Gece Yarısı Güneşi

Refik Özdek

Gece Yarısı Güneşi Gönderileri

Gece Yarısı Güneşi kitaplarını, Gece Yarısı Güneşi sözleri ve alıntılarını, Gece Yarısı Güneşi yazarlarını, Gece Yarısı Güneşi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kalemle atılan imzalar silinebilir, belki yitirilirdi ama, ruhsuz körpe dudaklarla atılan imzalar hiç silinmez, hep kalırdı.
316 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
EREK OKUNU GÜNEŞ'E ATANLARIN KİTABI
Gazeteci ve yazar Refik Özdek Cengiz Aytmatov'un kitaplarının çevirmeni olarak tanıdığınız bir isim. Çok güçlü bir kalemi olmasına karşın yine hakkı teslim edilmemiş bir edebiyatçımız. Gece Yarısı Güneşi okuru 1960'lı yıllara, Finlandiya'dan, İran'a, Pakistan'dan Hindistan'a bir geziye çıkarıyor. İskandinavya'daki Tatar Türklerinden Eskimolara, Hint yarımadasındaki Afrikalılardan Sihilere birçok değişik milliyet ve dinden insanla tanıştırıyor. Bu ülkelerin kültürlerinin bizim kültürümüzle karşılaştırmasını yaptııyor. Kahramanımız Murat ile gezerken ve öğrenirken bize bir aşk hikayesi de eşlik ediyor. Murat'ın "gece yarısı karanlığıma doğan güneşim" dediği Ayme ile olan aşkına yer yer gülerek, yer yer ağlayarak tanık oluyoruz. Yanı sıra Türkiye'deki yaşam koşullarını ve özellikle yazarın gazetecilik mesleğine dair objektif tanımlamalarını okurken hayıflanmamak elde değil. Çok beğendiğim kitaplar arasında yerini aldı Gece Yarısı Güneşi. Refik Özdek' in ruhu şad olsun. Güneşiniz parlasın. Çav bella
Gece Yarısı Güneşi
Gece Yarısı GüneşiRefik Özdek · Ötüken Yayınları · 199466 okunma
Reklam
Fin evlerinde iki özelliği altını çizerek belirtmek istiyorum. Birincisi temizlik idi. Temizliğin kendine özgü, rengi, kokusu, havası vardı her evde. İkinci özellik kitaplık idi. Her evde kesinlikle bir kitaplık vardı ve evin en güzel, en değerli eşyasından biriydi bu kitaplık. Hayır, eşya değil evin kapısı, penceresi, duvarı gibi vazgeçilmez, bütünleyici bölüm idi. Daha sonra yeni yapılan, satışa çıkarılan işçi evlerinde de zengin evlerinde de gördüm bu kitaplıkları. Evin mimarı kitaplığın yerinin çizimini mutlaka belirtiyor, inşaatçı da onu mutlaka yapıyordu...
İnsan, sevgili uğruna, kutsal saydığı sevgiler uğruna ölümü göze alabilir, ama ölümüne biz sebep olmamışsak görevimiz yaşamak ve sevdiklerimizin anısını yaşatmaktır. Yitirdiğimiz sevgililer böyle ister.. Gerçekten sevmişsek onların bu isteklerini yerine getiririz, biz ne kadar yaşarsak onlar da kalbimizde o kadar yaşamaya devam eder. Ömrümüzü onların ömrüne katmaktır borcumuz. Dua ederek öbür dünyada huzur bulmalarını istemektir. Bunu onlardan esirgemek en büyük egoistliktir.. Anlıyor musun beni? Ruhumuzu karartmak onlara huzur vermez...
Sayfa 330 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hem çok zayıf, hem çok güçlü bir insan olduğumu o günlerde anladım ben. Varsın bu sözümde bir çelişki, bir tutarsızlık, ya da hem yerinme, hem övünme bulunsun.. Üstüme üstüme gelen düşman olaylardan, dev olaylardan hem kaçtığımı, hem onlara meydan okuduğumu da söyleyebilirim. Bu anı defterim benim sırrım olduğuna göre, kim okuyacak, kim eleştirecek?
Sayfa 324 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
İnsanların yıldız falına inanmaları bir tutuculuk değil mi? Bunlar çok uzun süreler sonunda belki değişir, insanlar yıldız falına inanmaktan vazgeçebilir, hatta bir günü, diyelim otuz saate bölebilirlerdi. Ama sevgiyi (nefreti de diyebilirim) yok sayamaz, bundan vazgeçemezlerdi. Öyleyse insanda tutuculukla ilgisi olmayan "değişmezler" vardı ve aşk bunların başında geliyordu. Toplumlara göre, çağlara göre sevginin kıvamı, sığlığı ya da derinliği değişebilir ama özü değişmezdi.
Sayfa 321 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
114 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.