Bu kitapta Dante'yi takdir ettiğim bir nokta o kadar uğraşıp kendi dünyasında cennetine, arafına ve cehennemine sokacak bir çok insan bulabilmiş olması. :) Çok değişik bir kurgu. Okuyalı neredeyse 10 sene olacak ama en çok hatırladığım kısmı ise Cehennem kitabında bazı tanıdık isimlere rastlamamdı. Okurken çok objektif olunması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. Onun gözünden bakabilmek lazım.
Dante cennet ,cehennem ve araf üçlüsünü hayal gücünü ve kendi inancını kullanarak iyiler ,kötüler ve arada kalanlar olarak bölmüş.Kitabın sıkıcı tarafı bu üç yerde de adı geçen şahıslar Dante için önemli kişiler olmasına rağmen okuyucu için yabancı gelmesi.Dipnotları sürekli okumakta dikkatimi dağıttığı için kitabı bitirmekte zorlandım.
Pirelerin berber olduğu zamanda yazılıp da karizmasında tek çizik olmayan Dante'nin eseri 3 bölümden oluşuyor.
Yoğun ağdalı dil taarruzunun da etkisiyle, Araf ve Cennet bölümlerini okurken sürekli esnediğinizden, yakınınızdakiler size epey bir nazar değdiğini düşünecek.( Tabi Antik Yunan tarihinden Orta Çağ' a kadar tarih ve edebiyat bilginiz varsa karşınıza çıkacak tanıdık karakterler esneme sayınızı ters orantıda etkileyecektir.)
Ama ilk bölüm olan Cehennem'in hatırına hepsine dayanacaksınız.Cehennem tasvirleri o kadar gerçekçi ki yolunuz camiye pek düşmese de, cuma namazında ön saflardan yer kapma tırsaklığı bütün vucudunuzu saracak...
7 büyük günahla ilgili bölümlerde aklınıza Seven filmi ve Morgan amcamız gelecek...
Hz Muhammed ve Hz Ali'yi Cehennemde acı çekerken tasvir etmesi, dini konularda biraz daha hassas olan okuyucuyu kızdıracak.
Gerçi empati kurulursa kızacak bir şey de yok.Adamın aşık olduğu dininin tamamen yalan olduğunu söylüyorsun.O da,gücünün yettiğince, seni yazdığı kitapta çok kötü bir şekilde göstermeye çalışıyor.
Yine de rahmetli yazarımıza giydirmek istiyorsanız,saygılar şelale,atış serbest...
Cebren okutunuz efenim.....