Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ezgi

148 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Öyle bir kitap okudum ki, hiç aklımdan çıkmayacak, her daim aklımda öğretilerini taşıyacağım, tekrar tekrar okuyacağım...Aklımdakilerin, hissettiklerimin hepsini buraya sığdıramayacağımı çok iyi biliyorum. Çünkü bir noktada bu kitap için kelimelerim yetmeyecek. Çoğumuz bir şeyler ararız bu dünyada. Mutluluğu, huzuru, aşkı, bilgiyi... Arayış içerisinde bu dünyaya gelmiş, bu arayışta dünyadan geçip gidecek insanlarız. Siddhartha da Ben’i arıyor. Gerçek Ben’liği. Bu arayıştaki öğretmenlerini, bilgeliğini, öğretilerini okumak büyük bir keyifti. Bir yosmanın, bir kumarbazın, bir ermişin hatta ırmağın öğretilerinden dersler çıkarmak, seslerine kulak vermek çok değerliydi. Siddhartha’nın yaşamından, düşüncelerinden belki de öğrenecek daha çok şeyim var. Aklıma kazınan birçok ders vardı bu kitapta. Unutamayacağım, hep kulağımda yaşayacağım dersler. Gerçek Ben’i bulma yolculuğuna yoldaşlık ettiğim Siddhartha hep aklımın, kalbimin bir köşesinde kalacak...
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038,1bin okunma
Reklam
72 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Jack London’dan kısacık ama harika bir kitap daha... İçinde bulunduğumuz salgın durumundan mıdır bilmem beni en çok etkileyen kitaplarından biri oldu. Bir salgın sebebiyle insanların hayatının alt üst oluşu, yeniden yaşama tutunmaya çalışmaları, bu yolda yabanileşip ilk çağlardaki hayata dönmeleri, eski hayatlarını kazanmak için sıfırdan başlamaları... Bugünümüzün farklı bir versiyonu gibiydi. Daha korkunç versiyonu. Böyle bir durumda insanların korkularından, inançlarından yararlanmaya çalışanlar, batıl inançları kullananlar ve inananlar, olağanüstü bir halde bile kendi çıkarları uğruna bütün insanlığın geleceğini harcayanlar ve daha birçok kötü, acımasız insanlarla da karşılaşıyoruz kitapta. Distopik hikayelerinde çoğunda gördüğümüz gibi, bir salgın veya başka bir halkı etkileyen durum söz konusu olduğunda insanların nasıl yozlaşıp, yabanileşip, zamanda geriye gittiğini, bencilleştiğini çok iyi anlatmış yazar. Kısa bir sürede keyifli bir şekilde okunacak bir kitaptı. Okumakta zorluk çektiğimiz dönemlerde, ufak rahatlama anlarında okunacak türden çerezlik bir kitap. Herkesin severek okuyacağını düşünüyorum.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,7bin okunma
128 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Orhan Pamuk’un daha önce yayınladığı eserlerinden seçtiği hikayelerden oluşan kısa bir kitap. Pamuk’u yeni okumaya başlayanlar veya diline alışmak isteyenler için uygun bir tercih olacaktır. Eğer daha önce Pamuk’un kitaplarını okuduysanız bu kitapta ufak hatırlatmalar, diğer kitaplarından izler göreceksiniz. Hikayeleri birbirinden değişik, betimlemeler ve karakter analizleriyle doluydu. Okuması akıcı olsa da yer yer sıkıldığım ve okumakta zorlandığım kısımları da oldu. Birbirinden tamamen farklı konulara değinen, farklı analizler içeren hikayelerdi. Ancak benim en sevdiklerim Celal Salik’in anlatımından okuduğumuz hikayeler oldu. Orhan Pamuk’un dilini, anlatımı tanımak için okunacak güzel bir kitap. Ancak aynı oranda akıcı ve dikkat çekici olduğunu söylemeyeceğim...
