Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?"
TEHCİR. 24 nisan 1915 Tehcir insani açıdan acı sonuçlar ortaya çıkarmış bir olaydır, tehcirin kendisi de bir sonuçtur. Bu sonucu ortaya çıkaran siyasi, sosyolojik,askeri, coğrafi sebepler bellidir. Bugün sahte hümanist tavırlarla Türk milletine saldıranların kim oldukları, kimin safında oldukları bilinmeyen birşey değildir. Tarihi olaylar sebep sonuç bağlantısıyla ele alınır. 1.Dünya savaşında, birçok insanın, birçok halkın, birçok milletin canı yanmıştır. Evet biz o savaşta millet olarak canı yananların başında yer aldık, biz düştük, biz düşünce herkes üzerimize çullandı.Üzerimize çullananlar sadece cephede savaştığımız ülkeler ve milletler değildi, içimizdeki Müslim ve ya gayri müslim,hemen herkes üstümüze çullandı, Brutuslar ın hançerini yedik, çok can, çok kan kaybettik, son bir refleksle ayağa kalktık,bir daha düşmemeye YEMİN ettik."Kılıç taşıyan kılıçla ölür" Türk atalar sözünde söylendiği gibi, biz yenilseydik biz yok olacaktık, bize kılıç çekenler yenildi bu akibete düçar oldular. İçimizde kripto torunları kaldı. O Brütüsların, kimisi siyasal İslamcı postuna büründü, kimisi Marksist Leninist, bir de afyon yutmuş meczup gibi bazı Türk İslam sentezcileri var onlara payanda olan. Şimdi daha gayretliler ama biz uyanığız.
Reklam
“Evet öyledir. Ben de herkes gibi doğdum, büyüdüm. Doğuşumda bir ayrılık varsa Türk oluşundan ibarettir” demişti.
Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır.
Kendime sırt çevirdim herkes gibi. Ne hissettiğim üzerine düşünmedim. Düşünsem yapamazdım. Yapmam dediğim ne varsa yaptım. Benliğim orta yolu bulamadı, akıl sağlığımı korumak için onu da kapattım. Olsun, dedim; bazı insanlar da böyle yaşar...
Sayfa 11 - İndigo yayınları.Kitabı okuyor
ne yaparsan kendine, döner kendi kendine, herkes kendine..
delinin biri hergün bir yaşlı bir teyzenin penceresinin altından geçerken, yüksek sesle bağırırmış; - ne yaparsan kendine, döner kendi kendine, herkes kendine.. bir, iki, üç haftalarca aynı sözü duyan yaşlı kadın, deliden çok sıkılmış ve kurtulmanın yollarını düşünmüş. sonra bir gün deliyi zehirlemeye karar vermiş. bir tepsi zehirli börek yapmış ve gene pencerenin altından geçen deliyi çağırmış ; - oğlum, açsındır, bir tepsi börek yaptım, al bunları afiyetle bi güzel ye. demiş. deli; - ne yaparsan kendine, döner kendi kendine diyerek, börekleri almış ve karnı tok olduğu için çantasına koymuş, sonra yerim diye düşünmüş. yoluna devam ederken, karşıdan bir asker geliyormuş, asker burnuna gelen mis gibi kokuyu duyunca dayanamayıp deliyi durdurmuş; - nerden aldın börekleri, aynı annemin börekleri gibi kokuyor..demiş. iyi kalpli ama deli olan kardeşimiz hemen çantasında sakladığı börekleri askere vermiş. - ben tokum, buyur al, madem annenin böreklerine benziyor kokusu. asker oracıkta yiyip bitirmiş börekleri.. yaşlı kadın pencerede ise askerden dönen oğlunu beklemiş, beklemiş ama gelmemiş oğlu. kendi elleriyle yaptığı zehirli börekleri yiyen oğlu ölmüş..
Reklam
Kinikler gerçek mutluluğun maddi lüks, politik iktidar ve sağlık gibi dış şeylere bağlı olmadığını vurgular. Gerçek mutluluk bu gibi rastlantısal ve geçici şeylere bağımlı olmamaktır. Tam dış şeylere bağlı olmadığı için, gerçek mutluluğa herkes ulaşabilir. Ve bir kez elde edildiğinde, bir daha yitirilmesi mümkün değildir.
Garipsemiyorum ben. Herkes öyledir. Dışarıdan göründüğü gibi değil ki hiçbir şey. Herkes her şeyi bilecek olsa oturduğumuz evlerde, mahallelerde duramayız. Herkes bir şeyler saklıyor işte.
Herkes kendini anlatır. Karşısındakini dinliyormuş gibi yapar, ama aslında kendi söyleyeceği için sırasını bekler.
Önünü alamıyorum bu kör gidişlerin yollarda Herkes bir yere gidiyor önünü alamıyorum Çaresiz direniyorum bu dönüm noktalarında kimse elini uzatmıyor Bir gürültülü yaşamağa gidiyor dünya boşalan bir deniz gibi Bu sesler ormanında kaybolan bir çağ bu. Nereye gitsem hep apartmanlar çıkıyor önüme Alıp başımı duvarlara çarpıyor bu yollar Gidip gelmelerim bu dar sokaklarda İnsanların koşup dolduğu bu dar yapılarda Bir kısır döngüye girmek için bütün çabalar Biz bunun için mi geldik. Erdem Beyazit
Reklam
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
✓ Sıradan bir insanım. Herkes gibi.
Sayfa 65 - İndigo YayınlarıKitabı okuyor
✓ Nasıl hissediyorum biliyor musunuz? Kıyamet kopmuş, herkes ölmüş ama ben ölmemişim gibi hissediyorum. Hayatta kalmışım ama bunun hiçbir anlamı yokmuş gibi hissediyorum.
Sayfa 60 - İndigo YayınlarıKitabı okuyor
Kendi masasını tutabilen toplumun en zen­ginleri dışındaki herkes açık durak yerlerinde yemek zorundaydı. Çünkü gıda üretimi toplumun çoğalma hızına zor yetişmekteydi ve hammadelerdeki fiyat ar­tışı ancak yemeklerin hazırlanma masraflarının gıda kooperatifleri sayesinde asgari dereceye düşürülme­siyle dengelenebiliyordu. Yemeklerin kalitesi ve zen­ginliği bu durumdan faydalansa da mekan aşırı kala­balık sebebiyle aile bağları ve şiirsellik bakımından kaybediyordu. Bazı kötümser kişiler geleneklerin ve kültürün sonunu öngörseler de bu hep olan bir şeydi ve önyargısız kimselerin itiraf edeceği gibi belli ilginç çelişkilere rağmen insanlık henüz geleneksel özgür­lükler ve genel mutluluk konularında eşit yüksekliğe varmamıştı.
Ben de herkes gibi zamanın kurbanı ya da esiriyim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.