Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çağdaş Fikir Akımları 1 - Demokrasi

Muhammed Kutub

Çağdaş Fikir Akımları 1 - Demokrasi Gönderileri

Çağdaş Fikir Akımları 1 - Demokrasi kitaplarını, Çağdaş Fikir Akımları 1 - Demokrasi sözleri ve alıntılarını, Çağdaş Fikir Akımları 1 - Demokrasi yazarlarını, Çağdaş Fikir Akımları 1 - Demokrasi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Liberal Demokrasi, Kapitalizm'in himayesi altına girerek oyununu sergilemek için kullandığı bir düzendir. Demokrasi oyununun arka planında hakimiyetin sahibi olan ve bütün kanuni düzenlemeleri yapan Kapitalizm'dir
Sayfa 294Kitabı okudu
Sanığa karşı yapılan muamele, insanın insanlığına duyulan saygının ölçüsünü ortaya koyar. Yoksa insanlığın ölçüsü, efendinin efendiye veya denk kişilerin denlerine davranışı değildir. Çünkü bu gibi durumlarda bizzat insanlığa saygı duymanın dışında kalan birtakım faktörler rol oynar. Gerçek şu ki, zayıfa karşı yapılacak muamele zayıflığının sebebi ne olursa olsun, ister sanık gibi zayıflığı geçici, isterse de fakir, miskin, yetim ve benzeri durumlar gibi sürekli olsun işin gerçek yüzünü ortaya çıkartır. Çünkü bu gibi durumlarda kuvvet, zaafa karşı zorbalığa teşvik edici bir özelliğe sahiptir... İşte buna rağmen kuvvetli, kuvvetli oluşunun sebebi ne olursa olsun, isterse bir makam sahibi kimsenin durumunda olduğu gibi geçici veya başka bir sebeple sürekli olsun zayıf kişiye eziyet etmekten, baskı yapmaktan ve onu küçük düşürmekten uzak durmasının temeli sadece insani duygulardır ve sadece insana saygı duyduğu için öyle yapmaktadır.Eğer onu, zayıfa kötü davranmaktan alıkoyan sadece kanun ise bilinmeli ki kanun kendi muhtevası içerisinde insanın insanlığa saygı duymayı da taşımaktadır. Hatta kanunu uygulayanlar insanlık duygusundan mahrum kimseler olsa bile bu böyledir.
Sayfa 286 - İşaret yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler." Adam Smith
Çağdaş Fikir Akımları 1 - Demokrasi
Çağdaş Fikir Akımları 1 - Demokrasi
Gerçek şu ki din, yeryüzünü düzene sokmak ve insanların hayatını adalet ölçüleri üzerine kurmak için gelmiştir. Tevhid, insanın nefsini de hayatını da düzene sokan bir ölçüdür.
Sayfa 23 - İşaret yayınlarıKitabı okudu
Hrıstiyan cemaati Konstantin'i krallığa geçirecek kadar güçlenmekle birlikte, putperestliğin kökünü kazımak ve mikroplarını ortadan kaldırmak imkanına asla sahip olamadı. Cemaatin mücadelesinin sonucu, Hristiyanlığın putperestlikle karışması ve yeni bir dinin ortaya çıkması oldu. Bu yeni Hristiyanlık'ta , putperestlik de eşit şekilde yer alıyordu. İşte Hristiyanlık ile İslam bu noktada birbirinden ayrımaktadır. Çünkü Islam, rakibi olan putperestliğin kökünü kazımış ve onu ortadan kaldırmıştır. Ayrıca itikadi umdelerini en ufak bir karışıklık söz konusu olmaksızın hâlis şekliyle ortaya koymuş ve yaymıştır.
Sayfa 12 - İşaret yayınlarıKitabı okudu
Yahudiler ahlakı-ve özellikle de cinsi ahlakı-parçalamaya kalkıştılar, cinsi anarşi ve çözülüşü yaygınlık kazandırarak. Ademoğullarını değirmenlerini çevirecek bineklere dönüştürmek şeklindeki geniş çerçevede planlarını uygulamaya engel olan iffet kalıplarına karşı savaş açtılar. Bu bakımdan filozofları iffet meselesinin geri kalmış zirai toplumdaki erkeğin bencilliğinden dolayı önem kazandığını ileri sürüyor. Çünkü bu toplumda kazanan ve harcama yapan erkek daha sonra bencilliğine hizmet etmesi için gereğinden fazla önem vererek iffet bahsine din ve ahlak kılıfını da giydirdi. Kesin evrimin sonucunda bunun elbetteki gülünç olan önemini yitirdiği açıktır. Artık evrim geçirmiş toplumda onun yerini daha başka bir fazilet almış bulunuyor bu ise kadının "Hürriyet ve bağımsızlığı"dır
