Malte Laurids Brigge, aslında şair olan Rainer Maria Rilke’nin tek romanı ve tek kelimeyle bir başyapıt. Eserde Rilke, Paris’te ucuz bir kiralık odada kalan, varlığını yitirmiş aristokrat bir aileden gelen bir gencin, Paris izlenimleriyle beraber geçmişini yad etmesini anlatıyor. Yazar, kendi hayatından çokça izler taşıyan eserde, ölüm, aşk, çocukluk, Tanrı, sanatçı olmak gibi konularda fikirlerini paylaşıyor aslında daha çok okurla. 1902-1903 yıllarında yaptığı Paris seyahatinden izlenimlerinden yola çıkarak muhteşem bir Paris panaroması da sunuyor; şehrin sokaklarını, burda yaşayan farklı kesimden insanları, özellikle sefalet içinde yaşayanları tasvir ediyor. Rilke’nin fikirleri hem oldukça etkileyici hem de gerçekten bunları şiir gibi cümlelerle aktarmış. İnsanın hayatının farklı dönemlerinde ya da farklı ruh hallerinde tekrar tekrar okumaktan farklı hazlar alacağı ve her seferinde farklı şekilde etkilenebileceği bir eser. Beni en çok çocukluk ve olgunlaşmakla ilgili fikirleri etkiledi mesela ilk okumamda ve yıllar sonra kesinlikle döneceğim bu metne. Hem düşünsel hem edebi anlamda oldukça zengin, mutlaka okunması gereken bir kitap.