Ben Bir Ağacım
Ben Bir AğacımOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20191,462 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
516 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
“Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum.” cümlesiyle başlayıp; “Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım.” diye biten bir kitabı anlatmaya gücüm yeter mi? Sürekli ertelediğim ama sonunda büyük bir hevesle başladığım Masumiyet Müzesi’ni bitirdim. Başlarda çok severek okumaya başladığım için beklentim yüksekti. Kitabın ortalarına doğru bu kadar
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,6bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Ne sevdim diyebilirim, ne sevmedim.. Gençlik kurgusu olarak çok seveceğimi düşünmeden, çok bir beklentiye girmeden almıştım aslında kitabı. Konunun ele alınış biçimiyle beklentimin üstünde çıktığını söyleyebilirim ama. Yine de konu itibariyle bana ilk başta çok basit ve abartılmış gelmişti. Yazarın dili oldukça yalın ve akıcıydı. Yaşanan olayı farklı kişilerin gözünden okumak, birkaç öyküyle birleştirmek, geçmişle yolculuk yapmak çok hoşuma gitti. İnsanların aynı olayı ne kadar zıt biçimlerde algıladığını ve yorumladığını görüyoruz. Birkaç gencin yaptığı bir hata sonucunda bir sürü hayatın nasıl mahvolduğunu okuyoruz. Bir kelebek etkisi diyebiliriz. Tek bir hatanın domino etkisiyle nasıl daha fazla yıkıma yol açtığını anlatıyor yazar. Dediğim gibi sevdim mi sevmedim mi hala bilemesem de aslında olayı değil olayın anlatılış, ele alınış şeklini sevdim diyebilirim.
Kaset
KasetAnita Shreve · Pegasus Yayınları · 201176 okunma
Reklam
375 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yine inanılmaz sevdiğim, oldukça gerildiğim, elimden bırakamadığım bir Stephen King kitabı daha... Filminin fragmanını izlemiş olmamdan sanırım bu kitaba karşı beklentim hep daha fazlaydı. Filmin fragmanı beni oldukça germişti ve izlemek için kitabını okumayı bekledim. Başladığım andan itibaren elimden kolay kolay bırakamadım, sayfaları gerilerek çevirdim. Rahatsız eden, midemin kaldırmadığı zamanlarda elimden bırakmak istediğimde bile bırakamadım... Tek kötü özelliği olarak sonu benim için daha tahmin edilebilirdi. Diğer kitapların aksine. Kitabın ortalarından sonra aşağı yukarı neler olabileceğini kestirmiştim. Ama buna rağmen yine de merakla okudum. En önemlisi de bu değil mi zaten?
Hayvan Mezarlığı
Hayvan MezarlığıStephen King · Altın Kitaplar · 201911,8bin okunma
324 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
‘Körlük’ kitabının devamı niteliğinde olan ‘Görmek’; kentteki insanların körlük salgının üstünden dört yıl geçmesinin ardından başka bir körlükle mücadelesini anlatıyor. Siyasi bir körlükle.. Alışık olduğumuz yazarın dili yine aynı. Bitmeyen cümleler, virgüller, adsız kahramanlar. Ama bu sefer hikaye başka bir körlüğü anlatıyor. Bu da beyaz bir körlük. Seçimlerde kentteki insanların yarısından fazlasının boş oy kullanmasıyla ortaya çıkan kaosu anlatıyor. Tabi Körlük kitabından tanıdığımız kahramanlarımız da olaya dahil oluyor. Değişik bir distopya.. İlk 100 sayfasını okumakta gerçekten zorlandım. Olaylara giriş biraz uzatılmış gibi geldi. Daha sonrasında asıl olayların yaşandığı kısıma heyecanlı yerlere geldiğimde de hemen bitmiş gibi hissettim. Ne oldu? Nasıl oldu? Nasıl bitti? Anlayamadım.. Körlük kitabının devamı diye düşündüğümden sanırım beklentim çok yüksekti, birçok soruya cevap vermesini bekledim ama yine aklımda sorularla bitti. Yazarın bu değişik distopyalarını, kalemini sevsem de bu kitap başlarda beni çok yordu. Sevdim mi sevmedim mi bilmiyorum ama Körlük’ü bundan daha çok sevdiğim kesin..
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202218bin okunma
331 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İlk duyduğumdan beri konusuyla hep dikkati çeken bir kitap olmuştu. Sonunda okudum ve bitirdim. Başlarda yazarın diline, anlatım şekline alışmam zor olsa da 30-40 sayfadan sonra daha rahat okumaya başladım. Yazardan okuduğum ilk kitaptı onun da etkisi olabilir. Ama bu anlatım şeklinden dolayı çok akıcı bir anlatımı olduğunu söyleyemem. Çok
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,4bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Jules Verne çocukluğumdan beri hep severek okuduğum bir yazardır. Akıcı dili, özgün konuları ve anlatımıyla hep etkilemiştir beni. ‘Zacharius Usta’ da ilginç konusuyla merak ettiğim kitaplarından biriydi. Bir saat ustasının kibiriyle ailesine ve kendisine yaşattığı dramatik hikayeyi konu alıyor. Tanrı sonsuzluğu yarattıysa, Zacharius Usta da zammı yaratmıştı sonuçta. Ancak çok geçmeden bütün saatlerin bir sebep olmadan birden durmasıyla Zacharius Usta’nın hayatı alt üst olur. Bunun sebebini bulmaya çalışırken kibrinin onu nasıl ele geçirdiğini görüyoruz. Kısacık, akıcı diliyle bir çırpıda okunabilecek harika bir Jules Verne kitabıydı. Bir oturuşta keyifle okuyabileceğiniz, ilginç konusuyla sizi içine çekecek, ağır ve uzun kitapların arasına ekleyeceğiniz keyifli bir kitap olacaktır.
