Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Germinal
Emile ZolaGerminal Yorumları ve İncelemeleri
Germinal yorumları ve incelemelerini, Germinal kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Germinal puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.910 üzerinden
Yaşasın toplumsal adalet!
Roman, Etienne Lantier’in bir maden şehri olan Montsou’ya gelmesi ile başlıyor. Bölge Fransa’nın maden ocaklarının bulunduğu yer ve halkın büyük çoğunluğu geçimini madende çalışarak sağlıyor. Karın tokluğuna çalışan bu insanlar, açlık ve sefalet içinde yaşıyorlar.
Etinne şehre gelip madende çalışmaya başlayınca, bu düzende işçilere karşı emek
616 syf.
9/10 puan verdi
Natüralizm denildiğinde akla ilk gelen eserlerden olan Germinal, 19.yy. sonlarında Emile Zola'nın kaleme aldığı ve günümüzde dahi kendisinden çokça bahsettiren bir başyapıttır. Yayımlandıktan tam yüz on altı yıl sonra aynı adlı filme konu olan eser; zorlu şartlar altında çalışan ve bunu sadece ekmek için yapan madencileri konu almaktadır. Hikayemiz baş karakter Ètienne'nin iş aramak üzere ocağa gelmesiyle başlar ve akıllara hemen Tolstoy'un o sözü gelir “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir ...” Evet, şehre bir yabancı gelmişti ve tüm bu madencilerin hayatını değiştirecekti...
Madenciler "Ekmek!" diye bağırırken piramitin tepesinde yer alanlar kekliklerini yiyip şaraplarını yudumluyordu. Bir de utanmadan ihtiyaç duydukları her şeyi onlara verdiklerini ve daha ne istediklerini sormaları ne trajikomik! Neyse ki bu piramiti - hiyerarşiyi bertaraf etmek isteyen birileri çıkmıştı ve artık işçiler, burjuvazi ve soyluların işçi sınıfının sırtından geçinmesine sert bir tepki gösteriyordu. İşletmenin arka arkaya aldığı acımasız kararlar işçilerin canına tak etmişti. Artık ölüm korkusu yoktu onlar için, sadece nasıl öleceklerine karar vereceklerdi: bu acımasız koşullar altında çalışarak mı, yoksa haklarını ararken açlıktan mı?
Zola; komünizm, sosyalizm, anarşizm, kolektivizm gibi konular hakkında düşündürüyor. Kitabın başından sonuna kadar hayatı sorgulatırcasına dramatik yapısını sürdürüyor.
*Film: Germinal (1993) - Claude Berri*
*Favori alıntı: Mumu söndür, düşüncelerimin rengini görmeye ihtiyacım yok.*
Kitap 1800’lü yıllarda Fransanın bir maden şehrinde geçiyor. Yazar; işçilerin çok zor şartlar altında, çok çok düşük ücretlerle adeta yarı tok yarı aç yaşadığı hayatı çok çarpıcı betimlemelerle gözler önüne sermiş. Burjuva sınıfının refah içinde yaşarken işçi sınıfının bu durumu hiç sorgulamadan nesiller boyu insanlık dışı yaşamayı kabullenişleri, yaşadıkları hayatı hiç yadsımamaları dışardan şehre gelen Etinne karakterinin gözünden çok güzel aktarılmış. Bir süre sonra Etinne’nin insanları uyandırmasıyla beraber işçilerde bir bilinçlenme ve başkaldırı görülür ve grev başlar. Bu grev boyunca insanlar aylarca daha beter bir açlığın ve sefaletin pençesine düşer fakat direnebildiği kadar direnir. Kitabın sonu beni üzse de mutlaka okunması gereken çok güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum. Herkese iyi okumalar
Tarihe tanıklık ettiğimiz bu salgın günlerinde.
Salgın nedeniyle dünya genelinde aşından işinden olan insanların sayısı milyonları aştığı ve bu ülke'de açlık sınırı altından bir gelirle yaşamını idame eden milyonlarca insanımızın olduğu bu dönemde.
İşçi, İşveren arasındaki ayrımcılığı tüm hatlarıyla ortaya koyan bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
''para, pul, maddiyat bunlar sizin için çokmu önemli?
O halde açın. Zola'nın Germinalini okuyun.
