Kadın - Beden - Siyaset

Emanetten Mülke

Nazife Şişman

Öne Çıkan Emanetten Mülke Gönderileri

Öne Çıkan Emanetten Mülke kitaplarını, öne çıkan Emanetten Mülke sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Emanetten Mülke yazarlarını, öne çıkan Emanetten Mülke yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendimi feminist olarak tanımlamak mümkün değil.Çünkü feminizm,Batı modernitesinin seküler çerçevesi içinde tanımlanabilecek bir cinsellik siyaseti.Sanayi toplumunun temel argümanlarının dışında değerlendirilemeyecek bir ideoloji,sanayi toplumunun bir ürünü ve temelde doğaya hakimiyeti savunur.Bu da İslam'daki emanet anlayışına tamamen aykırı bir tavrın göstergesi. Feminizm,hem çağdaş cinsiyet dinamiklerini anlamakta önemli bir siyaset;hem de toplumu dönüştürme iddiasında olan sosyal ve siyasal bir hareket.Bu açıdan okumalar ve eleştiriler yapıyorum.Fakat feminizmi eleştirmem antifeminist olduğum anlamına gelmiyor. Çünkü ben kendimi Müslüman üst kimliği ile tanımlıyorum.Bir karşıtlıktan,ötekinin değillemesinden yola çıkan bir tanımlama yapmam söz konusu değil.
Sartre’da ve benliği bedenle özdeşleştiren Nietzsche’de bedenin yeniden inşası sözkonusudur. Bu inşada benlik, artık eskisi gibi akılda temellendirilmez, bilakis bedende temellendirilir. Beden düşman değil, benliğin kendisidir, zihin ise herhangi ruhsal, yüce ya da manevi bir özellik taşımaz, tamamen maddi bir temele dayanır. Zihin ve beden, genel değerler skalasında yer değiştirmiş durumdadır. Bu skalada beden daha üst bir konumdadır ve zihni belirleyen bedendir.
Reklam
Zira hiçbir dinin, hiçbir ideolojik oluşumun ve hiçbir siyasal düzenin, nihai tahlilde bedenleri kontrol etmekten başka bir hedefi yok gibidir. Mesela bütün dinler nihai hedefleri ruhani ya da uhrevi alanla ilgili de olsa, bu hedeflerini ancak bedenleri disipline ederek, belirli bedensel pratikler aracılığıyla gerçekleştirebilirler. Diğer taraftan hiçbir uhrevi kaygısı olmayan siyasal sistemlerin de amacı, bedenler üzerindeki sultayı ele geçirmektir.
Çünkü ailede kadının rolü, biyolojik fonksiyonu ile tanımlanır ve Firestone’a göre kadınların ezilmesinin temelinde, kadınların çocuk doğurma fonksiyonları, yani biyolojik rolleri yatar. Bu nedenle feminist devrimin başta gelen hedefi, ‘biyolojik aile diktatörlüğünü’ sona erdirmektir. Feminist devrim ancak yeniden üretim araçlarına el koyarak, yani teknolojiyi kadınların biyolojik kaderlerinden kurtulmaları için kullanarak başarıya ulaşacaktır.
Bedenin siyasal ve felsefi inşası, bilimsel inşası ile eş zamanlı bir gelişme seyretmektedir. Mesela ciddi birtakım hastalıkların tedavisinden sonra, plastik cerrahinin de gelişmesi; beden algılayışında çok önemli bir dönüm noktasına işaret eder. Beden artık ‘verili’ (Tanrı’nın ihsanı ya da vehbi manasında) değildir; istek ve arzuya göre seçilip şekillendirilebilecek plastik bir özelliğe sahiptir.
Modern devletler ve modern kurumlar, nüfusların zaman ve mekan içinde çok titiz bir biçimde kontrol edilmesine bağlıdırlar.
Reklam
306 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.