Gönderi

Var mısınız?
Merabalar... “O bir roman değil. Bir destandan daha azı. Tarihsel bir günlükten de daha azı. Savaş ve Barış, ifade edildiği biçimle, tam da yazarın ifade etmek istediği ve edebildiği şeydir.” Tolstoy Savaş ve Barış’ı böyle tanımlıyor. 1Eylül itibariyle
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
Savaş ve Barış (2 Cilt Takım)
'ı okumaya başlıyoruz @resulbulama ve https://1000kitap.com/N____ ile birlikte bu zevkli süreçte bize eşlik etmek isteyen arkadaşları birlikte yolculuğa davet ediyoruz. Aynı cümlelerin altını çizdiğine şahitlik etmek, dikkatinden kaçan alıntıları arkadaşların paylaşımlarıyla farketmek, karakterler üzerine konuşmak, roman içerisindeki olaylar üzerine yorumlarda bulunmak istiyorsanız bize katılın derim. Ne kadar çok gözle bu şahesere bakarsak istifademiz de o oranda artacaktır. 1) @resulbulama 2) https://1000kitap.com/N____ 3)@FatmaErarslan 4)
Ünal Sökükcü
Ünal Sökükcü
5)
Çetin Öcalan
Çetin Öcalan
6)
Ayhan KARATAŞ
Ayhan KARATAŞ
7)@kklorofil 8) @ultima 9) @orhangazi54
··
208 görüntüleme
Resul Bulama okurunun profil resmi
#89565280 Bu da benim savaşım :)
Ayhan KARATAŞ okurunun profil resmi
Arkadaşlar Savaş ve Barış'ın 2016 yılında BBC tarafından çekilmiş tek sezonluk mini dizisi. Ben okuduğum yere kadar izledim. Gerçekten kitabı çok güzel yansıtmışlar. özellikle karakterleri tam kafasında oturtamayan arkadaşlar okudukları yerlere kadar izleyebilirler... Tavsiye ederim... boldiziizle.com/dizi/war-peace
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Bu arada herkes bulunduğu sayfa sayısını da belirterek o sayfadan bir alıntı paylaşır mı bu yorumun altına rica etsem 🙏
FatmaYıldız okurunun profil resmi
#89435171 Mutlu pazarlar arkadaşlar...
Ünal Sökükcü okurunun profil resmi
Peşrev atışı. Dikkatinizi çekmiştir. Eski bir Topçu subayı olarak çok ilgimi çekti. En azından topçunun muharebe sahasındaki gücünü ve önemine işaret ediyor. İlk topçu mühimmatı malumunuz gülleydi, II.Mehmet'in İstanbul'u alırken kullandıklarından. Gülle hedefe gidiyor ve son noktada çarptığı şeyleri muharebe dışı bırakıyordu. Yani güllenin çarptığı noktanın 2-3 m. yanındaysanız, etkisi olmuyordu. Daha sonra ana güllenin içine minik bilyeler konmaya başladı. Amaç daha çok insanı muharebe dışında bırakmak olduğundan, gülle hedef üzerinde parçalandığında, içindeki minik bilyeler etrafa saçılıyor ve çarptığı insan ve malzemeyi muharebe dışı bırakıyordu. İşte bahsi geçen peşrev atışı budur. Günümüzde bunun yerini ihtiraklı mermiler almıştır, yani hedefin 100-200 m. yukarısında taşıyıcı gövde parçalanır ve merminin küçük parçalara ayrılan metalkısımları yere geldiğinde insan ve malzemeyi muharebe dışı bırakır. Umarım açıklamam yeterli olmuştur.
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Muazzam hocam çok teşekkürler🙏
2 sonraki yanıtı göster
Zelal okurunun profil resmi
Merhabalar, İkinci cildin giriş kısmında kitleleri harekete geçiren öncülerin insanlık tarihindeki etkisinin varlığı sorgulanmış. Bir savaş komutanın startı başlatan kişi olması tüm kayıpların veya başarıların tek öncüsü olacağı anlamını taşımadığını o istenmeyen savaşın arkasında komutanlara eşlik eden kitlelerin varlığına dikkat çekilerek kahramanın veya mağlubun da kitlesel hareketin sonucu oluştuğuna dikkat çekiliyor. Bu sıralarda insanlık tarihinde yıkım kararı veren liderler geliyor aklımıza ve bir kez daha yüzümüze gerçek çarpıyor, kararın çıkış noktası tek yönden başlamış olabilir ancak bunu uygulamaya geçiren onlarca insan. Bu düşüncelerin oluşmasını sağlayan alıntıyı şöyle bırakalım: #87210163 Peki bir savaşın seyri tek bir kişiyle değil de beraberindeki diğer güçler ile şekilleniyorsa irade dediğimiz gerçeklik ne kadar etkili hepimiz iyinin savunucusuyuz da ne kadar uygulayıcısıyız? Ya da doğrudan şu soru Masum bir insanı öldürür müydünüz!? -Cevabınız sizde kalsın. Sosyal pisikolojide yer alan Milgram Deneyiyle insan iradesi, vicdan, otorite varlığı ve otoriteye itaat, sorumluluğu paylaşma duyguları çarpıcı şekilde sunulmuş devam edebilmemiz için vaktiniz varsa  bu görseli izlememiz gerekli youtu.be/CuFWV2Ts8eI Düşündürücü ve sarsıcı... Elbette bir insanı kişilik sahibi yapan karakterini oluşturan kendine göre değer olarak saydığı özellikleri vardır ve yaşamı boyunca bunu beslemek isteyecektir ya o kırılma noktası geldiğinde bir insanın varlığına son verilmek istendiğinde o yıllarca beslenen kişilik ve onun da şekillendirdiği irade mi konuşacak yoksa o anın gerektirdiği koşullar mı? Her insanın potansiyel iyi ve kötünün taşıyıcısı olduğunu düşünüyorum ve kırılma noktalarında en çok neyi beslediysek o yanıt verecek. İstisnaları mı? Elbette olacak. Dip not: Minik küçük bir kesit insanı çok başka yerlere götürüyor ve bir yerlere gidebildiğim zaman bu yolculuğu seviyorum, sizler adına yol dallanıp budaklandıysa üzgünüm ancak böylesi olunca bendeki karşılığı anlam kazanıyor. Hoşçakalın, keyifli okumalar.
