Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
İpek
İpek
@kahvelikitaplii
656 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
140 syf.
·
Puan vermedi
"Yeraltı Adamı"nın romanı...
Romanın "Yeraltı" ismi verilmiş ilk bölümünde karakterin iç çatışmalarını, hezeyanlarını(saçmalama, sayıklama) kendi kendine yaptığı konuşmalar şeklinde okuyoruz. İkinci bölüm ise "Sulusepkene Dair" ismini taşıyor ve burada karakterin yaşadığı bazı olaylar anlatılıyor.
Hacim olarak ince olmasına rağmen zihninizi zorlayacak bir eser... (Özellikle ilk kısım)
1864 yılında basılmış ve birçok düşünürü "varoluşçu" anlamda etkilemiş bir klasik.
"Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık."
Dostoyevski'nin okunması, üzerinde düşünülmesi gereken eserlerinden...
128 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın sol tarafındaki günlükler Ekmel Bey'e, sağ tarafındaki günlükler ise Derya Hanım'a ait.
Ekmel Bey günlüğüne: "Ölüm, seninle bir anlaşma yapalım. Şu lanet olası defter dolduğunda bana gel." cümlesiyle başlıyor.
Derya Hanım ise: "Bir kadın birdenbire günlük tutmaya başlamışsa, ya âşık olmuştur ya terkedilmiştir." başlıyor.
Birbirlerinden habersiz bu iki insanın aynı tarihlerde günlük tutması ve daha sonra tanışmaları ile günlükleri birbirlerinin gözünden okumuş oluyoruz.
Ben günlükleri sırayla okumayı (aynı tarihte olanları) tercih ettim. Okumayı biraz güçleştirse de Ayfer Tunç'un kalemi ile tanışmak güzeldi.
"yakıyor, biliyorsun, ama yine de gidip âşık oluyorsun."
504 syf.
·
Puan vermedi
Mitoloji okumayı sevmiyorsanız bu kitapla ilginiz artabilir!
Kayıp Tanrılar Ülkesi Yunan mitolojisi, arkeoloji, tarih ile harmanlanmış bir cinayet romanı...
Benim Ahmet Ümit'in kalemiyle tanışma kitabım oldu. Mitoloji ile alakalı eserleri okumayı pek sevmediğim için önyargılarım vardı. Korktuğum olmadı...Oldukça heyecanlıydı benim için.
Yunan mitolojisi, Neo Naziler hakkında bilgiler de öğrenebileceğiniz bir eser.
Okur Takip Önerileri
168 syf.
·
Puan vermedi
Rus yazar Mihail Bulgakov'un 1925 - 1926 yılları arasında yazılmış, ilk olarak Rus tıp dergilerinde tefrika edilmiş daha sonra kitap olarak yayımlanmıştır.
Kitap devrim zamanında tıp fakültesinden yeni mezun olmuş Doktor Bomgard'ın ücra bir yerde göreve başlaması ve görevinde karşılaştığı zorluklarla mücadele etmesi konu olarak işlenmiş.
Doktor Bomgard'ın tecrübesizliği ile tek başına üstesinden gelmeye çalıştığı hastalıklar ve korkularını okuyoruz bu kitapta.
Kitap birbirinden etkileyici ve ilginç 9 hikâyeden oluşuyor.
Benim Bulgakov'dan okuduğum ikinci kitaptı. (Daha önce "Köpek Kalbi"ni okumuştum.) Beğenerek okuduğum bir kitap oldu bu da. Özellikle doktorlar, doktor adaylarının okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Mihail Bulgakov'un kendisi de Kiev Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olmuş ancak hayatına yazar olarak devam etmiştir.
"Okumak, okumak ve daha çok okumak gerek..." (Syf. 68)
Siz bu kitabı okudunuz mu?
64 syf.
·
Puan vermedi
Lou Andreas-Salomé Arayışlar isimli eserinde kendini sanata adamış bir ressam olan Adine ile kuzeni Benno arasındaki gençlik aşkını anlatır. Ancak Adine bir erkeğe tümüyle teslim olmak istemeyip sanatını icra etmek isteyecektir...
