Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasi ve Edebi Portreler

Yahya Kemal Beyatlı

En Beğenilen Siyasi ve Edebi Portreler Gönderileri

En Beğenilen Siyasi ve Edebi Portreler kitaplarını, en beğenilen Siyasi ve Edebi Portreler sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Siyasi ve Edebi Portreler yazarlarını, en beğenilen Siyasi ve Edebi Portreler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aruzla "seviyorum" denilemez lakin "seviyorum" diyemeyen bu veznin aşkı ifade etmemiş olduğunu zannetmek, göz önünde duran koskoca hakikati inkar edip münhasıran "mantık" a inanmak olur.
Sayfa 27 - İstanbul Fetih Cemiyeti 1950 yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ziya Gökalp ile aralarında geçen manzum şakalaşmaya dair üstad Yahya Kemal şöyle söylüyordu: “Bana ta’rîz etmek istediği bir gün, kafamı târîhin zevklerine kaptırdığımı vesîle bulmuş: Harâbîsin, harâbâtî değilsin! Gözün mâzîdedir, âtî değilsin! demişti. İrticâl dedikleri nâdir tesâdüfün sevkiyle, ben de kendisine demiştim ki: Ne harâbî ne harâbâtîyim, Kökü mâzîde olan âtîyim.”
Ziya Gökalp
Onun, iki asır evvel Almanya içinde Almanlığı keşf eden "Leibnız" gibi, Osmanlı İmparatorluğu içinde Türklüğü keşf eden bir adam oldu­ğundan şüphelendim.
" Hâlit Bey entarili, kürklü, söyleyişi, yiyişi, keyiflenişi ve muamele edişi ile avamdan olduğu pek belli, İttihat ve Terakki'ye, daha doğru ve şümullü bir tâbirle bütün inkılâp nesline diş bileyen bir menkûbdu."
-Refik Halid Ailesi
Muallim Naci'yi Türk şiirinin son peygamberi gibi görürdü Ali Kemal.
Sayfa 66 - İstanbul Fetih Cemiyeti 1950 yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Doktor Bahaeddin, naklettiğim gibi, müthiş bir seciyenin ateşin temasıyle uyandıktan sonra Paris'de Genç Türklüğü adeta diriltti. Iki sene az çok faal bir komita haline soktu, azaca zenginletti.
Ziya Gökalp
Muzafferiyetten sonra tekrar meb'us intihab edildiği zaman, gerek eski arkadaşları ve eski muarızları kendisine serzenişkar oldular. Devlet değişmiş, vatan değişmiş, hasılı türklüğün hayat sistemi değişmiş iken, ister dahi, ister alim olsunlar, nihayet birer ferd olan insanların değişmesinde ayıp aramak bilmem ne derece doğrudur?
Fikret’in bilgisi orta derecede, birçok bahislerde ondan da dûndu. Mütefekkir olarak kâinatı hayli mahduttu. Meselâ yaşının kemal devresinde meylettiği sol nazariyeleri o kadar basit ve hayal meyal bir hâlde benimsemişti ki o senelerde Avrupa’da o nazariyelerin kitaplarla, mecmualarla, gazetelerle, hutbelerle, nihâyet amele âleminde ve parlamentolarda bilfiil çalkantılarıyla onda bir mikyasta olsun bilmezdi; bilmeye fazla hevesli de değildi.
Sayfa 20
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.