Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

2001: Bir Uzay Destanı

Arthur C. Clarke

2001: Bir Uzay Destanı Gönderileri

2001: Bir Uzay Destanı kitaplarını, 2001: Bir Uzay Destanı sözleri ve alıntılarını, 2001: Bir Uzay Destanı yazarlarını, 2001: Bir Uzay Destanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
304 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Okurken aldığım notlar:
Clarke'ın okuduğum ilk kitabıydı. Kitabı okurken ara ara notlar almışım, onları paylaşacağım sizlerle. Bölüm bölüm notlarım: Birinci Kısım: Eski Çağlarda Bir Gece En beğendiğim bölümdü. İlk insanların zamanında geçen bir dizi olaydan bahsediyor ve bana "Adem'den Önce, Jack London" izlenimi verdi. İkinci Kısım: T.M.A.-1 Artık farklı bir gelecekteyiz. Birinci bölümle tek bağlantısı iki dönemde de aynı kristalin(bir çeşit makine) görülmüş olması. Olayı nasıl bağlayacaklarını merak ediyorum. Üçüncü Kısım: Gezegenler Arasında Bu bölümde de yeni karakterler çıktı karşıma. Her bölüm başka dünya gibi. Çok akıcı değildi. Dördüncü Kısım: Sonu Olmayan Boşluk Başta yine 3. bölümün sıkıcılığı hakimdi ama bölümün ortasından itibaren kitap çok akıcı bir hale büründü. Bölüm olayların birbirine bağlanmasıyla bitti. Bundan sonraki bölümde aksiyon olacağı açık. Bundan sonraki bölümler için not almamışım çünkü o kadar akıcıydı ki kendimi kaybedip sadece okumaya odaklandım. Kitabın sonu müthiş bitti. Gezegenlerle ilgili biraz bilgi edinebileceğiniz, güzel bir bilim kurgu. Benim çok sevdiklerimden. Kırdığım puan bazen sıkıldığımdan.
2001: Bir Uzay Destanı
2001: Bir Uzay DestanıArthur C. Clarke · İthaki Yayınları · 20161,305 okunma
Onlarınki bizim hayal bile edemeyeceğimiz bir yalnızlık,sonsuzluğa bakıp orada düşüncelerini paylaşacağı hiç kimseyi bulamayan tanrıların yalnızlığıydı.
2001: Bir Uzay Destanı
2001: Bir Uzay Destanı
Reklam
Geçip gitmiş olan karanlık yüzyıllarda bir yerlerde, ne görülebilen ne de tutulabilen ve hepsinden daha gerekli bir alet icat etmişlerdi. Konuşmayı öğrenmişler, böylelikle Zaman'a karşı ilk büyük zaferlerini kazanmışlardı. Artık bir kuşağın bilgisini bir sonrakine aktarabilecek, böylece her çağ geçmiş çağlardan fayda görevilecekti. İnsan, yalnızca o anın farkında olan hayvanlardan farklı olarak, bir geçmişe sahipti ve el yordamıyla geleceği aramaya başlamıştı.
Alete şekil verenler bu kez kendi aletleri tarafından tekrar şekillendiriliyorlardı.
Aynca doğanın güçlerini de kullanabilmeyi öğrenmişti insan. Ateşi kullanmaya başlamalanyla teknolojinin temellerini atmış ve hayvansal kökenlerini geride bırakmışlardı. Taş yerini bronza, bronz ise demire bıraktı. Avcılığı tarım izledi. Kabileler köylere, köyler ise kasabalara dönüştü. Sözler taş, kil ve papirüs üzerine işlenen işaretler sayesinde ölümsüzleşti. Daha sonra felsefe ve dini icat etti. Gökyüzünü tanrılarla doldurdu ve bu pek de yanlış değildi. Vücudu savunmasızlaştıkça insanoğlunun savaş yöntemleri giderek daha korkunç hale geldi. Taş, bronz, demir ve çelik kullanarak delici ve kesici olan her şeyi denemiş oluyorlardı. Kurban larına uzaktan saldırmayı çok önceleri öğrenmişlerdi. Mızrak, ok ve yay, tabanca ve nihayet güdümlü füze ona sınırsız bir menzil ve yine sınırsız bir güç vermişti. Bazen kendisine karşı kullanmış olsa da, bu silahlar olmadan insan, dünyasını asla fethedemezdi. Onlara yüreğini, ruhunu koymuştu ve bütün bunlar yüzyıllar boyunca ona iyi bir şekilde hizmet etmişlerdi.
Reklam
304 syf.
10/10 puan verdi
"Senaryo" olacakken "Roman" olan o kitap
Stanley Kubrick'in çektiği ve bana göre sinema tarihinin en iyi filmi olan 2001: A Space Odyssey (Her ne kadar en sevdiğim filmi Barry Lyndon olsa da) filminin aslında senaryosu olacakken romana dönüştürülmüş başyapıt olarak nitelendirebileceğim kitap. Daha önce dört defa izlediğim bu filmi artık çok daha iyi bir şekilde anlayabiliyorum. Filmi gibi kitabı da oldukça yordu beni ve doydum sanırım, serinin diğer kitaplarını ne kadar merak etsem de okuyacağımı düşünmüyorum. (Kitaptan sonra filmi her an beşinci kez izleyebilirim.)
2001: Bir Uzay Destanı
2001: Bir Uzay DestanıArthur C. Clarke · İthaki Yayınları · 20161,305 okunma
İki olasılık var : evrende ya yalnızız ya da değiliz. ikisi de eşit ölçüde ürkütücü. —Arthur C. Clarke
Bazen vadiyi ,bazen de Ay'ı seyrediyordu ;ama hep dinliyordu.
Reklam
Bazen, bir yaprağın düşüşünü ya da dünyadaki ölümün ardından gelen acıyı aynı duygularla seyreden, duyarlılıktan yoksun bir robot olmayı istediği zamanlar olmuştu.
Ölüm, tehlikelere hazırlıklı olmayan bir kaşifin önüne binbir kılıkla çıkabilirdi.
Bir gün, adamın biri, Dünya'nın da Satürn'ünki gibi bir halkası olacağını ve bu halkanın tamamen yörüngede çalışan dikkatsiz inşaat işçilerinin kaybettiği cıvatalar, kemerler ve hatta aletlerden oluşacağını ileri sürmüştü.
Uzay bölmeleri insanlık tarafından icat edilen en mükemmel ulaşım aracı değildi. Ancak havasız ortamlarda inşaat ve onarım yapmak için kesinlikle gerekliydi. Bunlara genellikle kadın ismi verilirdi. Bu, belki de, bazen ne yapacaklarının tam olarak bilinmemesinden kaynaklanıyordu.
Sayfa 195Kitabı okudu
680 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.