Bilim, İnsani Değerleri Nasıl Belirler?

Ahlakın Coğrafyası

Sam Harris

Ahlakın Coğrafyası Gönderileri

Ahlakın Coğrafyası kitaplarını, Ahlakın Coğrafyası sözleri ve alıntılarını, Ahlakın Coğrafyası yazarlarını, Ahlakın Coğrafyası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çoğu sosyal bilimci, uzun zamandır devam eden insani etkinliklerin evrimsel olarak uyarlanabilir olduğuna, sürekliliğin başka türlü sağlanamayacağına inanma hatasına düşmektedir. Yani, kadın sünneti, kan davası, çocuk cinayeti, hayvanlara işkence, kendini kesme, ayak sıkma, yamyamlık, tecavüz ayini, insan kurban etme, erkekliğe kabul töreni, gebe veya emziren kadınların beslenme düzenlerinin sınırlandırılması, kölelik, yaşlıların öldürülmesi gibi en tuhaf ve faydasız davranışlar bile, büyülenmiş etnologların çalakalem yazılarının ışığında makul hale getirilmiş, hatta idealleştirilmiştir. Ancak bir inanç sisteminin veya bir geleneğin varlığını sürdürmesi, o sistemin uyarlanabilir olduğunu göstermez; yalnızca toplumun çöküşüne yol açmadığını ya da o geleneği uygulayanları henüz öldürmediğini gösterir.
Kemirgenler üzerinde yapılan deneyler, ebeveyn ilgisi, toplumsal bağlanma ve stres kontrolünün kısmen beynin ödül sistemi üzerine etki eden vazopresin ve oksitosin hormonları tarafından yönetildiğini göstermektedir. Erken çocukluktaki ihmalin psikolojik ve toplumsal gelişimimize neden zararlı olduğunu sorduğumuzda , bunun söz konusu sistemdeki bir bozukluktan kaynaklanabileceğini düşünmek de pekala makul görünebilir.
Reklam
Görünen o ki, birçok insan evrensel ahlak kavramının, hiçbir istisnaya izin vermeyen ahlaki ilkeler bulmamız gerektirdiğini düşünüyor. Örneğin, eğer yalan söylemek yanlışsa, her zaman yanlış olmalıdır ve bununla ilgili tek bir istisna bile bulunursa, her türlü ahlaki doğru kavramının bir kenara bırakılması gerekir. Ama ahlaki doğrunun varlığı -yani nasıl düşündüğümüz ve davrandığımız ile esenliğimiz arasındaki bağlantı- ahlaklı olmayı değişmez ahlaki kurallarla tanımlamamızı gerektirmez. Ahlaklı olmak satranca benzetilebilir: Elbette genel olarak geçerli ilkeler vardır, ama bunlar önemli istisnalara göre değişebilir. Eğer iyi satranç oynamak istiyorsanız "veziri katbetmemek" ilke olarak her zaman en iyi yoldur. Ama istisnaları söz konusu olabilir: Bazen vezirinizi feda etmeniz çok parlak bir hamle olabilir, ya da veziri feda etmek tek çaredir. Yine de, satranç oyununun herhangi bir aşamasında hep nesnel olarak iyi ya da kötü hamleler olacaktır. Eğer insan iyiliği hakkında bilinecek nesnel doğrular varsa -örneğin mutluluğa ulaşmanın yolu zalimlikten çok nezaketten geçer-bilimin bir gün davranışlarımızın ve dikkat ettiğimiz konuların hangilerinin ahlaki açıdan iyi olduğu, hangilerinin etkisiz olduğu ve hangilerinin bırakılması gerektiği hakkında çok kesin iddialarda bulunabilmesi gerekecektir.
21.yüzyılda insanların nasıl yaşamaları gerektiği sorusunun birbirinden çok farklı birçok yanıtı vardır ve bunların çoğu elbette yanlıştır. Ama milyarlarca insanın aynı toplumsal, politik, ekonomik ve çevresel amaç üzerinde birleşerek bir arada yaşamasına izin verecek olan sadece insanoğlu için neyin iyi olduğuna dair akılcı bir kavrayış olacaktır. İnsani gelişimin bilimi çok uzak görünebilir, ama bunu gerçekleştirmek için, öncelikle bununla ilgili entelektüel alanın aslında var olduğuna işaret etmek gerekir.
Dini açıdan muhafazakar olanlar niyet ve ahlakla ilgili soruların doğru yanıt­ları olduğuna inanma eğilimindeler, ama sadece lbrahim'in Tanrı­sı öyle varsaydığı için.Sıradan gerçeklerin akılcı bir sorgulamayla keşfedilebileceğini kabul etseler de, değerlerin göklerdeki kasırga­nın içindeki bir sesten gelmesi gerektiğine inanırlar. Kutsal kitapların kelime anlamlarıyla yorumlanması, çeşitliliğe duyulan hoş­görüsüzlük, bilime güvensizlik, insan ve hayvanların acı çekmesi­nin ardındaki gerçek nedenleri görmezden gelme - gerçekler ile de­ğerler arasındaki ayrım kendisini dindar sağ üzerinde sıklıkla böy­le yansıtmaktadır.
Bir kukla da özgürdür,İplerini sevdiği sürece.
Reklam
74 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.