Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ugr Kstkci

Ugr Kstkci
@kaymakam13
"Bence cehennem sevememekten doğan bir acıdır." Fyodor Mihayloviç Dostoyevski.
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
"Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi."
Reklam
Ah cennet, bir insan sözüne sadık kaldığında sadık olanı yaratana sadakatsizlik mi edeceksin? Ama asla söz vermeyenler sözlerini tutmazlık etmezler.
Sayfa 268 - Vakıfbank Kültür YayınlarıKitabı okudu
Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne malım var kadıya yedirecek, ne dînim var şeytana verecek.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisinde başlar; birçokları da yağı bitmiş lambalar gibi, sessiz yavaş, ecelleriyle sönerler.  
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hayat, soğuk kayıtsız, herkesin maskelerini çeker alır zamanla; maskeleri de hani çoktur herkesin. Fakat bazıları hep aynı maskeyi kullanırlar, ister istemez kirlenir, yıpranır bu maske. Tutumlu kimselerdir bunlar. Bir kısmı evlatlarına saklarlar maskelerini; bir kısmı da vardır ki boyuna maske değiştirirler, ama yaşlandıklarında görürler ki bir sonuncu maske kalmış ellerinde, ve bu da pek çabuk eskir, o zaman maskenin gerisinden gerçek yüzleri çıkar ortaya.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Her an ölümle yüz yüze kalabilirim. Ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği....”
İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kurallar- Kanunlar
Siz kurallar koymayı çok seversiniz, Ama kuralları bozmayı daha çok seversiniz. Tıpkı okyanus kıyısında sabırla kumdan kuleler yapan, sonra da kahkahalarla onları deviren çocuklar gibi. Ancak siz kumdan kulelerinizi yaratırken, okyanus kıyıya kum taşımaya devam eder. Ve siz onları yerle bir ederken, okyanus da sizinle birlikte güler. Gerçekten de okyanus, daima masum olanla beraber güler. Fakat yaşamı bir okyanus ve insanların koyduğu kuralları kumdan kuleler olarak görmeyen kişiler için ne diyebiliriz? Onlar için yaşam bir kaya, ve kanun bu kayayı kendi isteklerine göre oyup şekillendirmek için kullanacakları bir keski gibidir. Dansçılardan nefret eden yeteneksiz biri için ne diyebiliriz? Veya boyunduruğundan hoşnut olup, ormanındaki geyiği başıboş bir serseri olarak yargılayan bir öküz için? Peki, derisini dökemediği için, diğerlerini çıplak ve ahlaksız olarak niteleyen yaşlı bir sürüngene ne demeli? Veya bir düğün şölenine erkenden gelen, iyice karnını doyurduktan ve yorulduktan sonra, yemekleri ve eğlenceyi kötüleyen biri için? Bunlar hakkında söyleyebileceğim tek şey, hepsinin güneş ışığı altında oldukları halde, Güneş'e sırtlarını dönmüş olduklarıdır. Onlar salt kendi gölgelerini görebilirler ve bu gölgeler, onların kanunları olur.
Bir sigara yaktım ve bekledim. Kıyamete kadar bekleyecektim . Tanrı canımı alana dek.
Reklam
Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla, ama Nietzsche 'yi okudun mu? Ne kitap!
Hassasiyet gerektiren önemli bir sorunla karşı karşıyaydım. Sorunu ışıkları söndürüp yatağa girerek hallettim.
"Bir insan sofu bir rahip, yiğit bir asker veya gayretli bir hekim, ama öte yandan, aynı zamanda kötü bir yurttaş olabilir."
"Dünyanın halleri!" diye düşündüm ertesi gün, Neva Caddesi boyunca yürürken, şu iki küçük olay aklıma gelince. "Nasıl da tuhaf, nasıl da anlaşılmaz oyunlar oynuyor alınyazımız bize! Acaba arzuladığımız bir şeye hiç kavuştuğumuz olmuş mudur... kavuşmak için var gücümüzü harcadığımız bir şeyi elde etmişliğimiz? Galiba bunun tam tersi oluyor hayatta. Kimi, gösterişli atların çektiği şık bir araba için yanıp tutuşur ve yanından hızla geçen arabaların ardından özlemle dilini şaklatırken, kiminin şahane atlar koşulu göz alıcı bir arabası oluyor, ama o neye sahip olduğunun bile farkında olmadan biniyor arabasına. Kiminde şahane bir aşçı, ama iki minik lokmadan başka bir şeyin giremeyeceği yüzük kadar bir ağız olurken, kiminin hangar gibi ağzı oluyor, ama onda da yiyecek kuru ekmekten başka ara ki bir şey bulasın!
“Kopernik bize dünyanın merkez olmadığını söyledi. Darwin bize insanın merkez olmadığını söyledi. Antropologlara kulak verirsek, bize, uygun ve dolaysız bir ifadeyle, Beyaz Batı’nın merkez olmadığını söylediklerini duyabiliriz.”
Sayfa 153Kitabı okudu
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.