Reklam
Söz konusu fikrî emperyalizm, çoğu zaman yenik düşürenin yenik düşürdüğü kimselerin zihinlerine bu inanış, düşünce ve ideolojileri yerleştirmek suretiyle ortaya çıkar. Böylelikle yenik düşürdüğü kimsenin kendisine tâbi olmasını ve itaatine karşı çıkmamasını garantilemek ister.
Kilise, dinin Allah ile kul arasındaki bir ilişkiden ibaret olup yerinin sadece kalp olduğu ve yeryüzündeki vakalarla alakası olmadığı yanlışını insanların akıllarına yerleştirdi. Böylece daha sonra gelecek şeytanlar için dinin hayattaki etkilerini toptan kaldırma imkanlarını hazırlamış oldu. Çünkü din pratik hayatta derine kök salmamıştı.
Kûr’ân-ı Kerîm, kalbin bütün kapılarını çalıp bütün tellerine mızrabını dokundurarak insanın vicdanını harekete geçirir. Ondan sonra ona âkîdeyle ilgili gerçeği ilka eder. Kalp bundan etkilenir ve huzura erdiğini hisseder.
Ön Söz
...Söz konusu fikri emperyalizm, çoğu zaman galibin mağlupların zihnine bu inançları, düşünce ve ideolojileri yerleştirmek sûretiyle ortaya çıkar. Böylelikle mağlup ettiği kimsenin kendisine tâbi olmasını ve otoritesine karşı çıkmamasını garantilemek ister.
Reklam
Demokrasi'yi bu terazi ile ölçüp değerlendirmeye tâbi tuttuğumuzda sonuç nasıl olur? Liberal Demokrasi'de ortaksız olarak tek ilâh Allah mıdır, yoksa Allah ile birlikte veya yalnızca kendilerine ibadet edilen uydurma ilâhlar mı vardır? Bu her iki ibadet şekli arasında her hangi bir fark yoktur. Çünkü Allah'la beraber başkalarına da ibadet edilirse, "şirk" olur. Allah'a ibadet edilmeyip sadece uydurma ilâhlara ibadet edilirse bu da "küfür" olur. Ister şirk ol sun, ister uydurma ilâhlara ibadet olsun, her ikisi de küfürdür.
Sayfa 331Kitabı okudu
Çünkü insanları "rabbler" ve "köleler" olmak üzere iki kisma ayıran, Allah'ın indirdikleriyle hükmetmemektir: Kanun yapan rabbler bir tarafta, bunları uygulayan köleler diğer tarafta Rabblerin karşısında kölelerin gerçek bir hürriyete sahip olabilmeleri söz konusu edilemez.
Sayfa 326Kitabı okudu
Şimdi gelin gerçek vakıaya bakalım ve işin iç yüzünü görmek amacıyla tam bir tarafsızlıkla soralım: "Liberal Demokrasi'de hayatın akışı kimlerin yararınadır? Bundan en büyük ölçüde yararlanan kimdir?" Komünizm'in dediği gibi, "biricik yararlanan" demiyoruz. Hiç şüphe yok ki genelde olayların akışı kapitalistlerin yararınadır. Kapitalizm'in, halka vermek zorunda kaldığı bütün tavizlere rağmen hâlâ aslan payı onlarındır, halk yığınlarına ise kırıntilar düşmektedir.
Sayfa 290Kitabı okudu
İffetin değeri nedir? Zaten bugün onu korumak için çaba gösteren kim ki?! Gerçek şu ki, erkeğin de duyguları nasırlaşmış ve namus kaygısı kaybolmuştu, artık bu gibi şeyleri önemsemiyordu. Hatta bayağı hayvanî zevkleri uğrunda herhangi bir sorumluluk yüklenmesi söz konusu olmaksızın arzularını gerçekleştirmek imkânını kolaylaştıran bu evrimi sevinçle karşıladı... Ahlâk kurallarına ters düşmek ve geleneklere aykırı davranmak endişesi kalmamıştı... Çünkü ahlâk da gelenekler de gitmişti. Cinsel doyum karşılığında, aile yükümlülükleri altına girmek de artık söz konusu değildi. Bu evrim sayesinde sorumluluk söz konusu olmadan, üstelik karşılıksız şekilde arzularını tatmin etme imkâni ortaya çıkmış bulunuyordu. Zira arkadaşlık (flört], cezayı engellemektedir.
Sayfa 230Kitabı okudu
Tarih boyunca görüle-gelmiş bütün cahiliyeler kadını gerçek görevi dolayısıyla ayıplamış ve onu bu görevi dolayısıyla erkeğe karşı aşağılık duygusuna itmiştir.
Sayfa 227Kitabı okudu
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.