Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ALLAH İÇİN ZOR DİYE BİR ŞEY YOKTUR.
Hz. Îsâ’nın babasız dünyaya gelişi ve daha beşikte iken nübüvvetini açıklaması apaçık birer mucize iken o dönemdeki insanlar bunu inkâr etmişlerdir. Hatta daha da ileri giderek Hz. Meryem’e iftira atmışlardır. Oysa insanların idraklerini aşan bir olay, Peygamber vasıtasıyla bildirildiğinde buna inanmak en sağlam yoldur. Zira Allah’ın kudretinin sınırı yoktur.
Sayfa 110 - DİBKitabı okuyor
“Artık, ne eskisi gibi, Emma'yı ağlatan tatlı sözler, ne de onu çıldırtan ateşli okşamalar kalmıştı. Öyle ki, Emma'ya, içine dalıp yaşadığı o büyük aşk, yatağı tarafından emilen bir nehrin suyu gibi, vücudunun altında azalır, tükenir gibi geldi ve kadın, nehir yatağının çamurunu fark etti. Buna inanmak istemiyordu, sevgisini artırdıkça artırdı. Rodolphe ise, kayıtsızlığını gittikçe daha az gizler oldu.”
Reklam
Madem âşığım sana Niye kendime inanayım Sana inanmak varken
Unutuyorum. Bilerek ve isteyerek unutuyorum hem de. İnsanlara karşı bir umudum yok ama onların koruyucularımız olduklarına inanmak, bana ve sizlere yaşattıklarını unutmak bazen hatırlayıp anımsamak ve zamanı geldiğinde yine unutmam gerekiyor. Yoksa yaşayamam. Kimse bu kedere dayanamaz sevgili dostum! Kimse.
Bazen bağışlamak, umut etmek ve mucizelere inanmak gerekir...
Reklam
Yeterince şey bildiğinize inanmak gerçek cahilliktir.
İnsan kendi ruhunun Efendisi olduğuna inanmak ister. Ancak istese de bu tam anlamıyla mümkün olmaz. Ne ruh halini ne de duygularını kontrol edebilmeyi başarır. Bilinçdışının yaptığı sızıntıyı görürse ve sayısız gizli yolla kendisini etkilediğini fark ederse ancak o zaman kendi kendisinin Efendisi olabilir.
Kendime Not!
" Kendine söylediğin, inanmayı hiçbir zaman seçmediğin ama inanmak için programlandığın bütün o yalanlara inanma. İyi, güçlü, zeki bir insan olmadığını söylediğinde inanma. Kendi sınırlarına ve sınırlamalarına inanma. Mutluluk ya da sevgiye layık olmadığına inanma. Güzel olmadığına inanma. Sana acı çektiren hiçbir şeye inanma. Kendi dramına inanma. Kendi yargıcın ya da Kurbanına inanma. Sana aptalın teki olduğunu, kendini öldürmeni söyleyen iç sese inanma. İnanma, çünkü gerçek değil. Gözlerini aç, aç yüreğini ve dinle. Yüreğinin seni mutluluğa götürdüğünü işittiğinde seçimini yap ve uygula.
Buranın insanlarını sözle iyileştirebileceğime inanmak istedim. Ne oldu, gördün: seviyorlar dertlerini, kirli tırnaklarıyla kaşıyarak özenle sürdürecekleri, alışılmış bir yara gerek onlara. Sertlikle iyi etmeli bunları, öyle ya, kötülük başka bir kötülükle giderilebilir ancak.
Reklam
Yaşamak şu anlama gelir: inanmak ve ümit etmek- yalan söylemek ve kendine yalan söylemek.
Günümüzde seyyahların hep acelesi var; telaş içinde, her ne pahasına olursa olsun diyerek geliyorlar, ama gelmek bir yolun sonuna varmak demek değil. İnsan her menzilde bir yere varır, her adımda gezegenimizin gizli kalmış bir yüzünü keşfedebilir, bunun için bakmak , istemek , inanmak, sevmek yeterli.
Duruma bakıp kendilerini daha az ürküten ne varsa, ona inanmak istiyor insanlar.
Kendi ihtiyaçlarını karşılamak ya da ihtiyaçlarını karşılamakla ilgili sorumluluk almak, uygun yolları bulmak, hatta bunlar üzerinde düşünmek elbette kolay değildir. Hele de diğerini suçlamak, şanssız olduğuna inanmak veya dünyanın, insanların kötü olduğunu iddia etmek çok daha kolayken... Mağdur, çaresiz olduğumuza inanmak ve bunu dünyaya ilan etmek varken harekete geçmek, yeni yollar denemek, farklı davranışlar sergilemek emek, güç ve zaman ister. Bazılarımız bunları yapmaktansa diğerlerinin, dünyanın ya da şansımızın değişmesini beklemeyi daha uygun bulurlar. Elbette bu da bir yoldur, ama ne yazık ki işlevsel bir yol değildir.
Sayfa 194 - Mundi Kitap
Ama Bay Savcı sanığın, tam suçlu- luk gününde o paranın yarısını ayırıp beze dikebildiğine bir türlü inanmak istemiyor. "O karakterde adam değil o, yok onda böyle duygular!" Güzel, ama Karamazov'un kabına sığmaz, gökle uçurumun dibini aynı anda seyredebilecek tabiatta olduğunu bağıran sizdiniz. Evet, Karamazov böyle, iki yönlü, çelişme dolu yapıda bir insandır. Belirli bir yönü ağır basınca en şiddetli sefahat ihtiyacını içine gömebilir. Bu sefer aşk tarafı, ansızın patlak veren yeni aşkı ağır basıyordu; bu aşk için para gerekliydi, içki âleminden daha çok lazımdı...
Sayfa 972 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.