Zacharius Usta
Zacharius UstaJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,8bin okunma
50 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Stefan Zweig’in kitaplarını, dilini hep sevmişimdir. Kısacık, akıcı ama bir o kadar düşündüren eserler bana göre. ‘Mecburiyet’ de tam olarak böyleydi. Kısacık, akıcı, düşündüren ve sorgulatan. 1. Dünya Savaşı sırasında askere çağırılan Ferdinand’ın vatanına olan sevgisiyle, karısına ve özgürlüğüne olan sevgisinin arasında kalmasını, seçimlerini okuyoruz. Özgürlük mü yoksa sorumluluk mu? Güvende olmak mı hayatı boyunca kaçak olarak yaşamak mı? Bu soruların cevabını ararken Zweig bizleri de düşündürtüyor ve cevabı bizimle birlikte bulmaya çalışıyor. Yazar, yazım aşamasında kitabın adını ‘Firar’ olarak tasarlamış daha sonra ‘Mecburiyet’ adını vermiş. Kitap aynı zamanda savaş karşıtı Zweig’ın da hayatından izler taşımaktadır. Kendisi de 1. Dünya Savaşı sırasında ülkesi dışında geçiren yazar o dönemde yaşadıklarını da işlemiş kitapta. Bu bilgiler ışığında da kitap daha akıcı, daha düşündürücü bir hal alıyor. Bir oturuşta elinizden bırakmadan okuyabileceğiniz, kısa ama etkil güzel bir kitaptı.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,2bin okunma
Reklam
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Leo Buscaglia...
Hala tanışmamış, hiç kitabını okumamış, düşüncelerini duymamış olanlar varsa kendilerine şu an yapabilecekleri en büyük iyilik bir Buscaglia kitabı almak olacaktır. “Sevgi” kitabıyla tanışıp, hayat hikayesini de öğrendikten sonra bulabildiğim bütün kitaplarını aldığım, herkese önerdiğim, ne kadar çok kişiye okutturursam o kadar mutlu olacağımı
9 Numaralı Otobüsle Cennet'e
9 Numaralı Otobüsle Cennet'eLeo Buscaglia · İnkılap Kitapevi · 2003212 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Son ana kadar düşünceleriyle, engin bilgileriyle insanlara yararlı olmaya çalışan, felsefe diyince akla ilk gelen insanlardan Sokrates’in haksız yere suçlanması üzerine mahkemeye karşı kendi savunmasını yapmasını ve ölüm kararını nasıl karşıladığını, düşüncelerini çevresindeki insanlarla konuşmalarından okuyoruz. Diyaloglar şeklinde ilerleyen kitapta sorulara kendimce cevaplar verdiğim, tam tersini düşündüğüm düşüncelerimin nasıl çürütüldüğünü gördüm. Soru-cevap şeklinde gelişen konuşmalarla benim de sorduğum, cevapladığım, kendimi, öğrendiklerimi sorguladığım yerler oldu. Benim için oldukça keyif vericiydi. Bu zamana kadar okumadığım için üzüldüm diyemeyeceğim. Her kitabın bir zamanı vardır. Bu kitabı da iyiki şimdi, bu yaşımda, bu zamanda okumuşum. İlerleyen zamanlarda da ara ara okumayı düşündüğüm, her okuduğumda yeniden fikirlerimin, düşüncelerimin değişeceğine de eminim. Anlatmaya kelimeler yetmez diyebileceğim bir kitaptı. Kesinlikle okuyun, okutturun!