2 önceki yanıtı göster
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Öncelikle teşekkürler @kklorofil bu detaylı güzel yorumun için. Tolstoy'un pek çok eserini-öyküsünü okumak nasip oldu bana çok şükür ve bugüne değin hayranlığım hiç bu kadar zirveye ulaşmamıştı. Benim şimdiye kadar okuduğumdan öğrendiğim en net şey savaş her yerde aynı değildir, meydanlarda başka, diplomaside başka, sosyetede başka, tebada başka hissedilir. Birbirini hiç tanımayan insanların sebeplerimi ve gerekçelerini dahi tam olarak kavrayamadığı bir mücade ortamında, savaş meydanlarında yaşamak için öldürmek zorunda olduğu anlamsız bir kaostan başka bir şey değil. Ruslar için tarihlerinde büyük anlam taşıyan bu mücadelenin Tolstoy gibi harkulade bir kalemleri tarafından tamamen tarafsız ve objektif bir bakış açısıyla dönemin askeri ve siyasi ve burjuvazi takımının ruh ve psikolojik tahlilleri en ince detaylarıyla ele alınarak roman tadında yazılmış olması ne büyük bir şans. Savaş taktiklerini, siyasi manevraları ve psikolojik tahlilleri ele alış ve değerlendirmesi bakımından da beni tekrar tekrar kendisine hayran bırakan yazar şiddetli bir şekilde Rus halkını kıskanmama sebep olmuştur. Şu ana kadar geldiğim noktada zaten farkında olduğum ama yazarın bana tekrar altını çizme fırsatı verdiği konulardan biride ölümün her kavgayı, uğruna ömür ve zaman tükettiğimiz her mevzuyu nasıl da ihtişamıyla manasız ve geçersiz kıldığıdır. Herkese keyifli okumalar dilerim. Sevgiyle kalın...
5 sonraki yanıtı göster
Neşe okurunun profil resmi
Varız tabii:) 🌼
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Neşecim varsa tek kişilik dev ordu demek zaten iyi ki varsın 🤗
2 sonraki yanıtı göster
Ünal Sökükcü okurunun profil resmi
Okumaya devam. İkinci cilde başladım. Her gün okumak için bir fırsat yaratıyorum. Grup halinde okumanın faydaları olsa gerek. Yorumların hepsini takip ediyor, linklere bakıyorum. Filmi en sona bıraktım Bu arada benim de bir film tavsiyem olacak. Roman Polanski'nin yönettiği, J'accuse (An officer and a spy-Suçluyorum) 1894'deki Alfred Dreyfus davasını anlatıyor. Fransız bürokrasisini ve ordunun durumunu ortaya koyan ibretlik bir olay. Hukukçuların temel aldıkları bir dava. Emile Zola'nın gazetede yazdığı 'Suçluyorum' makalesi üzerine sistemin reaksiyonu. Her ne kadar Savaş ve Barış'tan yaklaşık 80-90 yıl sonrayı anlatsa da, Fransa'daki hukuk ve adalet sistemini anlamaya katkı sağlıyor. Herkese selâmlar, iyi okumalar.
1 önceki yanıtı göster
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Teşekkürler Ünal Bey size de keyifli okumalar...
4 sonraki yanıtı göster
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Merabalar Arkadaşlar... Nasıl gidiyor okumalarınız? Sis yayıncılıktan devam ediyorum epub olarak 2. Kitaptayım... Aramızdan ayrılanlar oldu sesi soluğu hiç çıkmayanlar var sağolsun Gülcan Hocam arada bizi bilgilendirip şevklendiriyor aynı zamanda. Savaş ve Barış gerçek anlamıyla olduğu kadar birazda insanın kendisiyle olan savaşını kendi benliğinde verdiği mücadelesini ve zaman zaman sulha varıp zaman zaman bu sulhu ihlal edişlerini de anlatıyor kanımca. Rusyada kadın olmak ne zormuş arkadaş babanızın size vereceği çeyiz yoksa bir hiçsiniz o dönemler. Bizim coğrafyada olanın tam tersi...Keyifli okumalar arkadaşlar...Mutlu hafta sonları...
Ünal Sökükcü okurunun profil resmi
twitter.com/baskomsernevzat... Ahmet Ümit'in bir söyleşisinden.
FatmaYıldız okurunun profil resmi
25 bin sayfa yazıp onu 5000 sayfaya sadeleştiren Tolstoy'a çok ayıp ediyoruz 2000 sayfalık Türkçe çeviriyi okumaya üşenerek...
1 sonraki yanıtı göster
75 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.