Can Yücel / Gezintiler
Doğup büyüdüğü çevreden kendine hep sapak bir yol çizen Can Yücel, şiirleriyle bu yolda ilerledi hep. Romantik şiirlerini, toplumcu şiirlerine nazaran hep daha vasat bulduğum, fakat toplumcu şiirlerini de Ne Nâzım'la, ne Ahmed Arif'le mukayese edemeyecek kadar muazzam bulduğum Can Yücel, bu yönüyle her daim ayrı bir alan yaratmıştır kendine.
Yücel'in şiirlerine ''mizah'' yahut ''ironi'' demek kesinlikle yetersiz. ''Nükte'' en iyi tabir gibi duruyor. Bu nükte, yukarıda dikkat çektiğim Yücel'in sapak yolundan ileri gelir. O, Kemalist bir babadan olma, öylesi bir çevreden büyümedir. Babası Hasan Ali Yücel'in Pazartesi Konuşmaları adlı kitabını da okumuş biri olarak baba-oğul arasındaki fikrî ayrılık Yücel'in sapak yolunu daha belirgin kılar.
Can Yücel'in sözcükleri bir elekten geçirilen ve dipde kalan en orijinal sözcüklerdir. O, 60-70 yıl önce yaşasa bir Garip şairi, 500-600 yıl önce yaşasa derunî bir divan şairi olabilirdi. Onu kesinlikle bir akıma müdahil gösteremeyeceğimiz gibi, sözcüklerini/dizelerini de tek bir hat üzerinden değerlendiremeyiz. Bu sapak bir yolda işlenir ancak. Gezintiler kitabı bu sapak yolda kıvrıla kıvrıla gezinir. ''Bremen'' der, ''Fuzulî'' der, ''Kurmanci'' der, ''Faşist'' der, hep Can Yücel der.