Kısaca söylemek gerekirse, teknoloji her yıl biraz daha gelişiyor, karmaşıklaşıyor, bedel olarak da insanın gündelik hayatında ailesine, çocuklarına, dost ve yakınlarına ayıracağı; kültür, sanat ve edebiyatla meşgul olacağı; ayağını toprağa değdirip güllerle, sümbüllerle uğraşacağı güzel vakitleri kemirmeye, doymayıp o vakitleri tümden bitirip yok etmeye çalışıyor. İnsanın bizzat elleriyle ürettiği teknoloji, gelişip güçlendikçe nankör bir canavar gibi insanı insan yapan değerlere saldırıyor. Akıllı telefonlara kurulan mesajlaşma programları sosyal ilişkilerimizi denetlemeye başlayalı, mektup denen iletişim aracı çoktan antik bir anı olmayı kabullenerek kitapların arasına çekildi. Özlemeyi, hasretle yanmayı, sevinç gözyaşları dökerek kavuşmayı mümkün kılan ayrılıklar, uzakları yakınlaştıran, dolayısıyla ayrılığın büyüsünü bozan video kameralı telefonlarla tarihe gömüldü.
Bu kitap doğrudan insana anlatıyor..
insan doğasındaki iyilik ve kötülüğün çatışmasını anlatıyor bunu yaparken Tevrat’a gidiyor Tevrat’taki Adem’in çocukları kabil ve habil arasındaki hikayeden yararlanıyor
bunu yaparken kötülük doğuştan mı gelen bir şey midir yoksa aldığımız kültür ,toplumun bize verdikleri toplumun bize yaptıkları haksızlıklar
Nasıl da çaresiz şu insan denen şey. Zayıflığından hiçbir şey yapamıyor ve yaptığı her şeyi eline yüzüne bulaştırıyor bir şeyi yıkmadan yeni bir şey kuramıyor...
Merhaba canlar...
@okuyan_kadınlar_kulubü nün yayın evi etkinliği bitti fakat seriyi yarım bırakmak olmazdı değil mi.
Nuray la birlikte #kaosyürüyüşünü nihayete erdirdik...
Bir halkı kaç kez öldürebilirsiniz?Ben söyleyeyim. Savaşmaya zorlayarak.Ailelerini katlederek. İsimlerini unutarak.Bombalarla bedenlerini parçalara ayırarak
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır.
_Apollo,
_Evrimsel Psikoloji_
_Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor.
_Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Spoi içerir!! Kitap başrolümüz Humphrey'in gemisinin batması ve acımasız, kaba, resmen materyalizmin vücut bulmuş hali olan Kaptan Larsen'in gemisine esir düşmesi ile başlıyor. Bu zamana dek eleştirmen olan ve çoğunlukla baba parası ile yaşamını sürdüren, annesi ve kız kardeşleriyle güzel ilişkisi sebebiyle kadınların nazik ve narin
Yozo, etrafına sürekli kendini sevdirmeye çalışan, sürekli komiklikler yaparak insanları güldürmeye çalışan bir çocuktur ama iç dünyası çok farklıdır. Yozo kendini hiç sevmez iç dünyası kapkaranlıktır.
Başkalarıyla tartışamıyor, kendini savunamıyor ve kimseye hayır diyemiyor (tüm hayatı boyunca hayır diyemiyor).
İnsanlara güvenmiyor. Bu dünyada
İnsanın içinde yaşayan, ama gelenekler ve kanunlar denen o engeller ortadan kalkmadıkça kendini göstermeye cesaret edemeyen o canavar... artık serbest kalmıştı. İşaret verilmiş, engeller kaldırılmıştı. İnsanlık tarihinde çoğu zaman görüldüğü gibi, bütün şiddetli davranışlar, soygunculuk, hatta insan öldürme bile mübahtı. Yalnız bunun verilen bir parolayla olması, yüksek çıkarlar uğruna yapılması, ya da adları ve inançları belli küçük bir topluluğa uygulanması şarttı.