Nadide Hanım, konağında kızları, damatları, torunları ve hizmetçileriyle yaşar. Eşi yıllar önce vefat etmiştir. Konağa evlatlık olarak Gülsüm'ü alır. Ve olaylar başlar. Güya Gülsüm evlatlık olarak alınmıştır. Evdeki her işten ve yapılan her yaramazlıktan sorumlu tutulur. Yaptığı hiçbir iş beğenilmez, hep bir kusur hep bir eksiklik bulunur. Konakta kimse sevmez Gülsüm'ü. Nadide Hanımın da konaktakilerden aşağı kalır yanı yoktur. Kimi zaman Gülsüm'e iyi davranır ama çoğu zaman o da diğerleri gibi itip kakar "evlatlık" aldığı çocuğu. Küçük bir çocuğun bunca eziyet görmesi sinirimi epey bozdu. Gülsüm konağa gelmeden önce kimin üstüne yıkıyorlardı bütün suçu acaba? Velhasıl anlatımı gayet akıcı, kolayca bitirilecek bir kitap ama beni Acımak, Çalıkuşu ya da Dudaktan Kalbe kadar derinden etkilemedi. Yine de okunabilir bir Reşat Nuri eseri. Herkese keyifli okumalar.
