Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zamanımızın Bir Kahramanı

İntihar

Kaan Arslanoğlu

Öne Çıkan İntihar Gönderileri

Öne Çıkan İntihar kitaplarını, öne çıkan İntihar sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İntihar yazarlarını, öne çıkan İntihar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yavşakizm
Yavşak olmak, yani mertliğin karşıtı olarak laçka karakter göstermek; yavşakizm, yani zekayı ve bilgiyi aptalca ve düzeysiz zevkler için kullanmak, küçük çıkarlar için kaypaklık etmek.
Sayfa 108Kitabı okudu
Hiç ölmeyecekmiş gibi tat al yaşamdan, yarın ölecekmiş gibi umursama hiçbir şeyi.
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
242 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bir ilaç şirketinde yöneticilik yapan 37 yaşındaki Erdem'in tek başına dağa tırnanış hikayesinin romanı İntihar. Erdem'in tüm sahip olduklarına rağmen (iyi bir eğitim, iyi bir aile, iyi bir iş, iyi bir kariyer) hayat boyu yakasını bırakmatan bir can sıkıntısı vardır. Hiçbir şey ve hiç kimse onu tam anlamıyla mutlu edemez. 16-17 yaşlarında bir yaz tatilinde tanışıp, arkadaş olduğu Esin ve Ahmet'le bir karar alırlar. 35 yaşına geldiklerinde üçü birlikte intihar edeceklerdir. O yazdan sonra bir daha Esin'i hiç göremeyen Erdem Esin'in ölüm haberini havaalanında karşılaştığı Ahmet'ten alana kadar onunla karşılaşacağı günün hayali ile yaşar. Esin'den sonra bir gazete ilanında Ahmet'in de öldüğünü öğrenen Erdem artık tek kalmıştır ve Ahmet'in ölümü hayatında bir kırılma noktası olur. Tüm bu olaylardan sonra daha önce iki kez rehberle tırmandığı dağa tek başına tırmanmaya karar verir. O ana dek hayatında ne varsa elinin tersi ile iterek kararını uygular. Dağda kaldığı süre boyunca çocukluk, gençlik, iş , aşk ve aile hayatında yaşadıklarını, hayatını sorgulamaya başlar. Dağda karşılaştığı bir grup ile yaşadıkları ise kafası zaten karışık olan Erdem'i intihar denebilecek bir karar almaya iter. Gerisi kitapta tabii ki. "İnsan canlı olduğu sürece henüz işin bitmediği, henüz son sözünü söylemediği gerçeğiyle yaşar." Keyifli okumalar.
İntihar
İntiharKaan Arslanoğlu · İthaki Yayınları · 200518 okunma
Zengin kızı... Güzel... İyi okullarda okumuş, fakat boş kafalı ve şı­marık. İyi okulları bitirdikleri için her bir naneyi bilir bunlar. Yığınla kitap devirmiştir. Hatta arkadaşlarıyla yarış içindedir kim ne kadar çok okuyor diye. Ne kadar çok okursan oku, kevgir gibiyse kafa, dolduramazsın. Özellikle yabancı yazarlar okurlar güya. Üst üste yığarlar tükettikleri her şeyi. Ondan sonra sorarsın, bizden kimleri beğeniyorsun, ikinci sı­nıf bir porno yazarıdır mesela tuttukları ya da tatsız tuhaf hikayeler anlatan bir android. (İyi okuyanlara karşı dizginleyemediği bir kinle yüklüdür. Kitap okuma hevesi pek nadir gelir çünkü. Geldiğinde de çoğunu yarım bırakır; suçlusu da kötü yazarlardır.) Evet, gelip de so­nunda berbat şeylerden hoşlanacaksan, onca okuduğun neye yarar şır­fıntı! Büyük ihtimal bu da onlardan. Öyle öyle... Canım nerden bilir­sin, belki yanılıyorsun! Niye yanılayım; rock müziğe bayılırlar sözde, bir yandan pespaye pop parçalarla kendilerinden geçerler. Asi görünür­ler hesapta, elllerini sıcak sudan soğuk suya sokmazlar. Evet evet, "Simyacı"yı da okumuş pek beğenmiştir. Hatta bilmem ne nehrinin kenarında oturmuş ağlamıştır. Yok canım, oturup ağlayacak göz var mı karıda!..
Ölecekti ve hiçbir düşüncesinin hiçbir hükmü kalmayacaktı.
Reklam
Bir erkek ve yeni doğmuş bebeği hakkındaki düşünceleri
Bir et parçasını eline tutuşturdular. "Baba ol­dun!" dediler. "Tebrikler... " Bunda tebrik edilecek ne vardı ki? Sekiz buçuk ay önceki eylemi sayılmazsa bu iş için ne yapmıştı ki? O eyleminse başkalarınca kutlanacak nasıl bir başarı sayıldığını kestiremiyor­du. Kırmızı et parçasını ayıp olmasın diye yarım dakika elinde tutup annesine verdi. Biraz büyümeli, yüzü falan bir şekle girmeliydi ki, bir kişilik olarak benimseyebilsin, sevebilsin.
Otuz beş yaşta intihar fikri kendiliğinden mi doğmuştu zihnin­de yoksa buna benzer bir şeyleri bir yerlerden mi okumuştu? Ne yapsa aydınlatamaz karanlıklarda olup bitenleri, ama azıcık biliyor. Yaşamı daha çok olumsuz yönleriyle algılama, karamsarlık, çoğu şeyi boş ve anlamsız bulma, tatminsizlik ve sürekli bir sıkılma duygusu ... Her şeyi geçici ve önemsiz görme. Her şeyi demek yanlış; özellikle olumlu şeyleri geçici görür. Örneğin, bahar gelir mor, pembe, beyaz çi­çekler açar dallarda, sevindirmez onu bitki dostlarının neşesi. Döküle­cekler, der içinden. Uzun sürmez güzellikler. Kötülükler için de keşke aynı düşünebilse. Yapamıyor. Tepesinde, karikatürlerdeki o uğursuz bulut gibi bir gölge. Nereye giderse onu izliyor.
"İnsanlar hak ettikleri muameleyi görürler". Bir bölümü için belki geçerli. Hatta insanların çoğunluğu için. Ya azınlık­ta kalanların, çektiklerini hak etmeyenlerin yüklendiği acılar? Ya ço­cuklar, ya hayvanlar? Onların çektiklerini haklı, mantıklı kılan ne?
Çekiliyordu toplumdan. Darda kalma­dıkça kimsenin yüzüne vurmazdı kusurlarını, çekilirdi. Yalnızlığına çe­kilirdi. Bu bir bahaneydi belki yalnız kalmak için. Burukluk duyuyordu. Burukluk birikiyordu. Yılların burukluk birikin­tisi. Koca bir boşluk duygusu. Her şeyi bırakmış olmanın, yaşamında­ ki hiçbir şeye gönülden bağlanamamanın başarısızlığı.
68 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.