Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği

Orhan Karaveli

En Eski Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği Sözleri ve Alıntıları

En Eski Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği sözleri ve alıntılarını, en eski Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kızlarını okutmayan millet oğullarını manevî öksüzlüğe mahkûm etmiş demektir; Hüsranına ağlasın! ...Evet, anaların bağrı, Uygarlığın kutsal bahçesidir; en geri, En âciz, en bahtsız millet, kadınlığı Cehalete kardeş edendir! Tevfik Fikret
Sayfa 46 - PergamonKitabı okudu
HALUK' UN AMENTÜSÜ Varlıkları yaratan bir güç var; ulu ve arınmış, Kutsal ve yüce; ona vicdanla inandım. Toprak vatanım, insan soyu milletim... İnsan İnsan olur ancak, bunu iz'anla inandım. Şeytan da biziz, cin de, ne şeytan ne melek var; Dünya dönecek cennete insanla, inandım. İnsanoğlu birbirinin kardeşi... Hülya! Olsun, ben o hülyaya da bin canla inandım. Elbet şu mezar ömrünü bir ışıklı mahşer Takip edecektir, buna imanla inandım. Aklın büyüyen mucizeleri önünde Batıl geçecek yere hüsranla, inandım. Tevfik Fikret
Sayfa 250 - PergamonKitabı okudu
Reklam
HASBIHAL Alet işler, el övünür Derler; her söze kanmayın, İşitin de inanmayın! El tutarsa yürür saban, Eldir sabanı da yapan! Tevfik Fikret
Sayfa 299 - PergamonKitabı okudu
HAN-I YAĞMA Bu sofracık efendiler -ki yutulmaya hazır Huzurunuzda titreyen- şu milletin hayatıdır. Şu milletin ki can çekişir, şu milletin ki acılıdır Fakat sakın çekinmeyin; yiyin, yutun hapır hapır. Yiyin efendiler yiyin; bu iştah sofrası sizin; Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin! Efendiler, pek açsınız, bu çehrenizde
Sayfa 276 - PergamonKitabı okudu
Kızlarını okutmayan millet, oğullarını manevî öksüzlüğe mahkûm etmiş demektir; hüsranına ağlasın!
Sayfa 235Kitabı okudu
"Ben İnkılap rûhunu Fikret'ten aldım". (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)
Reklam
Yorgun “Benz”, Sultan Aziz tarafından 1800'lerde yaptırıldığı için onun adıyla anılan Aziziye Karakolu'nu geçip dar ve bozuk yoldan sarsıla sarsıla Bebek'e ulaşır. Birkaç dakika sonra da Aşiyan'a sapan dik yokuşun başına. İki arkadaş: — Buradan sonrasını yürüyeceğiz... diyerek arabadan inerler. Otomobilin çıkamayacağı bakımsız ve daracık yokuşu tırmanırken Paşa'nın yaveri de biraz geriden onları izlemektedir. Mustafa Kemal, koluna girdiği, Harbiye'den manej hocasına yüreğinin derinliklerinden gelen bir sesle Fikret'e olan sevgisini anlatır: — Ben inkılâp ruhunu ondan aldım. Ziyaret edeceğim yerlerin başında elbette Aşiyan gelir! Bir de sır verir hocasına bu yokuşta: — Yakında Anadolu'ya gidiyorum! Sen ne dersin? Hocası cevap verir: — Daha ne duruyorsun?.. Kim bilir? Mustafa Kemal memleketi kurtarma kararını ilk kez belki de Fikret'in katına tırmanırken açıklamaktadır. Aşiyan'a çıkılır, saygı duruşunda bulunulur ve bu tarihî ziyaret, anı defterindeki, şair yazar ve gazeteci Süleyman Nazif (1869-1927) tarafından anlamlı ve edebî bir üslûpla kaleme alınıp şair ve yazar kardeşi Faik Ali'nin (Ozansoy, 1876-1950) yanı sıra Mustafa Kemal Paşa tarafından da imzalanan şu kısa fakat düşündürücü tümceyle ölümsüzleştirilir. “ 'Tavâf-ı tahatturunda bulunmakla mübâhi perestişkâran-ı Fikret.' Mustafa Kemal-Süleyman Nazif-Faik Ali, 19 ağustos 1918”* Bugünün Türkçesiyle “Anısı çevresinde bulunmakla övünen, Fikret'i taparcasına sevenler.” *Mustafa Baydar, Varlık dergisi, 15 aralık 1967.
Sayfa 27 - Doğan Kitap, 7. baskı / ekim 2007Kitabı okudu
Atatürk, sonraki yıllarda ondan söz ederken, “Ben Fikret'e yetişemedim. Onun sohbetinden istifade edemedim. Bunun için kendimi bedbaht sayarım. Ama, bütün eserlerini okudum. Birçoğu da ezberimdedir. O, hem büyük şair, hem de büyük insandı...” demiştir.
Sayfa 32 - Doğan Kitap, 7. baskı / ekim 2007Kitabı okudu
Fikret'in “Ferdâ”sıyla geleceğe ilk adımlar atılmaya başlanmıştır. Fikret'in, bir kez bile yüzünü görmediği halde ilk gençliğinden başlayarak saplantılardan ve dogmatizmden uzak, yenilikçi, çağdaş ve devrimci fikirlerle donattığı, bu, -Tanrı'nın herhalde, yok olup gitmelerini istemediği Türklere armağanı olan- güzel ve sarışın çocuk, bütün kurtuluş, kuruluş ve Cumhuriyet yıllarından 1938'de Elazığ'a yaptığı son yurt gezisine kadar Fikret'in izinden ve fikirlerinden hiç sapmamış; ulusuna, üstüne basa basa, her fırsatta onu anlatmaya ve tanıtmaya çalışmıştır. Bazı öğütleri, “bire bir”, onun şiirindeki sözlerdir. Daha, Cumhuriyet'in ilk yılı bile dolmadan, 25 ağustos 1924'te Ankara'da toplanan “Muallimler Birliği Kongresi”nde heyecanla kendisini dinleyen öğretmenlere şöyle seslenir: “Cumhuriyet sizden 'fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür' nesiller İster...”
Sayfa 39 - Doğan Kitap, 7. baskı / ekim 2007Kitabı okudu
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.