Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizem Sarmaşık

Beden ve Duygu
Duygularımızla yaşamayı ve onlarla savaşmayı bir kez öğrendikten sonra, bedenlerimizde bir tehlikenin tezahürlerini değil, kişisel tarihimizin faydalı izlerini görürüz.
Reklam
Kim olduğunu kim bilebilir ki ? İnsan son sayfasına kadar okunmadan nasıl biteceği belli olmayan bir roman gibidir. Yoksa okumanın ne anlamı olurdu ki ?
Siz de biliyor musunuz? Gülüşler farklı renklerde olurlar. Gülmek içinizdeki patlamanın sadece uzaktan gelen aksisedasıdır. Belki bayram gibi renkli, kırmızı, lacivert, altın roketler gibidir, belki de insan bedeninin havaya uçan parçacıklarıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyayı yönetmek için dünyayı yönetenleri yönetmek gerekir.
“Yeşil paltolu adam sallanıp direklere tutunarak fenerle aydınlanan köprüye doğru ilerliyordu. Adama sordum : -“Neyiniz var ?” – “Cüzdanımı arıyorum, az önce işte şurada kaybettim” ( – eliyle karanlıkta bir yeri gösterdi ). – “Peki neden onu fenerin altında arıyorsunuz ?” – “Çünkü burası, fenerin altı aydınlık, her şeyi görüyorum.” Arıyorlar – ama kendi fenerlerinin altında. Ve herkesi de fenerlerin altında aramaya davet ediyorlar.”
Reklam
Kişisel deneyimlerime dayanarak o anda gülmenin ne korkunç bir silah olduğunu fark ettim: “ Gülmeyle her şey öldürülebilirdi; Öldürmenin kendisi bile."
Dar bir evde düşüncelerin de daraldığını fark etmiştim.
Sayfa 1
Kökeninde pislik barındırmayan iyi bir şey dünya üzerinde bugüne kadar görülmemiştir.
Hızlı hızlı yürüyen Siddhartha, "Anlamını çıkarmak istediği bir yazıyı okuyan biri, işaretleri ve harfleri küçümsemez; yanılsama, rastlantı ve değersiz bir kabuk diye bakmayıp okur, inceler ve sever onları, her harf karşısında böyle davranır. Oysa dünya kitabını ve kendi varlığımın kitabını okumak isteyen ben ne yaptım, önceden varsaydığım bir anlam uğruna işaretleri ve harfleri hor gördüm, görüngüler dünyasına yanılsama, dedim; kendi gözümü ve kendi dilimi nasılsa var olmuş değersiz nesneler saydım. Olamaz böyle şey, geride kaldı bu, artık uyandım, gerçekten uyandım ve ancak bugün açtım dünyaya gözlerimi."
Bir hapsedilmişliği başka bir hapsedilmişlikle göstermek, gerçekte var olan herhangi bir şeyi var olmayan bir şeyle göstermek kadar mantığa uygundur. Daniel Defoe
Sayfa 9
Reklam
Ruh kadar bedeni de, beden kadar giysileri de yıpratan heyecanlardır.
Bütün kesinlemeler tatsız geri dönüşlere yol açar.
"Sen gerçekten hasta görünüyorsun, Mideni bozan bir şey mi yedin?" Başıyla doğruladı. "Uygarlık yedim." "Ne?" "Zehirledi beni uygarlık."
Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin; şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla.
-Kızgın bir sesle konuşan Vahşi, " Eğer Tanrı' yı biliyorsanız niye onlara anlatmıyorsunuz?" diye sordu. "Tanrı hakkındaki bu kitapları niye vermiyorsunuz insanlara?" +"Onlara Othello' yu neden vermiyorsak, bunları da aynı nedenle vermiyoruz; eski insanlar da, yüzlerce yıl öncesinin Tanrısını anlatıyorlar. Şimdinin Tanrısını değil." -"Ama Tanrı değişmez ki." +"İnsanlar değişir ama."
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.