John Steinbeck bir çok okur tarafından sevilen ve takdir edilen bir yazardır. Benim görüşlerim de bu yönde elbette.
Gazap Üzümleri'nde olduğu gibi bu eserde de hikayenin içindeymişim gibi hissettim. Uzun zamandır aklımda olan bu kitabı çok değerli bir arkadaşımın da tekrar tekrar tavsiye etmesi ile başladım.
Hikayeye içinizi ısıtacak bir dostlukla tanışarak başlıyoruz. Hele böyle bir zamanda böyle güzel, güven ve masumiyet dolu bir dostlukla karşılaşınca insan ister istemez ya bu dostluk bozulursa diye düşünerek endişe içinde okuyor kitabı ve böylece bir solukta okuyup bitiriyor da. Tabi burada kitabın sonunu az buçuk tahmin ettiğim için korka korka okuduğumu ifade etmeliyim. Lennie ve George'un dostluğu ve hayalleri bizi hâlâ böyle güzel duyguların varlığına inandırıyor.
Bir çok insan umutlarına hayallerine sarılarak uyuyor. Yalan yok ben de o insanlardan biriyim. Gencecik yaşlarımızda duygularımız, umutlarımız, hayallerimiz sömürülüyor. Fakat her sabah yeniden umutlarımızı yeşertiyor ve hayaller kurmaya devam ediyoruz. İçimizdeki Lennie'ye kıyamıyoruz işte. Tavşanları besleyeceğimiz günleri bekliyoruz. Tıpkı Lennie ve George gibi karın tokluğuna çalışıp hayallerimizle yaşayıp gidiyoruz.
Bir miktar kalbim paramparça bir şekilde bitirdim kitabı. Umarım siz de sevebilirsiniz.
Keyifli okumalar dilerim.
Kitapla, sevgiyle ve saygı ile kalın :)