Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Die Liebhaberinnen
Elfriede JelinekDie Liebhaberinnen Yorumları ve İncelemeleri
Die Liebhaberinnen yorumları ve incelemelerini, Die Liebhaberinnen kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Die Liebhaberinnen puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
810 üzerinden
“BİZİ YENİ BİR ÇAĞA SOKUN!”
“Kaderi olan biri varsa o bir erkektir. Kendisine kader tayin edilen biri varsa o bir kadındır.”
Nobel Komitesi üyesinin “Neşesiz bir kamu pornografisi”, “sanatsal bir yapı olmadan bir araya getirilmiş metinler yığını” eleştirileriyle istifa etmesine neden olan kitap. Sonra okuyanların da..ayrıksı..argo..kışkırtıcı..sert..rahatsız edici..bla
Nobel Ödüllü yazar Elfriede Jelinek'in Aşık Kadınlar romanı son zamanlarda okuduğum en değişik kitaptı diyebilirim. Konu olarak her ne kadar bilindik bir konu olsa da, anlatım şekli, enteresan şekilde yazarın okuyucu ile karakterler arasına koyduğu mesafe, zaman zaman vahşi ve müstehcen dili ile farklı bir kitaptı Aşık Kadınlar.
Şehirli ve
Çivili Sandalye
Ataerkil sistemin içinde varolmaya çalışan çalıştıkça yokolan kadınların hikayesi #aşıkkadınlar
Sadece ataerkilliğe ve kapitalizme yöneltilmiş bir eleştiri değil, kadınların değerleri, hayallerini hedef alıyor Jelinek. Kutsal atfettiğimiz aşkın ardındaki sebebleri, eril zihniyetin değer adıyla kabul ettirdiği, kadını sistemin bir çarkı yapan normları 59 defa ‘nefret’ sözcüğünü kullanarak bildiriyor.
.
Bildiriyor diyorum çünkü Jelinek’in üslubu farklı, karakterlerine mesafeli ve sert aynı zamanda okura karşı tavrı da bu yönde, sistemin yücelttiği kalıplarla yazılmamış bir roman okuduğunu okura ara ara hatırlatıyor. Ve Aşık Kadınlar ‘bir memleket romanının Marksist feminist karikatürü’ olarak tanımlanıyormuş.
.
2004 yılında Nobel edebiyat ödülü alan Jelinek aykırı bir isim, ödül alması da tartışmalara sebep olmuş, bir jüri istifa etmiş.
.
Jelinek ve üslubu ile ilgili çevirmeni @anilalacaoglu nun yazdığı -spoiler içermeyen- okuru metne hazırlayan detaylı bir önsöz var.
.
İçinizi ısıtacak sıcacık bir hikayeyse aradığınız bu kitaptan kesinlikle uzak durun, Jelinek sert, eleştirel ve ironik anlatımıyla @anilalacaoglu nun da dediği gibi sinir uçlarınıza dokunacak.
Her yönüyle sıradışı bir kitaptı, mutlaka okunmalı çok sevdim.
Acayip bir kitaptı,nasıl anlatsam bilemedim.Ben normalde kitaplarda karakterlere bağlanırım ama bu kitapta baglanacağim bir karakter olmamasına rağmen kitaba bayıldım,elimden birakmak zorunda kaldığımda aklım hep kitaptaydi.Alıştığımız metinlerden çok farklı.Yazar baştan sona eleştirmek için yazmış.Kapitalist düzeni, ataerkil toplumları,kadının erkekler dünyasında bir yer edinmeye çalışırken ödediği bedelleri...Baştan sona ironi,dili çok sivri,üslubu çok sert ama her dediği doğru. Sıcak bir anlatı değil fakat insanı tuhaf bir şekilde saran güçlü bir anlatı.Hicbir lafını ölçüp tartıp söylememiş, çok yalın çok net.Her satırına katılıyorum.Yazar düşüncelerini Brigitte ile Paulina aracılığı ile aktarmış, iki kadın iki hikaye...(Karakterlere de saydırmayı ihmal etmemiş.) Aşk ,evlilik,cinsellik, toplumda kadının yeri gibi birçok konuda okuyucuyu alt üst eden ,çok güçlü bir metin.Yazarın aklına, fikrine,anlatımına hayran oldum.2004'te Nobel'i kapmış bu arada.Ama öyle şirin bir metin degil insanın yüzüne tokat gibi çarpıyor hem de en sertinden.
Şuana kadar okuduğum kitaplar arasında en etkilendiğim kitap oldu diyebilirim. Gerek yazım dili gerekse de konusu itibarıyla tüylerim diken diken oldu.
2004 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan bu yazarın kitabını merakla okudum. O dönemde yazdığı konu dolayısıyla çok tepki çekse de bana göre inanılmaz bir yazım dili var. Kitaba ilk başladığımda bu yazım diline alışmam biraz zor oldu. Yazar, kitap boyunca büyük harf kullanmamış. Sanki tiksinir gibi, cümleleri ezer gibi, yazdığından iğrenir gibi bir şeylerin farkına varmamızı istemiş. Küçümsediği, iğrendiği kelimeleri ise tamamen büyük harfle yazmış. Aslında yazar bize bir çok şey anlatmış, anlayana.
Kitabı okurken çok zorlandım. Sürekli ara vermem gerekti. Bazı şeyleri sindiremedim, bazı gerçeklerin yüzüme bu kadar dobra ve kolay söylenmesine dayanamadım ve aslında bu kadar haklı olmasına çok kızdım.
Paule ve Brigitte karakterlerin uzun ama çok basit hayatlarıyla yazar bize toplumdaki kadının yerini ( Aslında hiç olmayan yerini) anlatmış.
Bence herkesin okuması gereken fakat herkesin sevemeyeceği bir kitap. İnanılmaz başarılıydı.