Sabahleyin dükkana erkenden gelirler, elbirliği ile ortalığı güzelce süpürürler, çarşıdan kıymayı, ekmeği, fasulyeyi alır, köfteyi piyazı hazırlar, Arnavut köftesi gibi, büyük bir çinko sahan içine koyup kaldırırlardı. Çırağa filan da lüzum yoktu. Biri ocakta köfteleri pişirirken, ötekiler garsonluk yaparlardı.