Kimse kimsenin kurtarıcısı değil elbet de, kalbinin güzelliğini bildiğin insanlar üzülsün istemiyorsun işte. On kötüye, bir iyi düşüyormuş gibi yaşadığımız bu devirde, elinden bir şey gelsin de, yap istiyorsun.
Korku, insanın varoluşuyla ilişkili belki de en temel duygudur. Belki o nedenle de kötülük ancak insandan bu derece taşan, ortaya çıkan bir lanet gibidir. Sonsuzluğu hayal edebilme kapasitesine sahip bir zihinle bu dünyadan geçerken bu kısacık yaşamın anlamı üzerine yaşadığı yahut yaşaması muhtemel olan akıl almaz sorgulamalar, onu büyük bir belirsizliğin ve bilinmezin korkusunun kucağına atar.
"Yaşamı kendilerine eklemeye, herşeyi herşeyi ele geçirmeye, kendilerine katmaya çalışıyor buradaki insanlar, bizlerse kör topal yaşama eklemlenmeye çalışıyoruz. Arada ayrım yok mu hiç? Develer de güdülmüyor, diyardan da gidilmiyor."
Sen biraz büyümüşsün sanki. Şiir sevmişsin. Şiir yamultmuş gövdeni. Aramıza girmişsin ama hiçbir şeyin tam ortasında olamıyorsun. Ürkek bir serçe gibi girmeye çabalıyorsun o gecelerin kıyısından içeri. Sadece senin hissettiğin bir şey var. Bir şeyler var. Birilerini inandırmalısın bu yaşadıklarına. Anlatmak gırtlağına kadar yükseliyor ama sesine kulak yok. Çırptıkça yerinde duran bir çift kanadın yükü büyüyor omuzlarında. Boynun ağrıyor daima.
Korkularını tanıyan insan, o korkularını güvene çevirmenin de yollarını keşfe çıkabilir.Her zaman muvaffak olmayabilir belki, ama bulanlar ancak arayanlardır.