Şiir, tanrıların ekmeklerini sağlamakta, özellikle, tahmin edilebileceği gibi dişi ilahlar varlık bulduktan sonra, çektikleri güçlüklerin betimlenmesi denilebilecek bir girişle başlar.
Tanrılar yakınırlar, ama su-tanrısı Enki, Sümerlerin bilgelik tanrısı da olduğundan onlara yardım edebilecekken, öyle derin uyumaktadır ki onları işitmez. Bunun üzerine annesi, “bütün tanrıları doğuran ana,” ilksel deniz, tanrıların gözyaşlarını ona getirir ve şöyle der:
“Ey oğul, kalk yatağından, ...dan bilgeliğini göster,
Tanrılara hizmetkârlar biçimle, onların ... onlar üretsin.”
Enki konu üstüne düşünür, iyi ve soylu şekilleyici’lerin başına geçer ve annesi Nammu’ya, ilksel denize şöyle der:
"Ey ana, sözünü ettiğin yaratık, var edildi,
Onun üstüne tanrıların ... yerleştir;
Deniz dibinin yüzeyindeki kilden yüreğini yoğur, İyi ve soylu şekilleyicilir kili berkitecekler,
Sen, sen onun uzuvlarını ortaya çıkar;
Ninmah (toprak-ana tanrıça) senin üstünde çalışacak,
... (doğum tanrıçaları) sen biçimlerken yanında olacaklar;
Ey ana, (yeni doğanın) yazgısını belirle,
Ninmah onun üstüne tanrıların ... yerleştirecek, ... insan olarak ...
İçerikleri açıklanabilirse çok aydınlatıcı olacak birkaç kırık dizeden sonra şiir, Enki’nin, insanın yaratılışı onuruna tanrılara verdiği bir ziyafeti anlatır. Bu ziyafette Enki ve Ninmah çok fazla şarap içer ve çakırkeyif olurlar. Bunun üzerine Ninmah denizin dibinden bir parça kil alır ve altı değişik tipte bireyi şekillendirir, Enki de onların yazgılarını belirler ve onlara yiyecek ekmek verir.