Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Otuz Üç Pencere

Bediüzzaman Said Nursî

Otuz Üç Pencere Hakkında

Otuz Üç Pencere konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Bu kitapda varlık aleminden iman gerçeğine açılan 33 pencere var. Yazarın da ifadesiyle bu küçük eser imanı olmayanı inandırır. İmanı zayıf olanın inancını kuvvetlendirir. İmanı kuvvetli olanı, daha geniş bir imana sahip kılar. Ona Allahı daha fazla tanıttırır. Gözüne 33 pencereden görünen bambaşka manzaralar açar... Şu Otuzüç Pencereli olan Otuzüçüncü Mektub, imanı olmayanı İnşaallah imana getirir. İmanı zaif olanın imanını kuvvetleştirir. İmanı kavi ve taklidi olanın imanını tahkiki yapar. İmanı tahkiki olanın imanını genişlendirir. İmanı geniş olana bütün kemalat-ı hakikiyenin medarı ve esası olan marifetullahda terakkiyat verir; daha nurani, daha parlak manzaraları açar. İşte bunun için, "Bir pencere bana kafi geldi, yeter" diyemezsin. Çünki: Senin aklına kanaat geldi, hissesini aldı ise; kalbin de hissesini ister. Ruhun da hissesini ister. Hatta hayal de nurdan hissesini istiyecek. Binaenaleyh herbir pencerenin ayrı ayrı faideleri vardır.
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 14 dk.Sayfa Sayısı: 79Basım Tarihi: 2013İlk Yayın Tarihi: 1985Yayınevi: Sözler Neşriyat
ISBN: 9789754670318Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 38.3
Erkek% 61.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said NursîYazar · 173 kitap
Bediüzzaman Said Nursî (Mart 1878, Bitlis - 23 Mart 1960, Şanlıurfa), İslam alimi, düşünürü. 1892'de Bitlis'te Şeyh Emin Efendi ve diğer İslam alimlerinin de bulunduğu ilim meclisinde yapılan imtihan ve münazara sonunda Molla Fethullah tarafından Bediüzzaman unvanı verilmiş; diğer alimler tarafından da kabul görmüş ve bu isimle anılmaya başlanmıştır. I. Dünya Savaşı'nda gönüllü alay komutanı olarak Kafkas Cephesi'nde mücadele etti. Savaş sırasında birçok öğrencisi ölmüş, kendisi ise gazi olmuştur. Başarılarından dolayı kendisine Harp madalyası verildi. Ordu-yu Hümâyun'un tavsiyesi ile Dar'ül-Hikmet'ül İslamiye azası olarak atandı. 1922'ye kadar görevini yerine getirdi. 1923 yılında TBMM'nin daveti üzerine Ankara'ya gelen Nursî, Ankara'da aradığı atmosferi bulamaz. Van'a dönerek inzivaya çekilir ve daha sonraları bu dönüşünü Yeni Said'in başlangıcı olarak nitelendirir. Bu dönemde sosyal ve siyasi meselelerden uzaklaşır. En önemli vazifenin imanı kuvvetlendirmek olduğunu söyler. Şiddetle karşı çıktığı ama silah çekmediği Cumhuriyet idaresi tarafından bu dönem zarfında uzun yıllar sürgün, gözetim ve yer yer hapis hayatı yaşatılacak ve zorunlu ikamete tabi tutulacaktır. Büyük çoğunluğunun Isparta Barla'da yazıldığı Risale-i Nur külliyatının yazımı ve Nur Cemaati'nin oluşumu bu dönemde yaşanmıştır. 23 Mart 1960'ta Şanlıurfa’da vefat etti. Detaylı bilgi: tr.wikipedia.org/wiki/Said_Nursî