Salomé'den okuduğum ilk eserdi. Çok güzel, muhteşem diyemeyeceğim ancak vermek istediği mesaj açısından okuyabilirsiniz.
"Bir kez şöyle adamakıllı âşık olamıyorsam suçlu ben değilim."(syf.22)
Salomé Nietzche'nin evlenme teklifini geri çevirmiş ve Rilke tanışmış. Daha sonra F.C. Andreas'la evlenmiştir.
Freud kendisinden şöyle söz eder: "Korkunç bir zekâ... Onun yanına yaklaşan herkes, varlığının samimiyetinden ve uyumundan çok güçlü bir biçimde etkilenirdi; kadınlara özgü zaafların hiçbirinin hatta insanî zaafların bile çoğunun onda bulunmadığını, yaşamı boyunca bunları aşmış olduğunu fark ederdi."
Tüm kadınlar romanın kahramanı Adine gibi hedeflerini gerçekleştirme yolunda ilerlemeli, hayallerinin peşinden gitmeli...
70 syf.
·
Puan vermedi
Rahel Tanrıyla Hesaplaşıyor Stefan Zweig'in akıcılığı, etkileyiciliği ile en çok beğendiğim eseri oldu.
Kitapta Stefan Zweig'in dini hikâyelerinden üçü (Rahel Tanrıyla Hesaplaşıyor, Üçüncü Güvercinin Hikâyesi, Ölümsüz Kardeşin Gözleri) yer almakta.
Kitaba ismini veren Rahel Tanrıyla Hesaplaşıyor öyküsünde Rahel'in Tanrı'nın karşısına çıkması, yalvarması, O'ndan merhametini istemesi anlatılmış.
Üçüncü Güvercinin Hikâyesi'nde Nuh Tufanı'ndan esinlenilmiş.
Ölümsüz Kardeşin Gözleri hikâyesi kitaptaki son ve en uzun hikâye. Bu öyküde Virata bir savaşta bilmeden ağabeyini öldürür. Ağabeyinin gözleri Virata'yı her yerde izleyecektir...
Stefan Zweig eserlerinde ve hayatında savaşa ve şiddete karşı olmuştur. İntiharına Avrupa'nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntünün neden olduğu kabul edilir.
22 Şubat 1942 gecesi eşi Lotte ile birlikte aşırı doz Veronal alarak intihar etmişlerdir.
İntiharından önce yazdığı mektupta: "Bütün dostlarımı selamlarım! Hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızıllığını görmek nasip olsun! Ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum." demistir.
Zweig'in okunması gereken bir eseri... Siz bu eseri okudunuz mu?
185 syf.
·
Puan vermedi
İskoç yazar J.M. Barrie 1904 yılında "Peter Pan ya da Büyümeyen Çocuk" ismiyle sahnelenen oyununu 1911 yılında "Peter Pan ve Wendy" ismiyle kaleme almış.
Romanda Peter Pan isminde büyümek istemeyen bir çocuğun Wendy ile birlikte yaşadığı maceralar anlatılmış.
Yazar, kahramana Peter Pan ismini tanıdığı bir çocuktan esinlenerek vermiş.
Eser zaman zaman ırkçılık suçlamalarına mâruz kalmış.
Eser ile ilişkilendirmek gerekirse yazarın ağabeyinin ölümünden sonra annesi bunalıma girmiş ve onu ölen ağabeyinin yerine koymuş. Bu olay yüzünden J.M. Barrie psikojenik cücelik hastalığına yakalanmış. (Erişkin boyu 140 cm civarlarında idi.)
Psikojenik cücelik; Aşırı baskı, stres, ihmal ve duygusal yoksunluktan kaynaklanan bir büyüme bozukluğudur.
Eserin dili sade, akıcı ancak beni çok etkileyen bir eser olmadı maalesef... Yine de okunabilir.
Okuyup beğenenler var mı?
