𝐆𝐨𝐫𝐤𝐢'nin, otobiyografik üçlemesinde ikinci sırada yer alan kitabımız Ekmeğimi Kazanırken, dedesinin “Var git insanların arasına karış” sözleri ile dünyaya salınan yeniyetmelik 𝘈𝘭𝘦𝘬𝘴𝘦𝘺'in, hayatı ve insanları tanıma, Rus orta sınıfı ile işçilerin mücadelelerine yakından tanık olma sürecini ihtiva eder. Bu süre zarfı içerisinde 19. yüzyıl Rusya'sının katı gerçekliği ile yüzleşerek, hayata yönelik talepleri ve ihtiyaçları sınırlı olan mujiklerin zorlu yaşamlarında onlara eşlik ederek, ayakçılıktan bulaşıkçılığa, avcılıktan bir ikonografi atölyesinde çıraklığa varana değin pek çok meslek grubunda etkin rol oynayan 𝘈𝘭𝘦𝘬𝘴𝘦𝘺, öte yandan hem insanları ve hayatı gözlemler hem de kitapların eşsiz dünyasında derin bir keşfe çıkar. Okuma tutkusunun açığa çıkardığı 'başka bir dünyanın var olabileceği' düşüncesi ile, daha sonra kaleme alacağı yapıtlarına esin kaynağı olacak çok sayıda karakterler ile yakınlık kurarak, fikir dünyalarını mercek altına alır.
Kendisini ve içinde yaşadığı dünyayı anlama ve anlamlandırma çabasına girişen 𝘈𝘭𝘦𝘬𝘴𝘦𝘺, zorlu yaşam koşullarının ağırlığı altında mevkifi saptanamayan çocukluk yıllarını geride bırakma ve zihninde var olan cevheri gün yüzüne çıkarma ümidi ile eğitim ışığında aydınlanmak ve aydınlatmak adına üçlememizin son halkası olan Benim Üniversitelerim adlı serüvene adımını atarak, Kazan şehrine doğru yola koyulur.