VAKIFLAR
Gerçek olan şu ki cemiyet, parası olup da vakfı olmayanı hor görüp küçümseyecek bir kanâata vâsıl olmuş bulunduğundan hayır ve yardım geleneği kütlenin iliğine kemiğine işlemiş ve sosyal tabiat hâlini almış bulunuyordu.
Bu müesseseler arasında, irfâna susamış mürüvvetli ellerin tesis ettiği kütüphâneler, medreseler, sıbyan mektepleri, dârülhadis, dârülkurrâ, dârülmesnevî gibi kültür ocakları, sivil ve askerî mîmârî olarak evler, konaklar, saraylar, kasırlar, kışlalar, tophâneler, sahilsaraylar, bahçeler, iktisâdî müesseseler olarak çarşılar, bedestenler, arastalar, hanlar, kapanlar, dükkanlar, loncalar, darphâneler, dinî müesseseler olarak câmiler, mescitler, tekkeler, namazgâhlar, sosyal müesseseler olarak dârüşşifâlar, hastaneler, dârülacezeler, kõr evleri, cüzzamlılar yurdu, imâretler, aşhaneler, fodlahâneler, çocuk emzirme yurtları, spor tesisleri olarak pehlivan ve kemankeş tekkeleri, ok meydanları, spor âbideleri, zorhâneler, su mîmârîsi olarak çeşmeler, sebiller, şadırvanlar, su terazileri, su yolları, kemerler, bentler, hamamlar, kaplıcalar zikredilebilir.
Nihayet, hayvan bakımhâneleri, kuş evleri, kedi, köpek gibi ehlî hayvan hastahâneleri de vakıf ve tesis an'anesi içinde yer almış müesseselerdendi. Hatıra gelen ve gelmeyen bu çeşit hayır ve yardım tesisleri arasında, eşya ve nakit de geniş bir kol teşkil etmiştir. Zengin veya orta halliden aşağı olanlara dahi bir câmiye, bir mektebe vakfedeceği şal, şamdan, kandil veya Kur'an gibi dişten tırnaktan arttırılmış veya sandıktan sepetten çıkarılmış eşya bağış zevkini tattırırdı.
Boğaziçinde Tarih Sâmihâ Ayverdi
Sayfa 32 - 33