Helin

Helin
@hightsgirl
Aslında, diyordum kendi kendime, 'insanı yaratmak hiç de iyi bir düşünce sayıImaz.' Onu toprağa salıp eşelenmeye bırakmakla, göğsünde bir yılan beslemek aynı şey. Dünya dünya olalı, hayvanlar da hep aynı şeyleri yapıyorlardı: Doğuyorlar, çiftleşiyorlar, yavrularını büyütüyorlar, yaşayabilmek için başka türleri yiyorlar, sonra günün birinde ölüp gidiyorlar ve artık yavrularını beslemektense, sırtlanları, kargaları, ölü yiyen bakterileri, toprağı ve üzerinde büyüyen çiçekleri besliyorlardı. Ne bir ayı, ne de bir aslan çevresini tahrip etmeyi düşünmüştür. Oysa, insan, bunu ilk andan başlayarak yaptı. Yeryüzünde iki kişi olmaktansa dört kişi olmayı seçtikleri anda bunu becerdiler. Adem Havva'yi öldürseydi ya da tersi olsaydı, tarih daha başlangıçta bitmiş olurdu. Oysa onlardan sonra Habil ve Kabil doğdu. Ve bir süre sonra Kabil, Habil’i öldürdü, çünkü Habil'in işleri daha yolunda gidiyordu. Habil'in tüylerini fırçaladığı bembeyaz kuzuları vardı ve Kabil buna katlanamıyordu. Bunun üzerine eline bir değnek aldı ve onu yok etti. "Kardeşin nerede?" diye sordu Tanrı az sonra. Kabil, bunu yanıtlayamadı. Heyecanlanmış, gözlerini yere dikmişti. Geniş çöllerde başı boş dolanırken kendini zavallı bir mutsuz gibi hissediyordu. Bir kral ya da imparator kadar önemli olduğunu bilmiyordu. Ondan sonra, insanların hemen hemen tümü onun gibi davranacaklardı. Gerçek prens oydu. Kıskançlık ve öç, ondan sonra, bu dünyanin itici gücü.
Reklam
Bütün kadınlar yalanların, dolanların kurbanıydı. Erkekler kadınları aldatır, aldandıkları için de onları cezalandırır; aşağılar, bu kadar düştükleri için cezalandırır; evlenmeye zorlar, sonra da ömür boyu hizmetçiliğe, küfürlere ya da dayağa mahkûm ederlerdi.
Kendin olmayı yeniden öğrenmen gerek — yıllar yılı unuttun onu yalnızca: Bunu da "koşullar"a, "hayatın akışı"na, "sorumlulukların"a falan bağlamaya kalkışma — bahane bulmağa çalışma: Sendin, sendeki asıl senin anlamını, önemini, değerini gözardı eden: korkaklıkla işin kolayına kaçan... O işte şimdi hesabını soruyor o sahici senin, senden : ne yaptın sen sana?!...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir tedirginlik, huzursuzluk doğacak içinde, onun ile yanyana, yüzyüze olunca - o denli yabancı düşmüş olacaksın ki yaşamının kendi, sahici anlamına, aykırılık duyacaksın ondan — ancak o zaman anlayacaksın, nasıl tam da senin kendi anlamın -ta kendin- olduğunu onun : o yıllar boyunca kendine ne denli aykırılaştığını— ama, o da hemen duyacak, duyumsayacak senin duyduğunu : suskunlaşacak, kapanacak, uzaklaşacak... Anlayamayacaksın- Çünkü, işte, temiz değilsin ki... Ne çok yalan barınıyor oranda-buranda - ne çok sahtelik... Ne çok sensizlik — sende... Ne çok sensizsin sen — ne çok sensiz sen... Şimdi işte — olanak: sen ol sen
—— hiçbirine bağlanmadım ona bağlandığım kadar. sade kadın değil, insan. ne kibarlik budalası, ne malda mülkte gözü var. hür olsak der, eşit olsak der. insanları sevmesini bilir yaşamayı sevdiği kadar. ——
Reklam