlet Ana, göçebe aşiret hayatından, devlet olma yoluna kadar geçen süreci işler. Koca kitapta, Osmanlı'nın üretim tarzı, toplumun yapısı, toprak, vergi, din istismarı, hurafeler, hocalar, ikiyüzlülükler gibi onlarca sağlam temelli konu varken, kalkıp da Osman Beylerin içkisini, aşklarını baz alıp, oradan vurmaya çalışırsanız, bu etik de olmaz, adil de...
Son olarak , 13 "kitabının" sinema ve dizi olarak uyarlandığını söylemişsiniz. Bu 13 kitabın isimleri hakkında beni ve okur arkadaşlarımı aydınlatmanızı rica edeceğim...