Fikirlerin, anlayışların ve bilincin üretimi, öncelikle insanların maddi etkinliklerine ve karşılıklı maddi ilişkilerine, gerçek yaşamın dile gelmesine bağlıdır. Anlayışları, düşünceleri, karşılıklı zihinsel ilişkileri karşımıza bu noktada maddi davranışların dolaysız bir ürünü olarak ortaya çıkar. Aynı durum halkın siyasi dilinde, yasalarının, ahlaklarının, dininin, metafiziğin vb. dilinde kendisini bulan zihinsel üretim için de geçerlidir.