Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda

Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri Sözleri ve Alıntıları

Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri sözleri ve alıntılarını, Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri kitap alıntılarını, Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anlattıklarına göre II. Abdülhamit'e genç subaylar el öpmeğe gelirmiş. Padişah el vermez, bir paçavra sallar, gelenler onu öperlermiş. Bir gün huzura genç bir subay çıkmış. Paçavra falan öpmemiş. Bir selâm çakıp, soldan geçmiş. Padişah : — Kim bu adam? Diye sormuş. — Mustafa Kemal... Demişler. — Sürün bu adamı...
Ne yaparsanız yapın, fakat düşmanı buradan kovun.
Atatürk, son Padişah Vahidettin tarafından Sara­ya çağırılmıştı. Kabul sırasında Vahidettin ilk olarak ona şu soruyu sormuştu : — Şu gördüğünüz düşman gemilerini buradan na­sıl çıkarabilirsiniz? — O gördüğünüz zırhlılar karada yürümez — Peki bu işi nasıl yapabilirsiniz? — Emredersiniz. — Ne yaparsanız yapın, fakat bunları buradan kovun... Ve kendisine şu görevi veriyor : — Yanınıza çalışabileceğiniz maiyetinizi alınız. Samsun'a hareket ediniz. Yarın Bandırma vapuru hareketinize hazırdır. Şark vilâyetleri askerî müfettişi olarak yola çıkın. Allah yardımcınız olsun...
Sayfa 166 - Atatürk'le R. Eşref Ünaydın arasında bir konuşma başladı. Can kulağıyla dinlediğim konuşma, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'na başlayışının hikayesiydi.Kitabı okudu
Reklam
Atatürk çok iyi Fransızca bildiği halde, devlet başkanı olarak yabancılarla konuşurken yalnız Türkçe konuşur ve tercüman kullanırdı.
Sayfa 339 - Yade YayınlarıKitabı okudu
Yatta işlerimi bitirirken Bebek Polis Karakolunun bayrağının yavaş yavaş yarıya doğru indiğini gördüm. Bütün vücudum sanki karıncalanıyordu. Bir anda şiddetli bir ürperti sardı her yanımı...
Sayfa 231Kitabı okudu
Her gece içtiği halde Atatürk'ün bir kere bile içki yüzünden kendinden geçtiğini, taşkınlıklar yaptığını görmedim, duymadım. Aksini iddia edenler varsa, bunların yaptıkları düpedüz dedikodudan başka bir şey değildir. Ölümünden sonra çekememezlik ve kıskançlıklarından Atatürk'ün sofrasını sarhoşluk, ayyaşlık ve zevke düşkünlükle kötülemek isteyenler oldu ama bu çabalar boşunadır. Onun yaşantısı bütün açıklığıyla meydandaydı. Gizlenecek bir yönü yoktu ki... Halkın sofrasıydı.
Sayfa 39 - Yade YayınlarıKitabı okudu
Bir gün yine Atatürk, tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt sorunu dururken, devlet başkanının kendini tarihe vermesi, Vasıf Çınar'ın biraz canını sıkmış olacak ki Atatürk'e şöyle dediğini duydum: "Paşam tarihle ilgilenip kafanı yorma. 19 Mayıs'ta kitap okuyarak mı Samsun'a çıktın." Atatürk, Vasıf Çınar'ın bu samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi: "Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım."
Sayfa 240 - Yade YayınlarıKitabı okudu
Reklam
316 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.