Beş Sevim Apartmanı , Kırmızı Zaman , Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey, Deli Kadın Hikâyeleri, Gergedan’ın ardından yazarın “taze” kitabı “Başkalarının Tanrısı’nı”okudum. (roman, 2022)
Okuduğun diğer kitaplarındaki gibi yine “deli haller”…
Musa bir gün, cüzdanını telefonunu almadan üzerinde takım elbisesi cebinde sadece küçük bir defter ve bir kalem, işe gider gibi ama işe gitmemek üzere kapıyı çekip çıkıyor. Geride karısını, çocuğunu, evi ve işini bırakarak; dönmemek üzere…
Bir zamanlar bir evi bir çocuğu bir karısı bir işi olan iyi bir vatandaş akıllı bir insan güvenilir bir erkek olarak yaşayan Musa değil artık. Artık arkasına dönüp de bakmıyor, artık sadece ayaklarına bakıyor. “Ayakları artık şimdiki zaman…”
Bacakları dizlerinden kesilmiş, sakat sandalyesi ile yaşayan Efsun Abla, kim olduğunu hatırlamayan hafızasını yitirmiş Adnan Abi, sokaklarda orospuluk yaparak para kazanan Hülya ve çöpte bulunmuş bir bebek matruşka ile yeni bir hayat mı, yoksa bir hayal mi?
Gerçekten kim olduğumuzun peşine düşmüyorlar sadece bir tanrının kulu olduğunu sanmak yetiyor onlara.
Her gün sokaklarda karşılaştığımız, sadece bakıp geçtiğimiz, bazende günahlarımızın affedilmesi için, ellerine para sıkıştırdığınız ; Tanrı ile günahlarımız arasındaki aracılardan bazıları onlar…
“Ne doğumumuz ne ölümümüz ne de doğumla ölüm arasında can çekişerek sürdürdüğümüz hayatlar bize ait. Başkalarının isteklerinden doğuyor başkalarının istediği gibi yaşıyor ve başkaları yüzünden ölüyoruz bizim sandığımız hayat bizim değil bizim sandığımız beden bizim değil…”