1724 syf.
·
Puan vermedi
Sefiller Fransız yazar Victor Hugo tarafından yazılan 19. yüzyılın en önemli eserlerinden biridir.
Hugo Sefiller'i 17 yılda tamamlamış ve eser 1862'de yayınlanmıştır.
Gustav Flaubert, Charles Baudelaire gibi isimler eser hakkında olumsuz eleştiriler yapmışlardır. Ancak eser dünyada büyük bir etki yaratmıştır. Sinemaya, tiyatroya da uyarlanmıştır.
Konu (az çok herkesin bildiğini düşünüyorum...) Jean Valjean isimli bir kürek mahkûmunun (19 yıl zindanda kalmış) hapisten çıktıktan sonra toplum tarafından dışlanması ve hayata tutunma mücadelesi... Hugo Jean Valjean karakterini yazarken iş adamı eski bir mahkûm olan "Eugène François Vidocq"un hayatından esinlenmiş. Ayrıca kitabın büyük bir bölümünde Fransa imparatoru Napolyon'un yenilgisiyle sonuçlanan Waterloo Savaşı'ndan (Mont-Saint-Jean Muharebesi) bahsedilmiş. Eserden dönemin Fransası hakkında bilgiler de alabiliyoruz...(Ben bu kısımları okurken epey zorlandım)
Savaş kısımlarını saymazsak benim için çok etkileyici bir eserdi.
Sefalet, aşk, vicdan...
Okuyanlar düşüncelerini belirtirse sevinirim.
51 syf.
·
Puan vermedi
Fatma Aliye (Topuz) edebiyatımızın ilk kadın romancısı olarak tanınır. Ahmet Mithat Efendi Fatma Aliye Hanım'ı manevi kızı kabul etmiştir ve kendisiyle birlikte Hayal ve Hakikat isimli romanı yazmıştır.
Fatma Aliye Hanım Hilal-i Ahmer Cemiyetinin (Kızılay) de ilk kadın üyesidir.
2009 yılında 50 Türk Lirasının arkasında portresine yer verilmiştir.
Levâyih-i Hayat(Hayattan Sahneler) isimli eseri beş kadın karakterin birbirlerine yazdıkları mektuplardan oluşuyor. Bu mektuplarda aşk, evlilik gibi konulardan bahsedilmiş.
Kısa bir mektup roman olmasına rağmen konusu itibarıyla okunması gereken eserlerden...
"Mutluluğun servetle olabileceğine inananlardan değilim." (Syf.18)
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda ?
104 syf.
·
Puan vermedi
Çok sevdiğim tiyatro eserlerinden biri "Cimri". Tiyatro okumayı sevenler için eğlenceli, akıcı, etkileyici bir eser. En son söyleyeceğim şeyi baştan söylüyorum bu sefer ve "Okuyun" diyorum. Pişman olmayacaksınız.
Konu olarak isminden de anlaşılacağı üzere Paris'in burjuvalarından Harpagon'un cimriliği, para sevdası ve paranın insan ilişkilerini nasıl etkilediği işlenmiş. İçerisinde aşk da var tabii...
5 perdelik bir oyun.
Sabahattin Eyüboğlu'nun yazdığı önsözde ise Molière'in hayatından, tiyatrolarından bahsedilmiş. Önsöz de eserin kendisi kadar önemli...
"Ne kolay, ne kolay inanıyor insan sevdiğine!" (Syf.4)
224 syf.
·
Puan vermedi
"Siyah İnci"(Black Beauty) Anna Sewell'in basılı tek eseridir.
Anna Sewell on dört yaşında iken sakatlanıyor ve koltuk değneği olmadan yürüyemiyor. Bunun için de atlı arabaları kullanıyordu. Bu sayede atlara ilgi duymaya başladı. Siyah İnci romanını yazmaya başladığında sağlığı kötüleştiği için yazması zorlaştı ve annesine romanı yazdırmaya başladı. Kitabı yayınlandıktan beş ay sonra vefat etti.
