Bazı kitaplar vardır son sayfasını iyi ki okudum, okunması gereken bir eserdi diyerek kapatırsınız sonra farkına varırsınız ki o kitap artık sizin hayatınızı yönlendirmeye başlamış, yaşadığınız birçok şeyi o kitap özdeşleştiyorsunuz. düşünürsenize "Özgürlük her şeyden yücedir hatta hayatın kendisinden bile" cümlesini kim sorgulamaz? Ya da gelişmemiş insanları tanımlarken "dillerini sizin ruhunuzda kaşıyorlar" ifadesini kullanan bir yazara nasıl saygı duyulmaz?
Biz çevremizdeki insanlar için yaptıklarımızın çeteresini tutarken Çernişevski'nin tanımladığı insana kim hayranlık duymaz?
Vera Pavlovna'yı, hiçbir zaman tam anlamıyla anlayabileceğimi düşünmediğim Rahmetov'u, Lopuhov'u, Kirsanov'u nasıl unutabilirim ki? Ben bugüne kadar çok kitap sayfasını kapattım, çok kitapla vedalaştım ama hiçbir kitabı hayatım boyunca unutmayacağım dört arkadaşla kapatmamıştım. Düşüncelerimi Lenin dillendirmiş galiba,
“Öyle bir iki atımlık değil, insana yaşam boyu yetecek bir baruttur bu kitap.”
Çernişevski bana evliliği, özgürlüğü, kadını hatta yaşamı yeniden tanımlattı. Okuyalı neredeyse bir ay oluyor, kitap kafamda yeni yeni oturuyor. Yeraltından Notlar kitabından Çernişevski'ye yapılan bir gönderme sonucu tanıştığım yol haritam, sen bana Dostoyevski'nin de kattığı en güzel şeysin.