Emanetten Mülke Gönderileri
Emanetten Mülke kitaplarını, Emanetten Mülke sözleri ve alıntılarını, Emanetten Mülke yazarlarını, Emanetten Mülke yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Ataerkil zihniyetin tahakkümünden kurtulamamış bu kadınlar, bırakalım da farklılıklarını temsil etsinler” mantığıyla, başörtülülerin haklarını savunan az da olsa feminist gruplar var.
Sayfa 186Kitabı okudu
Sırf kadın oldukları için, farklı görüşten iki kadın bir araya gelemez. Ancak feminizm, böyle olabileceği iddiasına dayanıyor. Yani hangi inançtan, toplumsal sınıftan, bölgeden gelirse gelsin, bütün kadınları ortak bir paydada toplamak mümkün diye düşünülüyor. Halbuki Irak’ta Müslüman bir askere işkence yapan Amerikalı kadınla, o askerin annesi ya da karısı, sırf aynı cinsten diye “kızkardeş” addedilebilir mi?
Sayfa 186Kitabı okudu
Hakikatte Allah’ın yaratışında bir adaletsizlik yoktur. Fakat bu, İslam dünyasında kadınların yaşadığı hiçbir olumsuzluk olmadığı anlamına gelmiyor. Elbette yaşanan pek çok sorun var. Fakat, ben kadınların toplumsal hayatta uğradığı haksızlıklara çarenin feminizm olmadığı düşüncesindeyim.
Sayfa 186Kitabı okudu
Feminizm, merkezine kadını alan bir ideolojidir. Bir feminist ben dediği anda “ben bir kadınım” vurgusunu yapar. Bütün siyaseti kadın üzerinden yapar. Tarihin kadın düşmanlığından ibaret olduğunu söyler. Bunu düzeltmek için erkeklere, kurulu düzene, aile kurumuna savaş açmak gerektiğine inanır. Kadının kendi bedenine hakim olması gerektiğini, doğurganlık özelliğini kontrol altına alması gerektiğini vurgular. Bu manada tamamen seküler bir cinsellik siyasetidir.
Sayfa 186Kitabı okudu
İslam dünyasına feminizmin girişi, sömürgecilikle eş zamanlı olmuştur. Bunu özellikle Mısır üzerinden konuşmak mümkün. İngilizler, Mısır’ı işgal ettiklerinde kadınları peçeden kurtarma faaliyeti içine giriyorlar. Bunu masum bir ‘kurtarma’ operasyonu olarak görmek mümkün değil. Çünkü aynı yıllarda İngiltere’de kadınlar oy hakkı için mücadele ediyorlar ve sistem tarafından şiddetli bir karşı çıkışa maruz kalıyorlar. O zaman kendi ülkesindeki kadınların haklarını kısıtlarken, Mısırlı kadınları özgürleştirmek istemelerini nasıl anlamalıyız? Tamamen hakimiyet elde etmekle alakalı nir durum bu. Toplumsal yapının çözülmesi, yeni bir toplumsal örgütlenmenin kurulabilmesi için kadınların konumunun değiştirilmesi gerekiyordu. Ve İngilizler Mısır’da, Fransızlar Cezayir’de tamamen menfaatleri gereği kadınları “özgürleştirme”ye çalışmışlardır. İşte bu nedenle İslam dünyasındaki feminizme, “kolonyal” yani “sömürgeci” feminizm denmesi mümkündür.
Sayfa 185Kitabı okudu
Çocukla birlikte kadınlar da büyüyor. Almadan vermeyi öğreniyorsunuz, çocuk büyütürken. Bu az bir şey değil.
Sayfa 184Kitabı okudu