Bir atın otobiyografisi olan bu eser çocuk edebiyatı kategorisinde olsa da Anna Sewell romanını "İnsanları atlara şefkat ve sevgi göstermeye teşvik etmek" amacıyla yazdığını açıklamıştır.
Roman Siyah İnci isimli bir atın taylığından başlayarak yetişkin bir at olana kadar yaşadıkları, sahipleri, onun ağzından anlatılan olayları içeriyor.
Verilmek istenilen mesaj açısından başarılı bir eser.
154 syf.
·
Puan vermedi
"Bir insana yaraşan her şeyi yapmaya varım. Ondan ötesini yaptım mı, insan olmaktan çıkarım." (Syf.23)
Macbeth (tam adı: Macbeth'in Trajedisi) Shakespeare'ın yaklaşık iki bin satırdan meydana gelen en kısa oyunudur.
İskoç soylusu Macbeth'in kral olma arzusu, yükselme hırsı uğruna yaptıkları konu olarak işlenmiş.
Kitabın giriş bölümünde dönemin tiyatrosu, Shakespeare'ın tiyatrolarının yayımlanması, çeviri metinler hakkında bilgiler verilmiş.
Cevza Sevgen'in önsözünde ise Macbeth incelenmiş. Bu yüzden önsözü sonradan okumak daha mantıklı bence. (Spoiler içeriyor.)
Tiyatro okumayı sevenler için başarılı bir eser.
480 syf.
10/10 puan verdi
Kitaba ismini veren karakter Martin Eden'ın aşkı uğruna kendini geliştirmesi, aşık olduğu kızın eğitim düzeyine erişebilme çabası anlatılır.
Aynı zamanda yarı otobiyografik roman olması London'ın yazar olmak için verdiği mücadeleleri de bize gösteriyor.
Martin Eden yalnızca aşk temalı bir roman değil, sosyal sınıf farklılıkları, makineleşmek, bireycilik temalarını da içeren bir roman.
Martin Eden yazar olup aşkına kavuşabilecek midir? Okuyup görün...
Martin Eden en sevdiğim romandır. Daha önce başka bir yayınevinden okumuştum. O zaman da çok etkilenmiştim. Benden kitap tavsiyesi isteyenlere her zaman ilk olarak Martin Eden derim...
Martin Eden'ı okuyunuz.
105 syf.
·
Puan vermedi
Yaşlı bir adam, kör bir köpek, bir mısır fidesi ve umut...
Franz Kafka ödülü sahibi Yan Lianke Günler Aylar Yıllar adlı bu eserinde yaşam mücadelesi veren, umudunu hiç kaybetmeyen adam, köpek ve mısır tanesinin öyküsünü anlatmış.
Eser akıcı bir dille yazılmış ve etkileyici bir sonu var...
Çok kısa ve umudumuzu kaybetmememiz gerektiğini anlatan bir kitap.
Umutsuz yaşanmaz diyor ve bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
88 syf.
·
Puan vermedi
Hayatına intihar ederek son vermiş bir yazar Sâdık Hidayet'in Kör Baykuş(بوف کور: Bûf-e Kûr) romanı 1936 yılında Hindistan'ın Bombay kentinde yayımlanmıştır. (İran'da satışı yasaklanmış.)
Fransızca, Rusça, İngilizce, Almanca, Macarca, Çekçe'den sonra 1977 yılında Behçet Necatigil tarafından Türkçeye çevrilmiştir.
Roman "Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar." cümlesi ile başlıyor.
Romanın karakteri kendisini gölgesine tanıtma isteği ile yazmaya karar veriyor...
Çok kısa bir kitap olmasına rağmen derinliği çok fazla olan bir kitap. Her cümlesinin altı çizilecek nitelikte. Zaman ve mekânın ötesinde imgelerle dolu bir anlatıma sahip.
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biri. Kesinlikle okunmalı..
"Korkunç bir şeydi bu: ne tam diri, ne tam ölü olduğumu hissetmek."
