Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cumle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir...
O günden sonra Derda, hücre hücre öldü ve gün gittkçe yaslandı. Çünkü derdi korku değil, korkuyu beklemekti. Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi. Bir zamanlar, Birinin yazdığı gibi...
Derdâ durdu. Anne de durdu. Derdâ konuştu. Anne duydu.
"Ben ölüyüm! Bunu anlayabiliyor musun? Ölü! Sadece daha gömülmedim, o kadar."
Anne güldü.
"Bir ölüye göre fazla nefes alıyorsun."
Ali Rıza Bey'in öteden beri en büyük şikāyetlerinden biri de kitap okumaya vakit bulamanması idi. Her zaman okuduğu sayfanın en tatlı yerinde bir iş çıkardı.
Ekseri tecrübesiz hastalar gibi sanmıştı ki insanın istırapları yattığı yataktan, etrafindaki eşyadan gelir ve yer değiştirmek, onlardan kurtulmak için en iyi çaredir.
Cok sukur bir kitap bitirebildim. Acikcasi uzun bir zaman sonra bu okudugum kitabi pek begenemedim. Ehhehehe tavsiye etmiyorum. Pek beklentimde yoktu. Ama cok bunaldim okurken. Kicasa konusundan bahsedecek olursam Phoebe adinda gerek suclara seri katillere takintili bir kizimiz var. Bu kizimiz yazin babasi vefat edince kucukken (annesiyle babasinin bosanmadan once yasadiklari) evi derleyip toplamasi gerekiyor.Orada babasinin komsusu Samle tanisiyor. Ve onu ilk seri katil saniyor Ve olaylar oyle gelisiyor. Yani Bence daha iyi olabilirdi. Travmalar olsun gecmiste yasanilan melankoliler olsun daha iyi yansitilabilirdi.