Mektuplardan oluşan bu roman Kadın Düşmanı Ziya bey ve şımarık ve güzel bir İstanbul kızını konu alıyor. Sara, kuzeninin düğünü için bir sahil kasabasına gittiğinde Ziya ile tanışıyor. Arkadaşları, Ziya'nın bir kadın düşmanı olduğunu, kadınları küçük görüp her fırsatta aşağıladığını Sara'ya anlatınca bu şımarık kız da aklınca Ziya'ya bir ders vermek istiyor. Ziya ise Sara'yı görmezden gelip küçümseyerek işlerin daha da kızışmasına neden oluyor.
İlk bölümde olayları Sara'nın gözüyle, arkadaşına yazdığı bir mektuptan okuyoruz. Bu mektupta Ziya'ya kurulan tuzaklar ve oynanan oyunları keyifle okurken, ikinci bölümdeki Ziya'nın gözünden bu olayları okurken kalbimiz sızlıyor. Taş kalpli diye yargılayıp oyun oynadıkları Ziya bey mi taş kalpli yoksa oyunu oynayanlar mı daha taş kalpli çarpıcı bir şekilde anlıyoruz. Dışarıdan bakıldığında duygusuz görünen insanların hayatlarında mutlaka yaşadıkları bir zorluk karşısında bu duruma geldiklerini çok güzel anlatıyor roman. Reşat Nuri Güntekin bu harika romanla kalbimi yine ve yeniden feth etti.