Lolita, orta yaşlı bir Avrupalı olan Humbert Humbert’ın ‘supericikleri’ ismiyle andığı 12-13 yaşındaki kızlara saplantısını ele alması dolayısıyla edebiyat tarihinde sansasyona neden olmuş bir roman olarak öne çıkagelmiş. Nabokov ilk kez okuduğum bir yazar fakat romantik üslubu, mizahi bakış açısı, incelikli yazım şekli ile beni büyüledi. Romanının son derece ahlaki olduğunu savunan Nabokov, esasen ilk esin perisinin resim çizen bir maymunun hapsolduğu parmaklıkları çizdiğini öğrenince ortaya çıktığını söylüyor. Humbert Humbert da saf güzelliğe ulaşma, elde etme idealine hapsolmuş bir ruh. Lolita; cinsel arzunun, güzellik idealinin, insan ruhunun en karanlık yanlarının ve bireysel hapishanelerimizin bir çember oluşturduğu ve edebiyatın sonsuzluğunda vücut bulduğu değerini kaybetmeyecek bir eser.