Kitabi beğendim.Kitap bir kaç hikayeden oluşuyor.İlk hikaye kütük.Kütük hikayesinde Arslan Bey'in bir kaleyi hiç ateş etmeden nasıl ele geçirdiği anlatılıyor.Bir hayır hikayesinde Durmuş Bey adındaki ihtiyar bir adamın hikayesi anlatılıyor.Hikayede Durmuş Bey ölmek üzere fakat oğulları onu önemsemiyor miras kavgası yapıyorlar.Bunun üzerine Durmuş Bey öldükten sonra oğulları çift olan şeyleri bölüşür tek olan şeyleri ortadan ikiye bölerler.Köpeyide tam bölecekken Hacı Ağa gelir ve bu köpeğin burada kalıp sahibi için ulumasını söyler.Bunun üzerine köpek sahibi için ulur ve Hacı Ağa şöyleder:şu köpeği kadar Durmuş Ağayı oğullarıda sevseydi mezarı taşsız kalmazdı.Diğer hikaye kaç yerinden?Doktor ve onun bir arkadaşının hikayesi.Doktor arkadaşının yazdığı ihtiyar bir kahramanın hikayesini okur ve bu kahramalık şuan ki komutanların, subayların yanında küçük kalır,der.Arkadaşı ona inanmaz fakat doktor sonra onu 49 yerinden yaralanmış genç bir askerle tanıştırır ve sonra anlar işte kahramanlığı.Son hikaye ise Çanakkale'den sonra.Bu hikayede tüm ümidini kaybetmiş ümitisiz 45 yaşlarında bir adamı hikayesi anlatılıyor.Bu adamın ümitleri bitmişti öyle ki bahçesi bile zehirli otlarla doluydu.Ama bir gün Çanakkale zaferini duydu.Umudu geri geldi evlendi zehirli otları temizleyip menekşeler dikti.Dış işleri bakanlığına tercüman oldu.Bir kızı bile oldu.Kızının adı ise Mefkûre olmuştu.(: