O bir Türk’tü, Türk olmaktan gurur duyuyor, yalnızca Anadolu’yu padişahın yetersizliğinden, zorba yönetiminden ve yabancı milletlerin doyumsuz elinden kurtarmakla ilgileniyordu.
…Napolyon’un “Vitesse,vitesse,toujours vitesse”
(Sürat,sürat, daima sürat) şeklindeki düsturu onun her zaman kullanmaktan hoşlandığı bir deyiş olmuştu.
…
Avustralyalılar'ın saldırıları ile bu dehşet verici olasılıklar arasında asık yüzlü, kararlı hali ve yorgun Türkleri'ni Conkbayırı'nın dar zirvesindeki mevkilerinde sadece egemen kişiliğinin gücüyle tutabilen “Mustafa Kemal” duruyordu.