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Yayınları · 202053bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Mimarlık/iç mimarlık bölümlerine yeni başlayanlara bir rehber niteliğinde olan bu kitap; sizi bölümde nelerin beklediği, nasıl bir ortama gireceğinizi, neler yaşayacağınızı, neler öğreneceğinizi anlatıyor. Çok sevdiğim hocam Abdullah Alkan’ın ablası yine bir akademisyen olan Havva Alkan Bala hocamızın elinden çıktı bu eser. Bir son sınıf öğrencisi olarak okurken eskilere gittim, benim de yaşadıklarım film şeridi gibi gözümün önünden geçti resmen. Her sayfayı, her konuyu kafa sallayarak, gülümseyerek okudum. Anılarım canlandı. Hala eksik olduğum, fark etmediğim bir sürü şeyi de öğrendim aynı zamanda. Bir son sınıf öğrencisi olsanız bile size hala yön gösterecek bir kitap. Tabii biraz da kıskanmadım değil! Ben bölüme yeni başladığımda elimde böyle bir kaynak olsaydı sanki daha kolay geçerdi. Çoğu durum karşısında ben birebir yaşatarak tecrübe ederken, korkarken, ağlarken bu defter ışık tutardı bana. Bölüme yeni başlayan bütün 1. ve hatta 2. sınıflara ilk önereceğim kitap budur. Sanki kitap okuyor gibi değil hocamızla karşılıklı sohbet ediyormuş hissi veren tatlı dili ve değindiği , yönlendirdiği konular itibariyle mimarlık/iç mimarlık bölümdeki öğrencilere, özellikle yeni başlayanlara, bir yoldaş, bir arkadaş olacaktır.
Mimarlık Öğrencisi Misin?
Mimarlık Öğrencisi Misin?Havva Alkan Bala · Yem Yayınevi · 202075 okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Stephen King'in okuduğum ikinci romanı. İlk okuduğum kitabı Medyum idi. Ama bu kitap bana daha heyecanlı ve daha sürükleyici geldi. Kesinlikle bunu daha çok beğendim. Bir evde hapis tutulan ve zorla kitap yazdırılan bir yazar, Annie Wilkes, eve hakim olan sürekli bir korku ve gerilim, hayatta kalma çabası.... Bir yazar, bir ruh hastasının eline düşse, ve yazar kitabında o ruh hastasının en sevdiği karakteri öldürüş olsaydı neler olurdu? Sadece iki ana karakterle mükemmel bir hikaye çıkartmış ortaya yazar. Diğer kitaplarına olan göndermelerini de çok beğendim. Sanki hepsi aynı dünyada yaşıyormuş gibi. Güzel bir kurgu, etkileyici bir kitaptı. Konusuyla, anlatımıyla, karakterleriyle çok sevdiğim bir kitap oldu. Yaşanılanlar öyle güzel aktarılmış ki sanki ben yaşamış gibi hissettim her şeyi. Bütün acıları, korkuyu, heyecanı.. Bu türde kitaplar okumaya da, Stephen King'e bu yıl başladım ama sonu gelmeyecek gibi..
Sadist
SadistStephen King · Altın Kitaplar · 20184,594 okunma
280 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ece Temelkuran’ın ilk romanı olan bu kitapta Beyrut’u, insanlarını, kültürünü tanıyoruz. Hatta savaşlarını görüyoruz. Aşk romanı diye bilinse de bana göre ortada öyle çok büyük bir aşk da yoktu. Daha çok farklı şehirlerde, birbirinden habersiz ama aynı duyguları paylaşan insanları okudum. Ağırlıklı olarak Oxford, Paris ve Beyrut’ta geçen hikayeye alışmak biraz zor. İlk başlarda tek tek karakterleri tanıdığımız için bir sürü ayrı hikaye okuyormuşuz gibi hissettiriyor. Ama yavaş yavaş alıştıkça hikaye içine çekiyor sizi, aynı şeyi okuduğunuzu fark ediyorsunuz, aynı üzüntüyü, aynı yalnızlığı... Farklı bir kültürü, savaşı, insanları görüyoruz. Hepimiz Ortadoğuluyuz sonuçta tanıyoruz birbirimizi... Kitaba gelen çoğu yorum dilinden dolayı biraz olumsuz olsa da ben gayet sevdim. Ece Temelkuran’ın diline alışık olanlar zorluk çekmeyecektir. Hatta birinci kısımı daha çok sevdim ben. Dr. Hamza’nın kızına yazdığı mektuplar beni en çok etkileyen kısım oldu. Beyrut’a o dönemlerde hakim olan savaşı ve detaylarını çok bilmesem de çoğu şeyi bu kitapla öğrendim ve oldukça sevdim. Keyifli bir okumaydı...
Muz Sesleri
Muz SesleriEce Temelkuran · Everest Yayınları · 20152,006 okunma
55 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.