İnsanların emeklerinin tekeller tarafından nasıl sömürüldüğünü ve sizin şuanki maddiyat sevdanızın temellerini oluşturan acımasızlıkları görün.
bütün dünya insanlarının, insan onuruna yakışır bir şekilde yaşaması dileğiyle, iyi okumalar.
Bu kitabı daha iyi anlamlandırabilmek için bir kaç düşünürün kuramlarını özümsemek gerektiğini düşünüyorum.
Bunlar:
Karl Max : Alman sosyalist düşünür.
Kapitalist sürekli zenginleşmeye çalışacak, işçi de gittikçe güçsüzleşecektir. Çünkü artı değeri oluşturan artı emektir. Sonunda proletarya üretim araçlarına el koyacak ve herkese eşit biçimde
"Tohum" anlamına gelen Germinal, kitabı tam olarak ifade etmekte.
İşçi mücadelesini anlatan kömür ocaklarında ki işçilerin ekmek mücadelesini, yoksulluklarını, direnişlerini, ölümlerini ve umutlarını anlatan etkileyici bir kitap.
"Şimdi bulutsuz gökyüzünde gururla parlayan nisan güneşi doğurmaya hazırlanan toprağı ısıtıyordu. Toprak ananın besleyici sinesinden yaşam fışkırıyor, tomurcuklar patlayarak yeşil yapraklara dönüşüyor, tarlalar boy veren otlarla ürperiyordu. Her yanda tohumlar şişiyor, yukarı doğru uzanıyor, sıcağa ve ışığa ulaşma ihtiyacıyla toprağı çatlatıyordu. Taşan özsular fısıltılar çıkararak akıyor, çatlayan tohumlardan öpücük sesleri yayılıyordu. Arkadaşların kazma sesleri sanki yüzeye iyice yaklaşmışlar gibi giderek daha da belirginleşiyordu. Bu taptaze sabah vaktinde, güneşin yakıcı ışıkları altında, toprak işte bu uğultuya gebeydi. İnsanlar bitiyordu topraktan; karıkların arasından ağır ağır filizlenen, gelecek yüzyılın hasadı için boy atan ve yakında toprağı çatlatacak olan, intikamcı, kapkara bir ordu yetişiyordu."
Kahrolsun burjuvalar, yaşasın toplumsal adalet!
Toplumsal adalet belki de insanlığın yüzyıllar boyunca aradığı ve hiçbir zaman ulaşamadığı bir hayal olarak kalacak.
Emile Zola natüralist akımın en iyi temsilcisi , Fransız edebiyatı gerçekten çok kaliteli yazar da hakkını vermiş doğrusu.
Kitapta bir makinistin işten atılmasıyla maden ocaklarıyla ünlü Montsou' ya gelmesi ve maden ocağında
Maden işçilerinin açöık, sefalet içindeki hayatları ve mücadeleleri..
Maden işçilerinin direnişi ve onların açlıkla sefaletle, imtihanlarını konu alan bir kitap. işçilerin maden sahipleri ile olan mücadeleri ve açlığın verdiği hırsla giriştikleri grevin tüm madenlere yayılması...
İşçilerin "ekmek, ekmek" diye haykırışları ve günümüze bakan yönlerinide konu edinen bir hikaye .
Mutlaka okunmalı diyorum.
Okurken yaşadığım ender kitaplardan. Gece uyumadan önce okuduklarımı rüyamda görüyordum. Açlığı, sefaleti okurken gözlerimizin önüne sermişti Emile Zola. Ölümlerin sıkça yaşandığı, her şeye rağmen ideallerden vazgeçilmese de yine kötülerin kazandığını görmek yazıldığı yıldan bu yana dünya üzerinde değişmeyen tek şeyin belki de işçinin ezilişi hor görülüşü olduğu acısı yüzümüze çarpıyor. Okunmaya çokça değer.
Her düzen böyle sanırım dişlerin çarkına muhakkak ezilen birileri var hatta çoğumuz bu kesimdeyiz. Az paralara çok çalışmak bize dayatılan yaşam felsefesi gibi madende çalışanların konu edildiği bu kitapta fakirlik, hayat şartları, kabul edememe, çetin koşullar, yaşadıklarına karşı çıkma ve sonuçları ile ilgili harika bir eserdi. Bazen ne yaparsan yap ne kadar çok olursan ol isyanın ne kadar büyük olursa olsun çarkın dislerinden sadece biri kırılır ve oda hemen olmasada belli sürede tamir edilir. Düzen de bir daha aksayana kadar böyle devam eder.