Şeyh Hasan Dede'nin izniyle Kasımpaşa Mevlevihânesine gidip semâ meşketmeyi kurdum. Zira Kasımpaşa Mevlevîhânesinin Şeyhi Şemseddin Efendi vefat edip mahdumu Ali Efendi postnişîn olmuştu. Ali Efendi çocuk yaşda olmakla, Mesnevîhân meşhur Hüsameddin Efendi merhumun iradeleriyle Kasımpaşa Mevlevihânesinde kıdemli Mevlevîlerden gayet âbid ve zâhid hakkak Kadri Dede Efendi nâmında bir zâtı vekâleten postnişîn yapmışlardı. Kadri Dedenin hanesi de Aksaray'da olup Şeyh Kadri Dedeye ifâde ettiğimde bilâ tereddüd aşk ve muhabbetle kabul etti. Hemen dedelerden birisine emredip bir adet sikke-i şerife getirip odayı halvet ederek tekbir ile başıma koydu. Bir müddetçik orada zikir ile meşgul oldum. Sonra çocuk Şeyh Ali Efendinin huzuruna çıkıp ellerini öptüm.
Sema' meşketmek için mutfakta bulunan çilekeşlerden bir dedeyi çağırtıp beni ona teslim ettiler.
Şeyh Hasan Dede'nin izniyle Kasımpaşa Mevlevihânesine gidip semâ meşketmeyi kurdum. Zira Kasımpaşa Mevlevîhânesinin Şeyhi Şemseddin Efendi vefat edip mahdumu Ali Efendi postnişîn olmuştu. Ali Efendi çocuk yaşda olmakla, Mesnevîhân meşhur Hüsameddin Efendi merhumun iradeleriyle Kasımpaşa Mevlevihânesinde kıdemli Mevlevîlerden gayet âbid ve zâhid hakkak Kadri Dede Efendi nâmında bir zâtı vekâleten postnişîn yapmışlardı. Kadri Dedenin hanesi de Aksaray'da olup Şeyh Kadri Dedeye ifâde ettiğimde bilâ tereddüd aşk ve muhabbetle kabul etti. Hemen dedelerden birisine emredip bir adet sikke-i şerife getirip odayı halvet ederek tekbir ile başıma koydu. Bir müddetçik orada zikir ile meşgul oldum. Sonra çocuk Şeyh Ali Efendinin huzuruna çıkıp ellerini öptüm.
Sema' meşketmek için mutfakta bulunan çilekeşlerden bir dedeyi çağırtıp beni ona teslim ettiler.
Aşçıdede Halil İbrahim, Hatıralar, haz. Reşad Ekrem Koçu - Mehmed Ali Akbay, İstanbul Ansiklopedisi ve Neşriyat, İstanbul t.y., s. 30.
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına Dair Kanun'un çıktığı
günlerde, İstanbul'da yarı resmi kimliğe sahip 307 tarikat merkezi
vardı. Yasadan sonra tüm bu dergâh, tekke, hankâh ve zaviyeler
kapatıldı. Aşağıdaki liste, Reşat Ekrem Koçu'nun İstanbul
Ansiklopedisi'nin 8. cildinden alındı.
MERKEZİN ADI SEMTİ ZİKİR/AYİN
Köyleri "boşaltılınca" zorla, İstanbul'a sürülüp sürüklenip geldi babamgiller, dayımgiller, bibimgiller, Celal'inkiler. Karşıya, kondulara.
Ama kimse kimseye ilişmedi, teyellenmedi. Herkes, çocuklar bile yaşlanmış, eskimiş, kırık.
Bir iki yeğeni işe koydu Celal. Karaköy'de dökümcüye, Kasımpaşa'da hurdacıya. Çay ocağına. Sonra duyduk ki türkü barda fedailik, otoparkta değnekçilik gibi işlere heves etmiş çocuklar, içkiye kumara bulaşmışlar. Kimseye yâr olmadılar.
Bu Celal'in çektiği, kuzenlerle, yeğenlerle, daha birtakım halalarla yengelerle çay bahçesinde yeni yeşermeye başlayan ağaçların yüzümüzü gölgelediği fotoğrafın arkasında, ben bize demişim ki, İstanbul'a sürgün gelen boynu bükük yabansı otlardan bir demet.
Sayfa 79 - "Ayapera " Havalar Yine IsınacakKitabı okudu
23 Temmuz 1972 günü, İstanbul'da hava aşırı sıcaktı. Berbat bir nem, hasta olanlar şöyle dursun, sağlamları bile canından bezdiriyordu.
Suat Derviş, Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi'nin güler yüzlü hemşiresinden, üzerindeki çarşafı almasını, onun yerine ipek sabahlığını örtmesini rica etti.
Bu onun bir insandan ve insanlıktan son isteği olacaktı. Suat'ın cenazesi, otuz kadar dostunun katılımıyla Feriköy Mezarlığı'na defnedildi.
İpek sabahlığına ne olduğu bilinmiyor..
Gérard de Nerval'in, hattâ Théophile Gautier'nin, Misemer'in bahsettikleri Beyoğlu gece hayatı daha ziyade ecnebi ve yerli azınlıkların hayatıydı. İstanbul'a ilk defa 1833'de gelen Lamartine ise ekseri hatırlı seyyahlar gibi şehirde ecnebi kolonisi, Tarabya'da sefarethaneler tarafından misafir edilmişti.
Geniş
Kasımpaşa tarafından başlanarak boş fıçılar üzerine kalaslar bağlanarak Haliç üzerine yapılan köprü çalışmasını gören Bizanslılar, Türklerin su üstünde yürüdüğünü düşünerek, sihir yaptıklarını zannetmişlerdir.
Kasımpaşa kıyıları tersane
Bir kız sevdim alimallah bir tane
Herdem sevdalıya kız mız bahane
Top çiçeğim deste gülüm
Canım İstanbullum
Aman aman bahane
Gittim baktım şıkır şıkır Balıkpazarı
Üç tek attım sarhoş oldum ayak üzeri
Üç doluya üç tanecik badem şekeri
Top çiçeğim deste gülüm
Canım İstanbullum
Aman aman badem şekeri
Sayfa 16 - Adam Yayınları, İstanbul, 1982.Kitabı okudu