Felsefe nerede başlar?
Buradan yola çıkarak:
Yaşadığımız topraklar Antikite düşünce çığırı düşüncesi ve ufkundan doğan; ''Bu evren nereden gelip nereye gidiyor?'' sorusunu soran, ve bırakmış oldukları kültür mirası ile onların başlattıkları hakikat arayışı, kültürlerinin beraberinde oluşturmuş olduğu tarihten bu yana, kimlere ev sahibeliği yapmış üstünde bir haber yaşadığımız bu topraklar.
Lisans peşinde koşturan diploma için kıvranan öğrencilerin hiçbirini görmüyorum kütüphaneler de, sadece roman kurdu ve yer-altı edebiyatı ile sözde varoluş sızıntısı okuyucuları. Nitekim onlarda küçük istisna olsa gerek. Ne okuyor bizim insanlarımız? Bilmiyorum! Söz gelimi; herkes okur-yazar özü gereği öz eleştiri yerine, aşağılık kompleksi tahammülsüz okuyucular yer etmektedir... Yitik kitlenin fertleri; dayatılan kariyer koşuşturması içinde, dört duvar eğitimi veyahut bitmek bilmeyecek diploma ve kariyer hevesi, yaşam koşuşturması arasında yoğrulup gidiyor biricik eğitimimiz. Devamlı dış ülkelerin eğitim reformlarından ödün ve taviz vermeden, hep övgü ile söz ediliyor. Hakikat arayışı yoksun artık. Düşünce mirasını bırakan, insanları tanımaya gayret gösterdikçe müteşekkir olmaktan alamıyorum kendimi.
Kurgusal dünyamız safsata dolu kitaplardan insanlardan uzaklaşmıyor. Bilakis neden diye başlayan cümlelerimiz; görüşlerimizi, ölene değin bir ufacık hakikati sorgulayacağımız; Niçin/Neden sorgulama yetimizi, dinç ve berrak kılacak bu gibi kitaplara bakınız!